Baki Çiftçi

Baki Çiftçi

Eğlenin Yavrularım Eğlenin

Eğlenin Yavrularım Eğlenin

 Eğlenin Yavrularım Eğlenin
23 Nisan Ulusal Eğmenlik ve Çocuk Bayramı’nın 92. yıl dönünü kutlamaları yapılıyor. Aşağıdaki yazıyı Çetin ALTAN  23 Nisanın 48. yıl dönümünde yazmış. Bir çoklarımız  bu yazdan haderdardır yada internette dolaşıyor okumuşsunuzdur. Aradan geçen 44 yıl ne değişti, yakın tarihimizin bu günle kıyaslanması açısında  değerli olduğunu düşündüğümden paylaşmak istedim. 
 “Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının kırk sekizinci yıldönümü. 
Bugün Egemenlik ve Çocuk Bayramı.Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
Amerika, Karadeniz kıyılarındaki bakır madenlerimizin, yüzde elli bir oranında kendileriyle iş yapacak patronlara devredilmesini istemiş. 
Biliyorsunuz dostumuzdur Amerika. Topraklarımızın 32 milyon metrekaresi üstünde onun bayrağı dalgalanır. Her Bakanlığımızda onun uzmanları, gizli güvenlik teşkilâtımızda onun dolarları. Anadolu köylerinde onun barış gönüllüleri vardır. Başbakan dahi onun firmalarının komisyonculuğundan gelmiştir iktidara ve onun Başkanıyla kolkola çektirdiği resimleri halka dağıtmanın kıvancıyla toplamıştır oyları.
Amerika, bakırlarımızın yüzde elli bir oranında kendisiyle iş yapacak patronlara devrini istiyorsa, elbette bu egemenliğimiz ve özgürlüğümüz içindir.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
O kadar özgür ve mutlusunuz ki kazara aklınıza vatanımızda dalgalanan çok yıldızlı bir yabancı bayrağına bakarak kuşku girerse, Savcı yakışabilir yakanıza:
- Niye düştünüz bu kuşkuya, diye...
Ve şayet küçücük çıplak ayaklarınızla koskoca İstanbul şehrinde yatacak bir yer bulamıyor da, kapı diplerinde kıvrılıyorsanız, yüreğiniz hiç kararmasın. 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramı sizler içindir.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
On yaşına kadar bin tanenizde dört yüz ellinizi mezarlıklara mı götürüyorlar? 
Büyük kentlerin gecelerinde dar ve karanlık sokaklarda sizi on liraya satanlar mı var? Köylerde okulsuz, bakımsız ve pabuçsuz inekleri mi güdüyorsunuz?
Aman sakın... Savcı çok kızar bu sözlere. Egemen ve özgür olduğunuzu inkâr sayılır bu; sınıfı sınıfa düşürmek, hükümetin manevî kişiliği, milletin bütünlüğü, demokrasiye karşı çıkmak, millî çıkarlara aykırı hareket ve daha türlü türlü maddelerle bir gece yarısı alınıp cellâtlara verilirsiniz.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
Savcılar, polisler, zindancılar, jandarmalar, "Egemen ve özgür değiliz" demeye çok kızarlar. Hele küçücük boyunuz, daracık göğsünüz, sıska vücudunuz ve yırtık pantolonunuzla, araba vapuru iskelelerinde otomobil camı silerken, gözünüz arabanın içindeki temiz giyimli, şık ayakkabılı, taranmış saçlı çocuklara kayarsa içinizi çekmeyin. Bir iç çekiş sosyalistlik, iki iç çekiş komünistlik, üç iç çekiş anarşistlik, dört iç çekiş ihtilâl, özgürlüğe ve egemenliğe karşı çıkmak. Rus casusu olmak, Pekin'e satılmaktır. Sonra sizlere, fakirlikte eşitlik arıyor, derler. Demokrasi düşmanı derler. Millî değilsiniz derler. İçinizi çekmeden, silin arabaların camlarını. Ellerinin tersiyle sinek kovar gibi sizleri kovanlara özgürlük ve egemenlik aşkına neşeli gülücükler yapınız. Ezilip, horlanıp sürünmek şanıdır demokrasimizde yaşayan fıkara çocuklarının. Bu şandan sizleri tutamaksız bırakanları mahrum etmeyiniz.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
Babanız, on liraya harç mı çekiyor bir inşaatta, köyde ağa yanaşması olarak mı çalışıyor boğaz tokluğuna, gazete mi dağıtıyor sabahın kör karanlığında? Bir de babalarınızın harç çektiği binaların yükselişine bakınız, ağaların ton ton pamuk balyalarına ve gazetelerin büyük rotatiflerine. Onların içinde ve gölgesine yaşayan çocuklar sizlerin kardeşlerinizde. Özgürlük ve egemenlikte eşitsiniz onlarla, hele şehitlik payesi en çok sizler içindir.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.
Egemen ülkemizin özgür ve mutlu çocuklarına Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramının 48. yılında bir büyük ozanın, bir şiirini armağan etmek isterim:
KEREM GİBİ
Hava kurşun gibi ağır
Bağır bağır bağırıyorum. 
Koşun kurşun eritmeğe çağırıyorum. 
O diyor ki bana:
- Sen kendi sesinle kül olursun ey! 
Kerem gibi yana yana...  
Deeert çok, hem dert yok" 
Yüreklerin kulakların sağır...
Hava kurşun gibi ağır"
 Ben diyorum ki ona:
- Kül olayım Kerem gibi yana yana 
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.
Hava toprak gibi gebe. 
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır,bağır,bağır bağırıyorum.
Koşun kurşun eritmeğe çağırıyorum...
Bu şiir 1930 mayısında yazıldı yavrularım. Sayısız defalar yayınlandı. Son olarak İzlem Yayınlarının çıkardığı "835 Satır. Sesini Kaybeden Şehir. Varan 3" adlı kitapta da bulabilirsiniz.
Bu şiiri oradan alıp bir dergiye koydular diye Adana Savcısı iki genç insanı tutuklattı. 1968 yılının Egemenlik Bayramında o insanlar zindanda yatıyorlar.
Ve bu şiir bütün dillere çevrilmiş, yeryüzünün her yerinde söyleniyor.
Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.”
Şimdi siz Pozatı’ya, Sincan’a  ve Türkiye’nin cezaevlerine  bir uğrayın isterseniz. Uludere’de parçalanmış çocukları  hatırlayın! Büyükşehirlerin sokak çocuklarını  hatırlayın! Çukurovada, Eğe’de karadeniz’de, İçanadolu’da toplayıcı körpe ırgatları, sanayı sitelerinde  yağ pas içindeki çocuk emeği sömürüsünü, baskı dayak küfürleri gördünüzmü ,duydunuzmu? Çocuk gelinlerden haderdarmısınız? Ya tecavüzlerden?
“Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz.”
Yıl 2012. Dünyanın 15. büyük ekonomisiyiz!  4+4+4  formüllü dindar nesil geliyor,  Amerikan Emperyalizmimin stratejik ortağıyız nasıl olsa!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Baki Çiftçi Arşivi