HİTLER’İN BİLE DÜŞÜNEMEYECEĞİ …
Çok düşünenler konuşmuyor, çok konuşanlar düşünmüyor.
Buna bu ülkede öyle çok şahit olduk ki;
Son örneğini bir okul müdürünün patavatsızca, düşünmeden ettiği
Tüyler ürpertici kelamlarda gördük…
Öncelikle şunu söylemeliyim ki endişeliyim.
Dünümden, bugünümden, yarınımdan…
Çocuklarımızdan, evlatlarımızdan…
Gelecek nesilleri yetiştirenlerden endişeliyim.
Dumlupınar ilköğretim okul müdürünün söylediklerinden sonra alevlenen endişem giderek büyüdü.
“Meğer evlatlarımız kimlere emanetmiş” dedim.
Öyle çok soru geldi ki aklıma
-Bunların yetiştireceği nesil nasıl olur?
-Bunlar nasıl yeni nesil yetiştirir?
-Bu neyin kafası?
-Bunları nasıl öğretmen yaptık?
-Yanlış nerede?
-Bunlar kime ne verebilir?
-Bir nesli yok etmekten söz eden bu kafa neyin kafası?
-“Zararlı çocuk yürümeden yok edilsin" diyen birine nasıl güvenilir?
-Bu nasıl bir ruh halidir?
-Bu zihniyete hangi üniversitenin kapıları geçit verdi?
Ardı arkası kesilmez sorular…
Erzurum’da "Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin" önerisini getiren Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın hakkında soruşturma başlatıldı. Müdür Aydın soruşturma süresince açığa alındı. Açığa alınmayla sorun çözülür mü? İşte bir soru daha..
Bu ülkede Mustafa Aydın gibi “aydın” görünen daha kaç “karanlık” var kimbilir…
Hitler’in bile aklına gelmeyen bu düşünce sonrası, kaygılarım büyüdü…
Aklıma ise sadece şu sözler geldi:
Benim kanımca "Geni bozuk çocuk" yoktur. Geni bozuk yönetici, geni bozuk müdür, geni bozuk öğretmen, geni bozuk ana baba vardır!
Yine Benim kanımca “tembel çocuk, yaramaz çocuk; zararlı çocuk, vatan haini çocuk yoktur!
Sorumsuz, bilinçsiz, öğretmenler, eğitmenler; Çocuklarına gerektiğince sahip çıkmayan, yeterince onlarla ilgilenmeyen, onları yeterince sevmeyen anne babalar vardır!
Ve son sözü şöyle söyleyelim…
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez…
