Başakşehir yazar yetiştiriyor

Her fırsatta kültür-sanatın önemine vurgu yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, bir toplumun millet olmasının kültürle ile mümkün olduğunu söyledi. 9 Mart’ta başladıkları ve 29 Haziran’da ilk dönemini bitirdikleri Yazarlık Okulunu bu nedenle çok önemsediklerini ve önümüzdeki dönem bu tür etkinliklere yeni boyutlar kazandırarak devam ettireceklerini belirtti. Uysal, amaçlarının Başakşehir’de saklı olan cevherlerin ve yeteneklerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamak olduğunu ve bu dönemde epey mesafe kat ettiklerini vurguladı.

Başakşehir Belediyesi’nin bu yıl başlattığı Yazarlık Okuluna yazı işlerine meraklı her kesimden vatandaşın ilgisini çekti. İlköğretim öğrencilerinden lise öğrencilerine, üniversite öğrencilerinden lisans öğrencilerine, çalışanlardan emeklilere ve ev hanımlarına kadar değişik yaş ve meslek gruplarından yaklaşık 75 yazar adayı Yazarlık Okuluna katıldı. Başakşehir I. Etap Cevdet Kılıçlar Bilgievi’nde gerçekleştirilen ve şair-yazar Ali Ural tarafından verilen dersler, her çarşamba 15.00-17.00 saatleri arasında devam etti. Derslerin mesai saatleri içinde olması, kursun daha çok ev hanımlarına ve emeklilere yönelik olduğu izlenimini verse de, katılımcılar arasında çalışanlar da var. Çalışan kursiyerler, Belediyenin bu hizmetinden faydalanabilmek için ders günü iki saat iş yerlerinden izin alarak kursa katıldıklarını belirttiler.

İki saatlik derslerin ilk bölümünde Ali Ural, katılımcılara Türk ve dünya edebiyatından bir yazarın yazarlık serüveni çerçevesinde yazmaya yönelik bazı teorik bilgiler verirken, ikinci bölümde katılımcıların yazdıkları metinler üzerinde tek tek durarak eleştiriyor. Ural bu eleştirileri yaparken hatalı noktalara işaret etmekle kalmadı, öğrencilerine üsluplarını geliştirmede nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda ipuçları da veriyor.

Ali Ural, her ne kadar kursun adı “Yazarlık Okulu” olsa da aslında bu faaliyete, “okul” ya da “kurs” isimlendirmesinden ziyade “yazarlık atölyesi” denmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Bir portakal çekirdeğinin yeşermesi için İstanbul’a değil Adana’ya dikilmesi gerekir. Bunun gibi, her tohumun yeşermek için ihtiyaç duyduğu bir iklim vardır. Biz buradan hareketle atölyemizde gizli yeteneklerin filizleneceği bir edebiyat atmosferi oluşturuyoruz. Türk ve dünya edebiyatından yazarların, yazarlık maceraları ve yazarlık sırları, kitap okumalar, teorik bilgiler ve elbette yazma uygulamaları burada bir edebiyat ikliminin oluşmasını sağlıyor.” Ural, yazar adaylarının yazılarının tek tek eleştirilmesinin onlar için büyük bir kazanç olduğunu söyleyerek, “yıllardır bu alanda dersler veriyorum. Emek karşılıksız kalmıyor. Bu atölyelerde yetişip eserleri yayınlanan pek çok öğrencimiz edebiyat camiasında seçkin yerler edindiler. Edebiyat dünyasında ilgi ve şaşkınlıkla karşılanan bu eserler, alınan eğitimin verimliliğini göstermektedir. Yazarlık Atölyesi’ne katılan Başakşehirliler arasından da çok ciddi yetenekler olduğunu memnuniyetle gördüm. Zaman içerisinde profesyonel yazarların da çıkacağına inanıyorum. 4 aylık bir eğitim süreci geçirdik. Bu kısa sürede bile çok önemli bir mesafe kat ettik.” dedi.

Yazarlık Okulu katılımcıları, sadece yazar olmak değil, toplum içinde rahat ve düzgün konuşabilmeyi başarmak, kursun sağlamış olduğu edebiyat atmosferini solumak ve böylelikle genel kültürünü artırmak amacıyla kurslara katılıyor. Bütün bunların yanında kursu bir terapi olarak görenler de var. Katılımcıların ortak kanaati kursun doğru ve eleştirel okumayı, okurken seçici davranılması gerektiğini öğrettiği ve aynı zamanda hayata bakış açısını değiştirdiği yönünde.

Yazarlık Okulu’nun sürekli katılımcıları arasında Başkan Mevlüt Uysal’ın eşi Hatice Uysal da bulunuyor. Uysal, kurs hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Kursun ilk dersine Belediyemizin böyle bir hizmetine destek vermek ve tecrübe etmek amacıyla katıldım. Ama ilk derste Ali Ural hocanın “yazmak, etkili ve kısa konuşmaktır” sözünden çok etkilendim ve devam etme kararı aldım.” Lise eğitiminin kendilerini edebiyattan soğuttuğunu, Yazarlık Okulunun ilk dersinde yıllardır edebiyata karşı hissettiği bu soğukluğun gittiğini belirten Uysal, şunları ilave etti: “Çocuklarıma bir şeyler öğretirken, komşumla bir şeyler paylaşırken iletişim halindeyiz. Kurs doğru iletişim kurmanın yanında düzenli okuma alışkanlığı da kazandırdı. Kurs boyunca haftada bir kitap okuduk. Yazmak için konu verilmesi de bir avantaj oldu; çünkü bir hafta boyunca bize olarak ödev olarak verilen konu üzerinde düşünerek gereksiz şeylerle meşgul olmaktan uzak durduk”

Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş’ın eşi Hacer Dikbaş da, kursun devamlı katılımcılarından biriydi. Dikbaş, klasikleri okumayı teşvik etmesi ve doğru konuşmayı öğretmesi açısından kursun çok faydalı olduğunu, ayrıca doğru yazmayı öğrettiği için de düşündüklerini yazarak anlatabilme imkanı bulduklarını söyledi. Dikbaş, Başakşehir için yazarlık okulunun büyük bir fırsat olduğunu belirtti.

Esnaflıktan emekli olan Mehmet Kalkan, daha önce yazma çalışmaları olduğunu, yazılarını daha güzel, etkili ve dilbilgisi kurallarına uygun olarak yazabilmek için Yazarlık Okulu’na geldiğini ve çok faydalandığını söyledi. SSK’dan emekli Muhittin Küçük ise 5 yıldır üzerinde çalıştığı, gençlerin eğitimine yönelik bir kitap projesi olduğunu, kitabı kaleme almadan önce böyle bir kursun faydalı olabileceğini düşündüğünden kursa katıldığını ve kursta öğrendiklerini uygulayarak yazmaya başladığını iletti.

Katılımcıların farklılığını göstermesi açısından Kadir Korkmaz iyi bir örnek. Mehmet Zahit Kotku Camii imam-hatibi olan Korkmaz, namaza gelenlerle her gün görüştüklerini, cemaatle daha rahat bir iletişim sağlamak için kursa katıldığını ve çok faydalandığını belirtti.

4 aylık ilk dönemi bitiren Yazarlık Okulu katılımcıları, Belediyenin böyle bir kültür hizmetinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’a teşekkür ettiler.