İlyas Öztekin

İlyas Öztekin

HEY SİZ NEREDESİNİZ

HEY SİZ NEREDESİNİZ

 

Yaşamak için havaya suya ihtiyaç duyduğumuz kadar özgürlüğe barışa, huzur ve güvene de ihtiyaç duyarız. Özlemimiz bunların sağlandığı bir ülkede ömür tüketmektir. Sabah erken kalkanın gündem değiştirdiği kalemini vicdanını satanların, işbirlikçilerin yalakaların çıkar ortaklığı içindekilerin baş tacı edildiği geleceği geçmişe göre belirlemeye çalışanların, referansı din iman ve tarikat olanların köşe başlarına yerleştirildiği özgürlüğü kadınların başını kapatmak olarak algılayanların, soyguna sömürüye göz yumanların, servetinin hesabını veremeyenlerin, kavga ve kargaşa kültürünü siyaset sayanların, meclisi arenaya çevirenlerin, ordusunu düşman ordusu gibi gören ve onunla savaşanların, yargısının kararlarını kadı efendi fetvalarına benzetmeye çalışanların, olduğu böyle bir ülke de huzur ve güvenden söz edebilir misiniz?

 

Çok uzun yılların emeği ve parası ile oluşturulan ata yadigârı Tekel Petkim Telekom başta olmak üzere kar eden milletin yüzlerce ortak değerleri özelleştirme adıyla yabancılara peşkeş çekildi. Komşularla sıfır sorun hedefi ile yola çıkıldı tüm komşu ülkeler bize düşman oldu. ABD. Emperyalizminin orta doğudaki çıkarlarının bekçiliğine soyunuldu. Düne kadar sarmaş dolaş oldukları dostluk gösterileri yaptıkları ülke liderlerini arkadan vurdular. Yurt içinde açlıkla savaşan binlerce emekli yoksul ve işsiz varken başka ülkelerin yıkıcılarına çuvalla para dağıtıldı. Depremle yıkılan bir bölge için şimdi kaynak yaratmak için zam yapıyorlar. Ve bizler bu iktidara son seçimde %49 oy verdik.

 

Dün birçok ilde sağlık hizmetleri durmuştu. Doktorlar eylemdeydi. Aldıkları eğitim ve mesleki birikimleri gereği insanca çalışma koşulları isteyen doktorları, yıllarca devletine hizmet edip yaşlılık günlerinde dosta düşmana muhtaç olmadan yaşamak isteyen milyonlarca emekliyi, alın terleri ile gün boyu çalışıp evde bir kazan kaynatmaya çalışan küçük esnafı, ektiğini biçtiğini satamayan, satsa yerine yenisini koyamayan çiftçiyi, ay sonunu nasıl getireceğini her gün düşünen memuru, özel istihdam büroları kurularak var olan taşeronluk sisteminin kurumsallaştırılmasının sonucu mağdur olan binlerce emekçiyi, hak arayan sendikacıları ülkenin sesi basını ve en büyük iş adamlarını kurulan korku imparatorluğu ile konuşamaz irade beyanında bulunamaz hale getirdiler. Bunları yapanların demokrat bile olamayacağı aşikârken bugün ülkede ileri demokrasinin var olduğunu söylüyorlar.

 

Terör örgütünün kurulduğu günden beri gerçekleştiremediği halkla bütünleşme bu dönemde devlet eliyle gerçekleştirildi. Tüm bunların sonucu ayrışmanın eşiğine getirilen, işsizliğin aşsızlığın, geri kalmışlığın, feodalitenin, ezilmişliğin, çaresizliğin çemberinde ki milyonlarca doğu ve güney doğulu yurttaşların çoğunluğu sokak da kavga da yollar da gençleri dağa kapağı atma peşinde. Son deprem ise işin tuzu biberi oldu. Bir kâbus gibi yöre halkının üzerine çöktü.

 

Yukarda sayılan toplum kesimlerinin aslında hedefleri talepleri düşünceleri birdir. Ülke iyi yönetilmiyor. Birliğimiz dirliğimiz bozuldu. Açız, açıktayız, özgür değiliz. Sağlığımız özel hastane tüccarlarının elinde. Ancak sesimizi duyurmak devlet ortada yok diye haykırmak, sokağa çıkmak dayağı biber gazını tutuklanıp sorgusuz sualsiz içeri tıkılmayı göze alarak sorunlara çözüm getirilmesini insanca yaşam koşullarının sağlanmasını isteme gibi ortak bir irademizde yok. Mısırda ki Tahrir Meydanı gibi bir meydan bizde yok. Olsa da o meydanı dolduracak yürek ve bilinç yok.

 

Halen ülkenin bir bölgesinde sokaklar kan gölü, yollar geçilmez dağlar aşılmaz kentler savaş meydanı. Kardeş kavgasının eşiğine geldik. Yönetenler devletin temel kurumlarına pusu kurmakla meşgul.74 Yıl önceki koşullarda cumhuriyete karşı yapılan ayaklanmaların bastırılması bahane edilerek Atatürk’ü tartışmaya hatta yargılamaya çalışıyorlar. Şimdi Dersim de katliam yapıldı işte belgeleri diye açıklama yapan sayın başbakana biri çıkıp dese ki bugün güneydoğuda kimleri niye bombalatıyorsunuz? Kimler orada imha ediliyor. Niye binlerce insanı KCK diye tutuklatınız. Niye bazı köyleri boşaltıyorsunuz. Neden bazı bölgeleri askeri yasak bölge ilan ediyorsunuz. Gelecekte sizden de katliamcı diye bahsedecekler çıkmayacak mı? Aslında bugünkü operasyonların nedenini de 74 yıl önce Dersimdeki operasyonların nedenini de sayın başbakanda bizde biliyoruz. Bu duyarlılıklar üzerinden siyaset yaparak zaten her gün bir ayrışmanın eşiğinde olan toplumu bölmek bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

 

Seçim öncesi bedelli askerlik ne demek parası olan askerlik yapmayacak ben bunu halkıma sormak için referanduma giderim demişken bu gün ya savaş ekonomisi ya da krize hazırlık için para toplamak üzere vatan hizmeti parayla alınıp satılan meta haline dönüştürüldü.

 

Siz, böyle bir ülkede yaşayan okumuş, okumamış, zengin, fakir, köylü kentli, entel dantel, ulusalcı, milliyetçi, sağcı, solcu, dindar, dinsiz, namuslu namussuz, tüm yurttaşlar bu manzara-i umumiye den memnun ve mutlu musunuz? Kendinizi huzur ve güven içinde görüyor musunuz? Cüzdanınızın değil de vicdanınızın sesini dinleyerek evet diyebiliyorsanız size; ne mutlu Türküm diyene diyecektim ama oda yakında yasaklanacak. Bari yolunuz açık olsun diyeyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlyas Öztekin Arşivi