Mehmet Mert

Mehmet Mert

Güzel ülkemde güzel şeyler olmuyor....

Güzel ülkemde güzel şeyler olmuyor....

Çok geriye gitmeye gerek yok.

Son bir haftada yaşananlara baksak kafi.

 

Ülkenin en güvenilir kurumunu, adaletin dağıtıldığı sarayı, her tarafı polis, güvenlik güçleri mobesa kamerası donatılan adliye sarayını elini kolunu sallayarak delip geçen iki terörist ülkenin savcısını rehin alıyor ve aradan geçen sekiz saatte hiç bir şey yapılamadığından o savcı hayatından oluyor.

 

Ülkenin 80 vilayeti saatlerce elektriksiz kalıyor. Santraller elektrik üretemiyor. Aradan geçen bir haftada, devletin kurumlarınca daha bunun sebebi ve neden yaşandığına dair en ufak açıklama yapılamıyor.

 

Ülkenin en büyük spor kulüplerinden birisinin futbol takımını taşıyan otobüs birilerince kurşun yağmuruna tutuluyor, önemli bir faciadan dönülüyor, ülkenin valisi daha çıkmış 'kurşun mu yoksa taş mı henüz belli değil' gibisinden saçma sapan açıklamalar ile ülkeyi oyalamaya kalkıyor.

 

Daha; CHP seçim bürosuna yapılan silahlı saldırı mı dersiniz, Ak Parti ilçe binasına yapılan silahlı saldır mı dersiniz, karakollara yapılan saldırılar mı dersiniz...

 

***

 

Bu güzel ülkemde bu kadar çağ dışı, ikinci dünya ülkelerinde yaşanan durumlar yaşanırken biz kalkmış başkanlık sisteminin bu ülkeye gelip gelmemesini tartışmaya kalkarak fantezi yapıyoruz.

Seni Avrupa Birliği elli yıldan fazladır arasına kabul etmiyor, senin ülke vatandaşın her yurt dışına çıktığında ikinci, üçüncü sınıf muamelesi görüyor, senin ülke insanının yarıya yakını açlık sınırında, senin ülke insanının yüzde yirmisi işsizlikten kıvranıyor, senin ülke insanın sokakta güvenle yürüyemiyor...

Sen kalkmış başkanlık sitemini getirtmeye/tartışmaya açıyorsun.

 

***

 

 

Bakın tarikçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bir televizyon programında kendisine 'Türkiye’de başkanlık sisteminin olup-olamayacağı sorusuna nasıl bir cevap veriyor;

Birlerinin canı başkan olmak istiyor. Türkiye kaldırmaz, ne başkanı kardeşim ya. Burası Uruguay mı yürümez. 40 bin tane problem çıkar. Bunlar sadece çatışmayı hızlandırır.

 

Rey veririz, referanduma gideriz. Referandumda da millet oyunu verir. Bizim milletin verdiği reylerin üzerinde tartışmak gerekir. Yüzde 92 Evren’in ve darbecilerin anayasasına evet dediler. O ne demek; biz sizi kabul ettik, meşrulaştık demek. Adam yüzde 92 almış yüzde 52 de değil. Referanduma gidilirse oy verirler, sonra söylenirler. Bu işlerle anlaşılmıyor. Anayasa konusunda Türk milletinde müthiş bir lakaydi var. Türk milleti ne yaptığını, neyi istediğini, neyi tasdik ettiğini veya reddettiğinin farkında değil. Aman canım verelim de şu işler bitsin der millet.

 

***

 

Prof. Dr. İlber Ortaylı kısa ve net özetlemiş aslında.

Bu ülke insanı yüzde 92 ile darbeyi, darbe Anayasasını onayladı.

Yarın referandum olsa ona da onay verir.

Verelim gitsin der.

Ancak daha sonra sitem yürümez çöker.

Çünkü bu ülke insanının kafası daha çağın çok gerisinde.

Çünkü bu ülke insanı daha; ruhen, bilmen, ilmen, sanatsal olarak, sporsal olarak doymamış hayata.

Doymamış insanı insan yapan özelliklere.

Doymamış paraya pula medeniyete.

Doymamış modern çağın gereksinimlerine.

Ülke insanının yarısından fazlası daha yarınından emin değilken bu insanların yaşadığı topraklarda hiç bir zaman istediğiniz sistemi uygulayamazsınız.

Ancak geçici olarak; bazen  korku ile, şiddet ile, bazen para dağıtarak, pul dağıtarak , imkan dağıtarak bu insanları kontrol edebilirsiniz.

 

 

***

 

12 yıldır iktidarı elinde bulunduran Ak Parti ne yaptığının farkında mıdır zannediyorsunuz.

Ve ya bu partide politika yapan herkes aynı mı düşünüyor zannediyorsunuz.

Şayet öyle olsaydı Bülent Arınç çıkıp 'Biz daha kral çıplak demedik' der miydi.

Arınç'ın bu partiden beklentileri devam etseydi böyle konuşacak mıydı.

Siyasi hayatı bitme noktasına gelmeseydi Bülent Arınç yine aynı şekilde açıklamalarını sürdürecek miydi.

Veya Arınç'a saldıran Melih Gökçek'in de yarın bu partiden beklentileri olmasa o zaman bugün karşı çıktığı Bülent Arınç ile birlikte aynı saflarda yer almayacak mı zannediyorsunuz.

 

 

***

 

Bakın;

Rize maçı sonrası Trabzon-Rize karayolunda silahlı saldırıya uğrayan Fenerbahçe futbol takımını taşıyan otobüsün şoförüne kurşun isabet etmesine rağmen açıklama yapan Trabzon Valisi neden ikilemde kalan açıklamalar yapıyor zannediyorsunuz.

Yalova Valisi Selim Cebiroğlu, Yalova Termal Fen Lisesi  matematik öğretmeni Halil Serkan Öz'ü neden azarladı dersiniz. Ve bu öğretmen biliyorsunuz kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

Bu ülkenin çoğu valilerinin, kaymakamlarının, devlet görevlilerinin kafasında hep halkına değil diktatör rejime yaranma kaygısı var.

Bu görevliler kendilerini bu ülkenin valisi, kaymakamı gibi değil belli bir zümrenin, belli bir kesimin, belli bir tarafın görevlisi gibi görmekteler.

Düşünsenize bir de ortada başkanlık sitemi olan bir anlayış tarafından yönetilsin bu yöneticiler.

Buyurun o zaman bu ülkede yaşayın bakalım.

 

***

 

Söylemek istediklerim aynen şu; bu güzel ülkemizde güzel şeyler de olsun artık.

Halkımız uyansın.

Yurttaşımız gözünü açsın.

Ucuz şeylere kanmasın.

Araştırsın.

Okusun.

Bilinçlensin ve sonra sandığa giderek oyunu kullansın.

Çünkü bu ülke insanı çok daha güzel şeyler hak ediyor.

Çünkü bu güzel ülkem çok daha güzelliklere layık.

Çünkü bizim başka ülkemiz yok.

Bizim başka ocağımız yok.

Bizim başka vatanımız yok.

 

 

 twitter.com/MehmetMert1

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi