Mehmet Mert

Mehmet Mert

Haciz, operasyon, cemaat, özgür basın!

Haciz, operasyon, cemaat, özgür basın!

Dün (14 Aralık 2014) pazar günü olmasına rağmen yine bomba bir operasyon ile sarsıldı ülke gündemimiz.

Gülen Cemaat Lideri Fethullah Gülen'e yakın olan gazete ve televizyona baskın düzenleyen emniyet güçleri, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Medya Grup Başkanı Hidayet Karaca'yı göz altın aldı.

 

Operasyon!

 

Bu operasyon bir kaç yönden tartışmaya açık olsa da kuşkusuz akla ilk gelen 17 Aralık 2013 günü gerçekleşen soruşturmayla 4 bakan ile 3 bakan çocuğunun da aralarında bulunduğu büyük operasyonun yıldönümüne denk gelmesi.

Sonraları bize ayakkabı kutusunu, zarrapları, hediye saatleri ve daha bir çok şeyi hatırlatan bu operasyondan sonra ne oldu dersiniz.

Sadece konuşmamızla kaldık.

Bakanlar ve çocukları özgürce volta atmaya devam ediyorlar.

Zarraplar da keza öyle.

Ayakkabı kutusundan çıkan paralar mı dersiniz, onlar da banka müdürüne iade edildi biliyorsunuz.

Bu operasyon da öyle olacak.

Sadece ve sadece konuşacağız.

Tartışacağız.

Birileri daha çok meşhur olacak.

Birileri hiç gereksiz hafızamıza yer edecek.

Sonra yine unutacağız.

 

Cemaat!

 

Yine biliyorsunuz 17 Aralık operasyonu sonrası 2014 yerel seçimleri gerçekleşti.

AK Parti iktidarı ile ters düşen Gülen Cemaati bu seçimlerde oyunu muhalefetten yana kullanacağını açıkladı.

Cemaate yakın işyerleri, bankalar, medya organları devamlı iktidarın baskısı altında kaldı.

Bugün de yapılan operasyon o baskının devamı yönündedir.

Başka da bir şey değildir.

Üstelik bütün bunlara maruz kalan Fethullah Gülen daha iki gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile barışabileceğini açıklamış!

 

Özgür basın!

 

Her ne kadar 2011'de gazetecilerin tutuklanması ile ilgili yazdığı yazıda;  Her gazeteci haber peşinde koşmuyor. Bazıları ihbarcılıkla habercilik arasındaki farkı bir kalemde çizip atıyor. O yüzden acele etmeye gerek yok, paniğe hiç gerek yok. Dava dosyası teşekkül edecek ve nasıl olsa şeffaf toplum olmanın gereği her şeyi ayan beyan göreceğiz, diyerek o zaman yapılan operasyonu bir anlamda desteklese de Ekrem Dumanlı. Olsun bu yazıyı yazan adama bile bugün yapılan operasyonu doğru bulmak değil özgür basına sahip çıkan birisine, hiçbir kişiye yakışmaz.

Yine her ne kadar Ekrem Dumanlı'yı pek okuyan ve beğenen kişi olmasam da; bu tür operasyonlarda en çok basın ve ifade özgürlüğünün cezalandırıldığını düşünüyorum.

Umarım aynı yazıyı yazan Dumanlı kendi dünyasında bu durumu bir kez daha gözden geçirir.

 

Haciz!

 

İşte böyle; ülke bunlarla sarsılıp bunları konuşurken bizim gündemimize ise yerel haciz operasyonları girdi.

Düşünün bir belediyenin (Esenyurt) resmi araçlarının neredeyse tamamına yakını hacizli ve aynı belediye üstelik iki yıl önce oluşturduğu yıllık bütçe ile Türkiye 2.'siydi.

Bir diğer belediyenin (Silivri) belediye başkanına ait iki makam aracı hacizli olmasına rağmen aynı başkan altına sıfır lüks araba çekiyor.

Ve başka bir belediyenin (Çatalca) belediye başkanı ise görevde bulunduğu sürede nişan-düğün törenlerinde taktığı altın takıları için soruşturma atlatıyor.

Sadece 17 bin 647 TL.'lik bir takı için savunmada; 'Asıl bu tür takıları belediye bütçesinden ödemeyenlere hesap sormak lazım' diye itiraz eden bu belediye başkanının savunması komisyonca doğru bulunuyor ve başkan aklanıyor.

 

Mesaj!

 

Yazımızın sonunda şunu söyleyelim.

Ülke hepimizin ülkesi.

Bu ülkede kimimiz gazeteci, kimimiz politikacı-belediye başkanı kimimiz işçi, çiftçi, köylüyüz.

Gün gelir birimiz haksız yere göz altına alınırız.

Gün gelir birimiz haksız yere soruşturmaya maruz kalırız.

Veya gün gelir birimiz haksız olmamıza rağmen kimseler hesap mesap sormaz/soramaz.

Ancak kim olursak olalım, ne olursak olalım, çevremizde her kime ne yapılıyorsa yapılsın - taktir, ceza, operasyon, ödül v.s - bir gün aynısının kendi başımıza da gelme ihtimalini göz ardı etmeyelim...

İyi haftalar...

 

 twitter.com/MehmetMert1

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi