Kamuran Akdemir

Kamuran Akdemir

KADER MİDİR, DEĞİL MİDİR?

KADER MİDİR, DEĞİL MİDİR?

               Bir liseli kız sevmişti…
                19 yıl önce…
                Bir çocuk kaldırımda oturup o iki liseli gencin birbirlerine göz kırpışlarını, utanarak ve çekinerek kaçamak bakışlarını, hayran olarak izlerdi.
Delikanlı 16 yaşının verdiği heyecanla, kalbinde ki ilk aşk yanıklarıyla mücadele ederdi. Kız biraz daha şımarıktı ama çok severdi delikanlıyı. Çocuk izlerdi…
                Ellerinde kitapları, siyah önlükleri ile okul yolunda yürürler, arabesk şarkılar dinlerlerdi. Hatıra defterlerine herkesin birbirlerine yazdıkları aynı sözleri inanılmaz anlamlıymış gibi yazar, günlerce okur ve hala saklarlardı. Şiirler aşkları daha iyi anlatırdı. Bizim aşk diye dilimizden düşürmediğim o üç harfli kelimeyi onlar SEVDA olarak dillendirirlerdi. Ama bir gerçek vardı ki, adına aşkta dense, sevda da dense kaderle baş edebilme gücü aynı orantılıydı.
Delikanlı taşındı…
Genç kız evlendi…
Çocuk büyüdü…
                Delikanlı 14 yıl sonra bir gün yol kenarında çocuğa rastladı. Gözlerinin içinde kocaman bir parıltı ile,
“Merhaba” dedi... Çocuk kaçmak istiyordu,
“Birine benzettiniz galiba.” Delikanlı başını öne eğdi,
“Galiba… Oysa bir an sizi kardeşi zannetmiştim.” Çocuk,
“Çok mu benziyorum?” diye sordu. Delikanlı,
“Hiç kimse ona benzeyemedi ki şu ana kadar.”
“Ama o evlendi.” Dedi çocuk. Delikanlı,
“Kalbim bugün hala sadece onun için çarpıyor.”  Çocuk,
“Duyabiliyorum!” dedi.
Bir süre konuştular, delikanlı korkarak sordu, çocuk çekinerek anlattı. Sonuna gelindiğinde delikanlı, “19 yıldır kafamda duran sorular vardı, bana ne büyük bir iyilik yaptığını ne sen anlayabilirsin nede ben anlatabilirim,” dedi ve gitti. Çocuk ardından bakarken, “KADER!” dedi.  Klik!
                Ben “HAYIR” dedim.
                Kader; uzun süre sorduğum, soruşturduğum, tartıştığım ve sonunda kafamda bir yere oturmayı başarabildiğim mühim bir konudur.
                Sorum; kader elimizde midir? Evet elimizde ise neden her şeyin güzelini elimizle yapamayışımızdır, hayır kader bizim elimizde değildir denirse peki neden elimizde olmayan bir konudan dolayı günahlar bizim üzerimize atılır? Çok tartıştığım bu konuya bazı bilirlerin de yardımıyla sonunda bir açıklama getirdim.
Bu bana göre…
                Kader; Allahın yazdığı ve bildiği ama bizim oynayıp sergilediğimiz bir tür senaryodur. Rabbim herkese eşit beyinler, iradeler, akıllar vermiştir. İnsanlar bunu diledikleri gibi kullanmakta özgürdürler ve neticesinde kendi akılları ve hür iradeleri ile bir yol seçerler. Seçtiğimiz yolların önceden yazılmış olması ya da Allahın bunu biliyor olması bu yola bizi onun ittiği anlamına gelmez. Biz ne yapıyorsak kendimiz yapıyoruzdur.
İki yol var, biri iyi diğeri kötü… Rabbim sana şuna ya da buna git demiyor, evet bizi izlerken nereye gideceğimizi o zaten biliyor ama biz oraya kendimiz gidiyoruz. Ben onu çok sevmiştim-ler faydasız, kader bizim birleşmemize izin vermedi-ler bahane değil, bahanelere sığınmak acıları yada günahları hafifletmediği gibi gidenleri de geri getirmez.
                Öğrendiğim bir dip not: Duanın kaderimizi değiştirmekte etken olduğudur. Rabbim, “Burnunun direği sızlamadan, gözlerinin yaşı akmadan ve yüreği yanmadan kulumun duasını kabul etmem,” demiş.
NOT: Bende kader bu kadar açıklığa kavuştu. Siz bu sorunun neresindesiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kamuran Akdemir Arşivi