Mehmet Mert

Mehmet Mert

Okulları açtık, biz hala kapalıyız!

Okulları açtık, biz hala kapalıyız!

 
Okullarımız; yaz tatili, ardından bayram tatil derken nihayet bir yeni sezona daha merhaba dedi.
Anlayacağınız okullarımızı açtık da bir kendimizi de açmayı başarabilsek!
Dün sabah okulun ilk günü hadi oğlum Alp’i Beylikdüzü’ndeki okuluna ben götüreyim dedim.
Aman Allah’ım!
Bir trafik, bir yoğunluk, bir başı boşluk ki anlatamam.

***

Arkadaş gökdelenler yapmışsınız.
Binalar dikmişsiniz.
Milyonları tıkamışsınız buralara da demiyor musunuz ya bu adamlar sokağa çıkarsa ne yaparız diye.
Esenyurt’u, Beylikdüzü’nü, Avcılar’ı yaşanmaz hale getirmişsiniz.
İnsanları açık ceza evlerine tıkamışsınız.
Bu çağda insanları rezalet bir yaşama itmişsiniz.
Yaptıklarınız ile ne kadar gurur duysanız azdır!

***

Caddelerde yüzbinlerce araba.
Yollar karmakarışık.
Daracık kavşaklar.
Çıkmayan sokaklar.
Adeta birbiri üzerine dikili binalar ve sıra sıra dükkanlar.

***

Bu dükkanları dikmesi kolay.
Ruhsat vermesi de kolay.
Bir gezin dolaşın bakalım.
Dükkanlar önünden sabah okul giriş ve çıkış saatlerinde yürüyebilecek misiniz!
Ama işin ucunda kamuya açık yol olmayıp rant gelen proje olsa yapacaktınız değil mi?
O koca binaları yaparken yeşil alan da ayırsaydınız ya.
Yol hakkı ayırsaydınız ya.
İnsanların nefes alacakları alanlar da ayırsaydınız ya.

***

Zor olurdu değil mi o zaman.
Sonra hazırdan yalakalar nasıl beslenecekti.
Yurt dışındaki banka hesapları nasıl kabaracaktı.
Eş dost nasıl ihya edilecekti.
Elde edilen güç ile siyasi iktidar nasıl sağlanacaktı!

***

Anlayacağınız sevgili dostlar.
Sokakların, caddelerin, yolların dili olsa da konuşsa.
Birbiri ardına dikilen gökdelenler.
Sağdan soldan değişen imar değişiklikleri ile iç edilen yeşil alanlar.
Daralarak sıcak ilişki kurulan tanıdık esnafın dükkanına verilen yollar, sokaklar!
Vatandaşın elinden alınarak ranta çevrilen kamuya ait parklar.

***

Diyeceğim o ki; okulları açıyoruz açmasına da birazda beyinlerimizi açsak.
Duygularımızı açsak.
Kalplerimizi açsak.
Vicdanımızı açsak, ne güzel olur değil mi?
Hak yemesek.
Hukuk tanısak.
Adil olsak.
İnsan olsak.
Doğayı korusak.
Yeşili korusak.
Gönlümüzü açsak ne güzel olur değil mi?

***

Okul yerini al AVM’ye çevir.
Yeşil alanı al gökdelene çevir.
Yol hakkını al dükkan kaldırımı yap.
Ağacı kes mıcırı daya gitsin.
Sonra da üç kuruşluk hediyeni al okul törenlerine katıl ve ahkam kes!
Bırakın arkadaş bırakın!
Siz bu garibanların yeşiline, doğasına, yol hakkına, kamu hakkına el koymayın yeter.
Bu gariban çocukların sizin aldatmaca üç kuruşluk hediyelerinize ihtiyacı yok!
Siz; adil, hukuk tanıyan, kamu hakkını koruyan, insani özellikler taşıyan, doğayı koruyan ve seven, sağlıklı, çağdaş, vicdanı koruyan ve kollayan görevde bulunun.
Bu çocuklara bırakacağınız en güzel hediye odur.
Gerisi palavra…!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi