İlyas Öztekin

İlyas Öztekin

KOLAY VE ZOR OLAN

KOLAY VE ZOR OLAN

Bu ülkede insanların düşündüklerini hissettiklerini beğendiklerini beğenmediklerini övdüklerini yerdiklerini eleştirdiklerini cesaretlendirip özendirmek için yol gösterip öğüt verdiklerini anlatması duygularını açıkça belirtmesini olaylara insanlara ve topluma yanlı ve at gözlüğü ile bakıyorsanız suç unsuru olarak algılarsınız.
Lehinize yazılana söylenene alkış tutar aleyhinize olanlara kızarsınız. Bazan ölçüyü kaçırır insanlara düşünceleri dolaysıyla en ağır cezalar verilmesini istersiniz. Hele siyasi irade sahibi iseniz yargıyı da ele geçirmişseniz düşüncesini açıklayanı katille teröristle ayni kefeye koyup yargılanmasını ömür boyu cezaevlerinde kalmasını sağlarsınız. Sizin gerçekleri görmenizi engelleyen gözünüze perde çeken sizi övgülere boğan yalakalıkta sınır tanımayanları maddi manevi ödüllendirirsiniz. İşte bu bakış bu gidiş bir tükenmişlik yoludur. Bu yola girdiğinizde gözleriniz kör olur çevrenizdeki bozkırları ağaçsız tepeleri görmeden dünya ya yemyeşil bakarsınız. Tarih iktidar sahiplerine yaranmak için siyasi düşüncesini kişiliğini pazarlayanların çıkar birliği yapanların değil zalimlere karşı onurlu mücadele verenlerin serüvenleriyle doludur.
Olaylara olgulara tarafsız objektif bakıyor toplumsal yararı öne çıkarıyorsanız yazılanı söyleneni dikkate alıp övülenin daha iyisini eleştirileninin yanlış yapılanların doğrusunu yapmaya yönelirsiniz.
Herkesin ayni şeyi düşündüğü iradelerini düşüncelerini kalemlerini beyinlerini başkansına kiraya verenlerin çok olduğu yerde demokrasiden insan haklarından düşünce özgürlüğünden yenilikten çağdaşlıktan ilerlemeden söz edilemez.
Türkiye dünyada Asya ile Avrupa arasındaki bir geçittir. Cumhuriyet kurulduğundan bu güne kadar Asya ile Avrupa arasında kurulan bu denge ile Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesine erişme hedefine yaklaşılmıştır.
Şöyle dönüp içinde yaşadığınız bu ülkeye bakınız. Kendi maddi ve manevi kazançlarınızı kayıplarınızı düşünün. Yaşamınızın nasıl geçtiğini neyi özlediğinizi ne yaptığınız neyi yapamadığınızı özlemlerinizi duygularınızı çocuklarınızı torunlarınızı geçmişinizi geleceğinizi gözünüzün önüne getirin. Çalışıyorsanız işinizi çalışma koşullarınızı kazancınızı kazancınızla hangi ihtiyacınızı nasıl karşıladığınızı hatırlayın. Bir gün mutlaka sona erecek ömür denen bu kısa serüvende hiç yaşamamış gibi gitmek mi istersiniz ya da olabildiğince insani duygusal maddi ve manevi boşluklarını doldurduğunuz bir yaşamdan sonra göçüp gitmek mi istersiniz. Yoksa. gerçekleşmeyen düşler bahçesinde kuru bir ağaç olarak yok olup gitmeyi mi yeğlersiniz. Eğer kuru bir ağaç gibi gitmeyi istemiyorsanız meyve veren ağaca dönüşün. Çevrenizde olup bitenlere kulak kabartın. Haksızlıklara başkaldırın adil olmayan her davranışın karşısında durun. Sırtınızdan geçinenleri emeğinizi sömürenleri kişisel çıkarlarını toplumsal çıkarın önüne koyanları merhamet duygularınızı inançlarınızı kullanarak sizin ruhunuzu ele geçirenleri affetmeyin. Onlara siyasi güç kazandırmak için caba göstermeyin. Kolay ve ucuz olanı değil zor ve onurlu olan yolu seçin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlyas Öztekin Arşivi