KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR!

KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR!
“Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”

25 Kasım 1960, Dominik Cumhuriyeti, Patria, Minerva ve Maria Teresa adlı üç kız kardeş diktatörlüğe karşı mücadele ederken, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildiler. “Araba kazasında” öldükleri söylendi, onların anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, kadın hareketinin bir sembolü haline geldi.

Birinin kod adının Kelebek olmasından esinlenerek; üç kız kardeş, dünya da “Kelebekler” adıyla efsaneleştirilerek anıldı. Önce 1981’de Latin Amerika Kadın Kurultayı, daha sonra 1985 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım; “Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” ilan edildi.

Dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa karşı; kadın dayanışmasını örgütlüyor, seslerini yükseltiyorlar. Kelebek misali kanat çırparak uçmayı sürdürüyorlar.
25 Kasım 2012 Türkiye… Sakine Akkuş, İpek Tekin, Songül Elçi, Ayşe Çakır, Hacer Alan, Arzu Yıldırım, Gülhan Akan, Emine Erdem, Remziye Çakmak, Adile Erzurumlu, Saliha Erdem, Arzu Odabaşı, Semiha Karadağlı, Ayşe Yılbaş, Şefika Etik, Fatma Şen, Gülay Yaşar.. Ve binlerce kadınımız yakınları tarafından öldürüldüler, onların yaşama hakkı ellerinden alındı...

Ülkemizde kadına yönelik şiddet artmış durumda Son yıllarda kadın cinayetlerinde % 1.400 artış oldu. Sadece 2011 yılında 257 kadın öldürülürken, 2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatını kaybetti.

Cinsel saldırıya uğrayan kadınlardan çoğu korku, baskı gibi gerekçelerle şikayetçi dahi olamadı. Öldürülen her iki kadından biri kendi hayatına dair bir karar vermek istediği için öldürüldü. Devletten koruma talebiyle polise veya savcılığa başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların ise yüzde 27’si cinayete kurban gitti.

Kadına karşı şiddet; sadece fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve cinsel olarak da sürmektedir. Bu rakamlar, seçim dönemlerinde sık sık tekrarlanan kadına yönelik şiddete “sıfır tolerans” gösterildiği söylemlerini yalanlamaya yetiyor.

Kadınlar, kadın oldukları için şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorlar. Organize ve sistematik şekilde öldürülüyorlar. Biz; toplumsal cinsiyetin; erkeği otorite, iktidar sahibi olmaya zorladığı, çocukken eline oyuncak silah olarak verdiği, “namus” gerekçe edilerek yakını olan kadını öldürmesinin emredildiği bu topraklarda, “şiddete karşı mücadele”nin sadece kadınların değil erkeklerin de sorunu olduğuna inanıyoruz.

Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bir kamu politikası olarak benimseyen ve sosyal politikalarını bu doğrultuda ele alan CHP’li kadınlar olarak biz; “Eşit Temsil Eşit Katılım” yolunda yürümeyi demokrasinin olmazsa olmazı olarak kabul ediyoruz.

Biz; Barışa ve Huzura EVET diyoruz. Ve Biz kadınlar; yıllardır emek ve demokrasi mücadelesi ile kadın özgürlük mücadelesinin birbirinden ayrılamaz olduğunun bilinciyle, kadına yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı mücadeleyi yürütmeye devam ediyoruz.

Belleğimizi diri tutmak ve bize dayatılan bunca şeyin altında ezilmemek için “Böyle gelmiş böyle gider” diyenlere karşı, “Yeter Artık” diyen kadınların yaşamlarını kendi yaşamlarımıza katıyoruz.

Bizler; kadına yönelik şiddete karşı verdiğimiz mücadelede, umudu inancı ve güveni örgütlemek amacıyla KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR! diyoruz…

Diyoruz ki, Kadınlar binlerce yıldır kozalarında acılarıyla duruyorlar. Şimdi özgürlüğe uçma zamanıdır.
“Bolluk, bereket, barış ve huzur” için yola çıkmanın zamanıdır…
Öyleyse “Sol açık, yola çık”...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.