Baki Çiftçi

Baki Çiftçi

KİRLENEN OYLAR MI? RUHLAR MI?

KİRLENEN OYLAR MI? RUHLAR MI?

Hiç şaşırmadım. Bu yaşıma kadar bir çok iktidar geldi geçti. Her gelen ötekini yolsuzluk – rüşvet – yalan ve talanla suçlayıp iktidar oldular. Giderken de gırtlaklarına kadar aynı şeylere bulaşıp iktidarı terk ettiler.
           
Sıraya girmiş kurtlar zamanlarının gelmesini beklediler.
Cumhuriyet’in kuruluşunda kapitalist yolun benimsendiği günden beri bu böyledir. Pastanın en büyüğüne sahip olmak. Kurulu düzen her türlü yolsuzluk ve rüşvete, talana, yağmaya, emek sömürüsüne açık  olunca, gerisi iktidarı kaparsan malı götürürsün sonucuna ulaşmak için alim olmak gerekmiyor.

 Kısaca Kapitalizm de ahlak – vicdan – ar – namus yoktur. Daha da kısacası ‘gölgesini satamadığı ağacı keser’.
           
Ulusalcısından, liberaline, islamcısından, milliyetçisine, “solcusuna,” cemaatçisine kapitalizm herkesi bozar, kirletir. Tersi kapitalizm doğasına aykırıdır. Sormak gerekir.  Cumhuriyetin kutsallığına inananlar için; ve cumhuriyetin yanlışlarını eleştirmekten  vatan hainliği çıkaranların kapitalizmle bir sorunları var mı? Oldu mu? Hayır.
         
  Kendi halkındaki farklılıkları düşman –hain-güvenilmez-soyu bozuk –kanı bozuk yaftalarını yapıştıran milliyetci -ırkcıların ki milliyetçilik kapitalizmin ideolojisidir. Biz yine soralım  Kapitalizmden bir rahatsızlıkları var mı? Hayır.

Kendilerini sol gösterip sağ vuran, sosyal demokrasiyi mülklerinin korunmasında şemsiye gibi kullanan, sözde emekten yana, pratikte emek sömürüsü, hak ihlali, asimilasyon, inkar  politikalarında en önde yürüyen solcularımızın kapitalizmle bir sorunları var mı ? Hayır.
 Cumhuriyetin Kuruluşuyla modernite karşısında kabuğuna çekilen muhafazakar siyasi İslamcıların, cemaatçilerin, tarikatçıların yıllardan beri Allah-İman-Kul Hakkı –Namaz-Niyaz edebiyatlarıyla ele geçirdikleri yirmi yıllık yerel, onbir yıllık genel iktidarı elinde bulunduran siyasi İslamın Kapitalizmle bir sorunu var mı? Hayır.

Kısaca her şey normal seyrinde sürüp gidiyor. Ne bekleniyordu ki? Her şey tertemiz olacak, dindar nesillerin Allah korkusu toplumu temizleyecek, yolsuzluk-rüşvet-yalan-talan son bulacak öyle mi? Güldürmeyin beni.
 Elbette her şeyi kapitalizme yıkıp her tülü “şerrin” kapitalizmin mahsulü deyip işin içinden çıkamayız. Her şey bu vahşi kapitalizmdendir deyip  hiç kimsenin kirini pasını aklamaya ya da hırsızlık ve soygunlarını hafifletemeyiz.
  Evet sömürü zulüm  talan ve zorbalığın kökeninde kapitalizm vardır. Ancak halkların bütün insanlıkta olduğu gibi ahlaki-vicdanı, geleneği,  göreneği,  örf ve adeti, dini, imanı ve kültürleri de vardır.   Mesela kimine göre “eline, diline, beline sahip olmak” gibi, kul hakkı gibi, emeksiz kazancın hak edilmemiş servetlerin zinhar haram olduğu gibi, vs. vs. dahası utanmak (ar etmek) emanete ihanet etmemek, korumak, kollamak, kirletmemek gibi vb.
 Mesela bir partiye oy vermiş binlerce yüzbinlerce hatta milyonlarca insan, ‘hadi din kardeşlerim bizim oylarımızla her şeyi yapabilirsiniz. Farklı düşünce ve taleplerinden dolayı Gezi' de Roboski'de   gencecik insanları öldürtebilirsiniz, ya da bizim sizlere verdiğimiz oylarla rüşvet , yolsuzluk, talan sömürü yapabilirsiniz demiş olabilirler mi? Hiç sanmıyorum.
 En temiz duygularla bunlar dindar, bugüne kadar gelenler bizlere çok çektirdiler. Yeter artık deyip  AMPÜLÜN  bağrına mührünü basmıştır. Basmıştır basmasına ama on yıldan beri sağda solda “yolsuzluk varrrr” eleştirilerine “çekemiyorlar dinsizler” diye de  kızmıştır eminim. Buraya kadar tamam da.
  Bir vicdan sahibi seçmen çıkıp bağırsa “benim oyumu kirlettiniz, benim oyumla gaz sıktınız, adam öldürttünüz, benim oyumla dünyalıklarınızı yaptınız, benim oyumu yolsuzluklara haksızlıklara, rüşvete malzeme yaptınız” derse ne cevap verilir?  Yada böyle bir soru sorulur mu? Kim sorar?
 “Ben sorarım arkadaş, benim oyum değerlidir. Benim oyum onurludur, kirletilemez buna müsaade etmem der mi?”

 Yoksa ‘bal tutan parmak yalar, çalıyorlarsa da çalışıyorlar kardeşim, öncekiler onları da yapmıyordu’ gibisinden sadece oyların kirletilmesiyle kalmaz, ruhlarında kirletilmesine göz yumarlar mı?  “Bir fırsatını bulsan bende yaparım” diye havada uçuşan milyon dolarlara bakıp iç mi geçiriyorlar?  Bütün bunlar nasıl insanlar ve halklar olduğumuzun aynasıdır.         O aynalara bakacak yüz varsa;

 Gelir dağılımında dünya sıralamasının neresinde olduğumuza,
 Rüşvet ve yolsuzluklarda kaçıncı sırada olduğumuza,
 Demokrasi ve insan hakları karnemizdeki notumuza,
 Hukuk sistemi ve adalet- yargı güvencesinin olup olmadığına
 Barış ve eşitlik özgürlük-emek taleplerine karşı uygulamalara,
 Şeffaflık ve hesap verebilirliklerine bakarız.
 
Ahlaken vicdanen  sadece ve sadece bir insan olarak “EVET iyi durumdayız.” diyorsanız sorun yoktur. Diyemiyorsanız  bu olanlardan sizde sorumlusunuz. Ortalık yerlere saçılan kir size de bulaşmış demektir. Gerisi laf laf laf. Yok iç güçler - yok dış güçler oyununu, komplosu aramak
“haksızlık karşısında dilsiz şeytanı” oynamaktan başka bir değildir. Bizden söylemesi.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Baki Çiftçi Arşivi