'Bu siyaset denen zıkkımın seyir secdesi yok'

'Bu siyaset denen zıkkımın seyir secdesi yok'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, AKP Ankara 2. bölge milletvekili adayı Cemil Çiçek, ''Biz gece baskınıyla gelmedik, yetim korkusuyla gelmedik, çete kurup, bir kısım hokus pokuslarla, bir kısım kumpaslarla gelmedik. Bu meydanlara geldik, derdimizi sö
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, AKP Ankara 2. bölge milletvekili adayı Cemil Çiçek, AKP teşkilatının Yozgat'ın Yerköy ilçesi İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde, halktan aldıkları desteğin karşılığını, ellerinden geldiği, güçlerinin yettiği kadar, hizmet ederek ödemeye çalıştıklarını söyledi. ''Türkiye içinde ve dışında başımı öne eğdirecek hiç bir yanlışın içinde olmadım'' diyen Çiçek, şunları kaydetti:

''Ülkemin menfaati ne gerektiriyorsa, devletimin menfaati neyi gerektiriyorsa, Yozgat'ın hakkı ve hukuku neyi gerektiriyorsa, bedeli ne olursa onu göğüslemeye hazır bir evladınız olarak bugün Yozgat'ı içeride ve dışarıda temsil ettim. Benim bugün aranızda bulunuşum kendim için değil. Kendim için bir şey istemiyorum, istediğim sadece duanızdır. Ben hepiniz için, Yozgatlı için, Yerköylü için tüm milletim için doğru olan neyse onu söylerdim, doğru olan neyse onu yapmanın gayreti ve çabası içerisinde oldum. Onun için bugün de biz bu siyaset meydanında bu konuşmayı yapıyoruz. Ama bir parti konuşması değil, sizin menfaatinize, ülkenin menfaatine olan doğruları söylemek üzere geldim, benim görevim doğruları söylemek, doğruların yanında olmak, doğru işlere yardımcı olmak.''

Çiçek, doğru kararı her zaman milletin verdiğini dile getirerek, ''Biz gece baskınıyla gelmedik, yetim korkusuyla gelmedik, çete kurup, bir kısım hokus pokuslarla, bir kısım kumpaslarla gelmedik. Bu meydanlara geldik, derdimizi söyledik, yapacaklarımızı söyledik Allah razı olsun sizlerde bize güç verdiniz iktidar yaptınız. Onun için bizim sizden başka dayanacağımız bir siyasi güç yoktur'' dedi.

''Başkalarının başka yerlere dayanabileceğini, başka oluşumlardan medet umabileceğini'' belirten Çiçek, kendilerinin Allah'a inanıp, millete güvenip, yola devam ettiklerini, 12 Haziran seçimlerinde de en büyük güvencelerinin millet olduğunu kaydetti. Çiçek, şöyle devam etti:

''Bugüne kadar Türkiye'de çok siyaset yapıldı. Siyaset adına meydanlarda çok şeyler söylendi. Çok siyaset adamları geldi geçti ama bunlardan bir kısmından bu ülke fayda gördü, bir kısmından da zarar gördü. Biz AKP olarak, onun sorumluluğunu taşıyanlar olarak adam gibi adamların yaptığı siyaseti yapıyoruz. Adam gibi siyaset yapıyoruz. Adam gibi siyaset, lafın doğrusunu söylemek, işin de doğrusunu yapmaktır. Sadece pazar gününü hesaba katarak yalana dayalı, iftiraya dayalı, hesabı kitabı yapılmamış, 'hele pazar günü şu vatandaştan üç tane oyu alayım ondan sonra Allah kerim, dün dündür, bugün de bugün deriz, çeker gideriz' anlayışı içerisindeki ilkel, iptidai, ahlaksız siyasetin Türkiye'ye hiç bir faydası olmadı.

Onun için bu millete yapılacak en doğru siyaset, önce vatandaşa doğruyu söylemektir. Bu vatandaşa doğruyu söylemezseniz, en büyük haksızlığı, en büyük hakareti ve saygısızlığı yapmış olursunuz. Biz doğruyu söylüyoruz, doğruyu yapmaya çalışıyoruz. Bunun çok kolay olmadığını başımıza gelen işlerden, yaşadığımız sıkıntılardan, gazete manşetlerinden, açılan davalardan da görüyorsunuz. Bu ülkede doğruyu yapmak öyle meydanlarda konuşulduğu kadar kolay değildir. Üç kişi doğruyu yapmak ister, dört kişi eteğinizden çeker, yapılmasın gelip meydanda başına kakalım diye. Bu ülkede doğruyu yapmakta, doğruyu söylemekte çok kolay olmadı.''

'Siyasetçinin karnesine bakın!'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, gelecek hafta sonunda çocukların karne alacaklarını, annelerin, babaların, dedelerin, ninelerin, büyüklerin ise, çocukların getireceği karneleri dikkatle inceleyeceklerini belirterek, seçim dönemlerinin de siyasi partilerin karne dönemi olduğuna dikkati çekti. Çiçek, şunları söyledi:

''Çocuğunuz eve karnesini getirdiğinde bakacaksınız, Türkçeden, matematikten, coğrafyadan kaç not almış, okula devam etmiş mi etmemiş mi? O karneden öğrencinin bir yılık çalışması gözükür. Siyasi partilerin de seçim dönemleri dört yıllık karneleridir. Şimdi siz önümüzdeki pazar günü bu karneye bakacaksınız, bakmalısınız. Kendiniz için değil çocuklarınız için, gelecek nesiler için bu karneye bakmalısınız. Hal ve gidişleri nasıl bu partilerin, millete hizmet etmişler mi, yoksa vatandaşın oyunu alıp, unutup gitmişler mi? Çünkü büyüklerimiz demiş ki; 'İnsan ölür eseri kalır, eşek ölür semeri kalır' Eser siyaseti yapmazsanız bu meydanda laf konuşulur gider, sonra da size bir şey kalmaz.

Biz siyasetçilerin dalaşmasına bakmayın, biz benzinlikte anlaşırız, siyasetçiye hiçbir şey olmaz. Siyaseten kaybeden hiç kimse olmadı ama siyasetin doğrusu yapılmazsa kaybeden sizler olursunuz. Onun için siyaset hizmet için yapılır. Biz de inanırız halka hizmet edersek, hakka da hizmet etmiş oluruz. Onun için karneleri elinize aldığınızda bakın pazar günü. Aday kardeşlerimizle ilgili hiç bir şey söylemem ama partiler bu meydanlara geldiğinde karneleriyle beraber gelecek.

Namazda bir seyir secdesi var; farzları veya vacipleri terk eder yada tehir ederseniz sağa sola selam verir secdeye kapanırsınız, sonra namazınız tamam olur. Namazın seyir secdesi varsa, bu siyaset denen zıkkımın seyir secdesi yok, bir anlık yaptığınız hata, değil dört sene, kırk sene gidiyor.''

Kurulan altmış hükümetten altısında görev yaptığını, Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli bakanı olduğuna işaret eden Çiçek, ''Bir evladınız olarak ifade ediyorum; bugün çektiğimiz sıkıntılar, karşılaştığımız zorluklar, ülke içinde ülke dışında karşılaştığımız engellerin çok büyük bir kısmı geçmişte Türkiye siyasetinin yanlış yapılmasından kaynaklanıyor. Elli sene evvel yapılan yanlış elli sene sonra önünüze çıkıyor. Kırk sene önce yaptınız yanlış bir karar bu gün karşınıza çok büyük problem olarak çıkıyor'' dedi.

Çiçek, seçim zamanının doğruların konuşulduğu, doğru kararların verilmesi gerektiği bir dönem olduğunu dile getirerek, ''Bugün bu meydana benden sonra gelecek olanlar ilk defa karşınıza çıkmıyorlar. Daha evvel siz onlara da oy verdiniz, destek verdiniz güç verdiniz. Herkes bu meydanda dedi ki; 'Ben Halep'te 40 arşın atladım burada da atlarım', iktidar verdiniz, güç verdiniz. Çevrenize bakın eser adına ne var? Eser olmayanın yerinde yeler eser. Dolayısıyla hizmet olarak bakın, köyünüze, kasabanıza, ilçenize, ilinize bakın, eğer sekiz sene evveline nazaran buraya hiçbir şey yapılmadıysa, çivi çakılmadıysa, eser ortaya konmadıysa benim yakam burada, bunun hesabını sorun. Ama başkaları hiç bir şey yapmadıysa o vakit sandıkta da onların hesabını sormak sizin görevinizdir'' diye konuştu.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.