Komşumuz İdris Koralp Paşa
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral İdris Koralp aynı zamanda eski Hadımköy Zırhlı Tugay Konutanıydı.
Koralp Paşa bu görevde bulunduğu yıllarda bölgemizde dostluklarını da artıtrdı. Yaklaşık on yıl önce emekli olan Koralp Paşa aynı zamanda yerel basın dostuydu. Sık sık kendisi ile iştişarelerde bulunurduk.
Rumeli Yönetici ve İşadamları Derneği’nin son üç dönemdir Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yapan Koralp Paşa, PAMPA Savunma San. ve Tic. A.Ş.’nin de sahibi.
Peki ne ie suçlanıyor Koralp Paşa.
Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan bir ihbar üzerine 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde arama yapılmış ve döşeme altında gizlenmiş 10 çuval dolusu belge ele geçirilmişti. Belgeler arasında 28 Şubat sürecine ilişkin Batı Çalışma Grubu’nun çalışmalarıyla ilgili dokümanlar da çıkmıştı.
15 yıl öncesine ait Batı Çalışma Grubu belgelerinde, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir ile Kurmay Albay İdris Koralp’in imzaları da bulunuyor. Bir ile Koralp hakkındaki gözaltı kararının gerekçesinin, bu belgeler olduğu öne sürülüyor. Komşumuz ve basın dostu İdris Koralp Paşa’ya şimdiden geçmiş olsun diyoruz.
Ayhan Öztürk ve Yılmaz Kandemir!
Silivri Belediye eski garaj amiri Ayhan Öztürk bildiğiniz gibi eski belediye başkan yardımcısı Yılmaz Kandemir tarafından yolsuzlukla suçlanarak görevinden uzaklaştırıldı.
Bir önceki döneminde görevinden istifa etme gerekçesini Öztürk’ün bu durumunu gösteren Kandemir bir sonraki döenmde de başka şeyleri bahane ederek başkan yardımcılığı görevinden ayrıldı.
Şimdi birkaç soru sormamız gerekiyor.
Bir; yarın birisi gelip HABERDAR’a konuşsa. Yılmaz Kandemir şunları yaptı, bunları yaptı diye bizim bu iddiaları haber yapmamız ne kadar yanlışsa Kandemir’in de elinde hiçbir belge olmadan bir başkasını suçlaması o kadar yanlış ve vicdansız bir durumdur.
İki; bildiğim kadarıyla yerel mahkeme Ayhan Öztürk’ün beraatına karar vermiş. Suçlamaları yersiz bulmuş. Şimdi Öztürk işine ve görevine geri dönmek için Yargıtay’ın onayını bekliyor. Yargıtay’ta onaylarsa Yılmaz Kandemir’in önce Öztürk’ten sonra Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’dan sonra da basından özür dilemesi gerekmiyor mu?
Üç; Sırf Silivrili değil Ordulu diye otuz yılı aşkındır ilçede yaşayan, yiyen içen, CHP’nin en eski üyelerinden birisini suçlamak Yılmaz Kandemir gibi liderliğe soyunmuş birisine yakışmadığı gibi bu durum Silivrililerin vicdanında da önemli bir yer tuttu.
Dört; Kandemir elini vicdanına koysun ve bir de bu duruma Ayhan Öztürk’ün penceresinden baksın. Belgesiz, isbatsız, haksız bir şekilde hem de yüz kızartıcı bir suçtan dolayı suçlanan bir kişi nasıl bir sendrom içerisine girer. Ailesinin çocuklarının yakınlarının yanında ne duruma düşer. Neler yaşar neler düşünür bu kişi. Bir politikacının görevi haksız yere o kentte yaşayan birilerini bu duruma düşürmek midir yoksa bu durumda bulunanları yaşama bağlamak mıdır? Bu gün böyle bir sendromun yaşanmasına sebep olan Yılmaz Kandemir yarın bir daha Silivri’de herhangi bir göreve nasıl soyunacaktır?
Naci Özcan!
CHP Çatalca İlçe Başkanı Naci Özcan bu göreve gelir gelmez iki açıklama yaparak ilçeyi hareketlendirdi.
Ak Parti İlçe Başkanı Selim Güçbilmez’i de bir anda koltuğunda zıplatarak açıklamalar yapmaya, sağı solu ziyaretlere gitmeye iten Özcan’ın bu açıklamaları gösteriyor ki ileride daha hareketli günler yaşanacak.
Hep söylüyoruz ya; her ilçeye bir Metin Karakaş lazım diye. Tamam şimdi Çatalca buldu ilçe başkanını.
Sıra Büyükçekmece’de ve diğer ilçelerde.
İlçe Başkanı dediğin gündeme dair konuşacak, basın toplantısı düzenleyecek, belediye yönetimini eleştirecek, basını eleştirecek, rakiplerini eleştirecek.
İlçe başkanı dediğin yanında üç kişi, şuna gül, buna çiçek, ona çikolata dağıtmayacak!