Çevreciler İstanbul Aydın Üniversitesi'nde

Bunların nasıl engellenebileceğini anlatan Kemal Kahya, Genç TEMA için gönüllü çalışan İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencilerini de çalışmalarından dolayı tebrik etti.
 
Kemal Kahya konuşmasına senede 140 bin canlı türünün çeşitli sebeplerle yok olduğunu belirterek, “Bir kasırganın çok büyük olarak nitelendirilmesi için hızının 8 yüz 88 kilometre olması gerekiyor, ancak Sandy kasırgasında bu rakam bin 550 kilometre idi. Normalde olabilecek bir şey değil, küresel ısınmanın şiddetinin ne kadar büyük olduğunu görüyoruz,” dedi. Bu verileri bir video ile örneklendirerek, “Bunların olmasını biz sağladık, engellemezsek başımıza daha kötü şeyler gelecek,” şeklinde vurguladı.

İklim değişikliğinin; geniş bir alan içerisinde uzun yıllar boyunca koşulların tamimiyle değişmesi olarak nitelendirildiğini söyleyen Kahya, sera gazlarının ve fosil yakıtların dünyaya ne kadar çok zarar verdiğinden bahsetti. Kemal Kahya daha önce de iklim değişikliklerinin olduğunu, ancak bu değişikliklerin doğal olaylar sonucunda geliştiğini söyleyerek, son zamanlarda gerçekleşen iklim değişikliklerine insanların sebep olduğuna belirtti.

“Yapılan araştırmalar sonucunda 2050 yılında havadaki karbondioksit gazının 550 ppm'e çıkacağı beklenmektedir ve bunun sonucunda ortalama sıcaklıklar 3 derece artacaktır. 2100 yılında ise karbondioksit gazının 800 ppm'e çıkacağı düşünülüyor. Bunun sonucunda da sıcaklıkların ortalama 5 derece artacağı belirtildi. Böyle giderse albedo etkisiyle 2020 yılında dünyadaki bütün buzullar eriyecek. İklim değişikliklerinin sonucunda sıcaklıklar artıyor, deniz seviyesi yükseliyor; arazi kayıpları, su sıkıntıları baş gösteriyor, salgın hastalıklar ortaya çıkacak,” diyen Genç TEMA Başkanı Kemal Kahya, küresel ısınmayla doğada değişen olayları ve insanları bekleyen zorlukları vurguladı.

“Karadeniz kıyıları sular altında kalacak”

Kemal Kahya, iklim değişiklerinin Türkiye'yi çok fazla etkileyeceğini ve Karadeniz kıyılarının sular altında kalacağını söyledi. İklim değişikliğinin engellenmesi için yapılması gerekenin fosil yakıt kullanımını azaltmak, tarım alanlarını artırmak ve daha iyi şehir planlamaları yapmak olduğunu belirten Kahya, “Bunların gerçekleştirilmesi için ülkelerin büyük paralar harcaması ve iradeli olması gerekir. Herkesin karbonayak izini ölçtürmesi ve buna göre karbon salınımının azaltması gerekir” dedi. Kişilerin kendilerine düşen görevleri yerine getirebilmeleri için, daha çok toplu taşıma araçlarının kullanılması, bisiklet yollarının çoğaltılması, evlere izolasyon yapılması ve geri dönüşümün artırılması gerektiğini söyledi.

Kampüste Yeşil Alan

Genç TEMA için gönüllü olarak çalışan İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencilerinden Hazal Erbaş, Başak Özusta, Zeynep Özdağ ve Bekir Yasin, Genç TEMA'nın neler yaptığını, kampüsteki çalışmalarını anlatarak, “Genç TEMA'nın amacı kampüslerde yeşil bir alan yaratmaktır.  Genç TEMA erozyana karşı fidanlar dikiyor ve çölleşmeyi engellemek için çalışmalar yapıyor, üniversitemizin yönetimi de bu konuda çok hassas. Bie şehir üniversitesi olmamıza rağmen daha fazla yeşil alana sahip olabilmemiz için hızla çalışıyorlar” dedi.  Genç TEMA'nın yeni kampanyaları olan Minik TEMA ve Yavru TEMA'nın çok yeni olduğunu, bunları geliştirebilecek kişilerin eğitimciler olduğunu vurguladılar. Katı atığa uygulanan gömme, yakma ve piroliz işlemlerinden bahseden İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri, bunların nasıl yapıldığını slayt sunumu yaparak konferansa katılanlara anlattılar.

İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri bu eğitimlerin küçük yaştan itibaren yapılması gerektiğini vurgulayarak, ilköğretim okulları ile ilgili eğitim çalışmaları başlattıklarını belirttiler. Çevrenin ve doğanın korunmasının önemli olup bunun yaygınlaştırılması için herkesten yardım beklediklerini söyleyen öğrenciler konferansı sonlandırdılar.