"Bunalımın baş aktörü AKP"

"Bunalımın baş aktörü AKP"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Genelkurmay Başkanı ve Üç Kuvvet Komutanının Emekliliklerini İstemesiyle" ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Bahçeli'nin açıklaması şöyle:

"Türkiye içine girdiği tehlikelerle dolu ve beka düzeyindeki sarsıntıların vahim sonuçlarını birer birer yaşamaktadır. Son günlerde Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili yapılan yorum, tartışma ve eleştirilerin sancılı bir mecraya girdiği görülmektedir. Bununla birlikte gelecek hafta yapılacak YAŞ toplantısı öncesi ülkemiz büyük bir kriz ile karşı karşıya kalmıştır. Bugün itibariyle Genel Kurmay Başkanıyla birlikte üç kuvvet komutanın emekliliklerini zamansız bir şekilde istemeleri gündemi bütünüyle sarsmıştır. Bu olağandışı gelişmenin ciddi bir devlet krizine kapı araladığı gün gibi ortadadır. Esasen siyasi iktidarın yargının AKP’lileştirilmesinden sonra gözünü Türk Silahlı Kuvvetlerine diktiği ve bundan kaynaklanan gerilimlerin önlenemez ve yönetilemez bir aşamaya geldiği anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneksel hiyerarşik yapısını alt üst etmeye kararlı olan AKP zihniyetinin, bugünkü bunalımın baş aktörü olduğu açık ve nettir. Son gelişmelerden TSK’nın yeniden dizayn edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Uzun zamandır, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup amiral ve generallerin Ergenekon, Balyoz, internet andıcı gibi isimlerle anılan darbe iddialarıyla ilişkilendirilmeleri bugün muhatap olunan krizin temelini oluşturmuştur.

Hâlihazırda 43 amiral ve general bu kapsamda tutuklu bulunmaktadır. Bunlardan 17’si YAŞ toplantılarında atama ve terfi etmeyi beklemektedir. Bir türlü sonuçlandırılamadığından şirazesinden çıkan darbe iddialarıyla ilgili yargı süreçlerinin, Türk Silahlı Kuvvetlerini tam anlamıyla yıpratma ve üzerinde baskı oluşturma amacına yönelik olduğu şüphesizdir. Özellikle etnik temelli vahşi terörün kanlı saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde ordunun yıpratılmasının, tahrip edilmesinin ve bütünüyle darbeci bir kurum olarak gösterilmesinin çok tehlikeli gelişmelere neden olacağı aşikârdır. Türkiye’nin yakın dönemde yaşadığı siyasi, demokrasi ve anayasa krizinden sonra karşılaştığı bu devlet krizi ağır neticelere yol açacaktır. Siyasal ve sosyal dengesizliklerin devlet kriziyle eklemlenerek ülkemizi bir çıkmaza sürükleme ihtimali ciddi düzeyde artmış durumdadır. Bölücü terörün tırmandığı, özerklik zırvalarının yüksek sesle dillendirildiği ve ekonomik krizin ayak seslerinin işitildiği bir ortamda devlet krizinin belirlemesi her açıdan kaygı vericidir.

Bugünkü sürece TSK’ya yönelik AKP’nin derin güvensizliği ve Cumhurbaşkanının aşırı kuşkusu eşliğinde gelinmiştir. Geleneksel terfi ve atama sisteminin bozulmasıyla, TSK’nın yapısı tümüyle harap edilmek istenmektedir. Nitekim istikrar sürsün sözleriyle ustalık dönemine geçtiklerini iddia eden AKP zihniyeti, şımarıklığından ve ölçüsüz kibrinden dolayı kontrolsüz bir istikrarsızlığın kapısını ardına kadar aralamıştır. Genel Kurmay Başkanıyla birlikte üç kuvvet komutanının, demokratik olgunluk göstererek emekliliklerini istemeleriyle başlayan devlet krizinin çözülmesi en başta hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu altındadır. Bu krizin kökleşmesine ve derinleşmesine fırsat vermeden, YAŞ toplantıları zamanında gerçekleştirilerek yeni bir komuta heyeti dahil atama ve terfiler yapılmalı, sürecin normalleşmesi ülke ve millet menfaati yararına sağlanmalıdır.

Sözde darbe iddialarına konu olduğundan dolayı terfi ve atamaları yapılmayan amiral ya da generallerin hakları da işleyen yargı sürecinin tamamlanmasına kadar saklı tutulmalıdır. Bu itibarla, artık bir kangren haline dönen darbe iddialarıyla ilgili mahkeme safahatının bir an önce sonuçlandırılmasını aziz milletimiz acilen beklemektedir. Ayrıca TSK’nın komuta kademesi; AKP hükümetinin gerilimden beslenen politikalarına aynı şekilde cevap vermemiş ve millet iradesine saygı göstererek demokratik olgunlukla emeklilikten yana tercihini kullanmıştır. AKP hükümeti bunu acziyet olarak görmemeli ve geçmişin intikamını alırcasına TSK’yı zan ve töhmet altında bırakan uygulamalarından artık vazgeçmelidir. Türkiye’nin bugünkü nazik, hassas ve kritik döneminde sağduyuyla ve sükûnetle hareket etmek zorunluluk haline gelmiştir. AKP hükümeti sorumluluğunun farkına varmalı ve neden olduğu devlet krizinin çözülmesi için samimi adımları gecikmeksizin atmalıdır.Bu konuda siyasi iktidar tarih ve millet önünde büyük bir vebal altındadır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.