Kanal İstanbul'a karşı insan zinciri

Kanal İstanbul'a karşı insan zinciri
Kanal İstanbul projesine karşı yüzlerce İstanbullu Küçükçekmece Gölü etrafında zincir oluşturdu. Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu'nun çağrısıyla İstanbul'u savunmak ve Kanal İstanbul projesine 'Hayır' demek için Avcılar Paşaeli Pikni

"Kanala değil depreme bütçe" pankartının açıldığı eylemde, "Kanal hayal deprem gerçek", "Ya kanal ya içme suyu", "Kanala değil işsizliğe bütçe" dövizleri taşınırken, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı.

Ortak açıklamayı okuyan Avcılar Kent Konseyi Başkanı Turgay Halis Çelik, "Dünya şehri İstanbul'un hakiki sahipleri olarak bugün kentinize sahip çıkmaya hoş geldiniz" dedi. Çelik, 23 Aralık 2019 tarihinde başlayan 10 günlük Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna yasal itiraz sürecinde halkın net bir tavırla tepki koyduğunu hatırlattı.

'MEGA PROJELER YIKIMA SÜRÜKLÜYOR'
Projenin toplumu kutuplaştırma amacı güttüğüne dikkat çeken Çelik, "Bizler bu işin kutbu olmak yerine; toplumun gerçek ihtiyaçlarını merkeze alan önceliklerinin hayata geçirilmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı. Çelik, son 15 yılda uygulanan birçok "mega proje"nin ekonomik, ekolojik yıkımlara sürüklediğini belirtti.

'BİZLERİ YÖNETENLERİN ALDIKLARI KARARLARI KABUL ETMİYORUZ'
Projenin yap-işlet-devlet modeliyle hayata geçirilecek olmasının toplumun yaşamlarını kötüleştireceğine işaret eden Çevik, şöyle devam etti: "Öncelikle belirtmek isteriz ki; iddia edildiği gibi Kanal İstanbul projesi bir ihtiyacın ürünü olan bir ulaşım projesi değildir. Bir emlak, rant ve ekolojik yıkım projesidir. Özellikle İstanbul'da yaşayan emekçi kent sakinleri açısından da öncelikli değildir. İstanbul 'un önceliğinin ne olduğu 24-26 Eylül depremleriyle tekrar merkezini alan depreme hazırlık sürecidir. Kanala geçit vermek demek, aynı zamanda İstanbul'da yaşayan yüzbinlerce insanın hayatına kastetmek etmek demektir. Kamu kaynakları deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan kent sakinleri için kullanılmalı ve kentimiz depreme hazırlanmalıdır. Bu bütçeyle 150.000 yeni konut, 1.5 milyon bağımsız bölüm ve 6 milyon (dört kişilik bir aile için) emekçi kent sakininin hayatı deprem riskine karşı kurtarılabilir. Bizleri yönetenlerin aldıkları bu kararı da bu nedenle kabul etmiyor ve bugün burada oluşturacağımız insan zinciriyle bu kanalın Marmara Denizi başlangıcındaki ayağını da geçişe kapatıyoruz."

İstanbul'un doğal boğazının bulunduğu ve Panama, Süveyş boğazlarıyla karşılaştırılmayacağının altını çizen Çevik, "Ortada geçişleri kazasız, belasız atlatacağımız bir projede yoktur. Projeden para kazanılacağını iddia edenler ise yanıltılmaktadır. Hem Montrö Boğazlar sözleşmesi hem de uluslararası denizcilik hukukunun koyduğu kurallar gayet açık ve nettir. Açılması planlanan kanalın girişine gişe koyup; kimseyi haraca bağlayacak bir durum oluşmadıkça, kanal geçişlerinden para da kazanılmayacaktır" diye konuştu.

'KANAL EMEK EKONOMİK KRİZİ DERİNLEŞTİRMEK DEMEK'
Çevik, "Milyonlarca işsizin olduğu, emekçilerin kölelik ücretine mahkûm edildiği, emeklilerin sefaletle başetmek zorunda kaldığı, gençlerin İŞKUR kuyruklarında sırada beklediği ve öğrencilerin cebinde yemek yiyecek parası olmadığı için intihar ettiği günümüz Türkiye'si koşullarında kanal projesini uygulamak demek; emekçiler aleyhine ekonomik krizi daha da derinleştirmek demektir."

"Gelin şimdi hep birlikte topraklarımıza, suyumuza ve yaşama tekrar sarılalım" çağrısı yapan Çevik, kanala geçit vermeyeceklerini vurguladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.