İnsanlık var olduğundan beri kadınlar zülüm görüyor.Ortaçağ’da on binlerce kadın,cadı olduğu gerekçesiyle odun ateşlerinde yakıldı.Cahiliye devrinde kız çocukları diri diri toprağa gömüldü. Kadınların ayrı ayrı zamanlarda gördüğü bu zulümlerin hemen hepsini Özgecan aynı anda yaşadı.Acımasızca,alçakça,vahşice,barbarca…

Neden?

Eğer kadın sürekli erkeği günaha sokan,tahrik eden şeytan olarak görülürse,”yedi yaşında evlendirilebilir” denilerek topluma cinsel obje olarak sunulursa,hamile olarak sokakta yürümesi günah,kahkahayla gülmesi haram sayılırsa,erkek tarafından dövülmesi caiz görülürse,çocuk makinesi olarak görülüp sosyal hayattan tecrit edilmek istenirse,bir erkeğe karşı ancak üç kadının şahitliği geçerli görülüp kadın aşağılanırsa,”kadının boşama hakkı yoktur,onu ancak erkek boşayabilir” denirse,kadına nefret körüklenirse,erkeğe kadını dövme hakkı tanınır,kadın cinayetlerine seyirci kalınırsa  elbette Özgecanlar tecavüze uğrar,yakılır,kesilir,katledilir.

Özgecan’a reva görülen Ortaçağ’ın bile gerisindeki vahşeti,onun mini eteğine bağlayan sapık,ilkel-feodal zihniyet bu topraklardan silinmedikçe kadınlarımız huzur bulmayacaktır.


Tüm halkımız bilmelidir ki bir toplumda sol,vicdandır.Eğer bir ülkede sol baskılanıyor,karalanıyor,yasaklanıyorsa o ülkede vicdanlar susmuş,susturulmuş demektir.Vicdanların susturulduğu yerde de zulüm egemen olur.

Ülkemizde Atatürk’ün başlattığı “aydınlanma devrimi” gerici sağ iktidarlarca engellenmeyip  tamamlansaydı eğer,bu son dönemde 5406 kadın hunharca öldürülmez,10 yaşındaki kız çocukları tecavüze uğrayıp diri diri toprağa gömülmez, Özgecanlar yakılmazdı.Kadının korkusuzca,özgürce,insanca yaşayacağı aydınlık Türkiye dileğiyle…