Ekrem İmamoğlu: Lafla ne döviz iner, ne de döviz çıkar! Ekonomiyi düzeltin

Ekrem İmamoğlu: Lafla ne döviz iner, ne de döviz çıkar! Ekonomiyi düzeltin
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir'de önce Ataşehir Trabzonlular Derneği'nin daha sonra ise otelde 'Kadınlar Buluşması'na katıldı.
 CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, yerel seçim turları kapsamında Ataşehir'de ''Kadınlar Buluşması''na katıldı.

''Benim hayatımda 4 kadın var. Kızıma güzel bir gelecek hazırlamak için, eşime mahcup olmamak için, kız kardeşimin geleceğiyle ilgili umutlarını büyütmek için ve anneme layık olmak için çalışacağım'' diyen İmamoğlu,''Hayatımdaki 4 kadının temsilcisi olarak, size de o yakınlığı, o sıcaklığı, o ilgiyi göstermek vazifemdir, aynı zamanda zorunluluğumdur. Ben, sizin desteğinizi almaya geldim. Almadan da salondan çıkmak yok. Alamazsam, akşama kadar tutarım sizi burada. Destek veriyor musunuz? (Salondan, 'Evet' yanıtı.) Tamam, harika. O zaman ben de size layık olacağım. Bize oy veren herkesten isteğimiz, biz, başkaları gibi sokakta kutlama yaptırmayacağız. Çünkü, seçimin kaybedeni yok. 'Kazandık, kutlayalım' yok. Bir kişinin bile kalbinin kırılmasını bu kardeşiniz, kabul edemez. Herkes bizim. 1 Nisan'da 16 milyon İstanbullu'yla, 'gönül mitingi' yapacağız. 16 milyonluk doğal miting istiyorum. O mitingde buluşmak üzere'' dedi. Konuşma biter bitmez İmamoğlu'nun etrafını saran kadınlar, CHP adayıyla fotoğraf çektirebilmek için yarıştı. Bu sırada, bir katılımcı, ''Allah size güç versin, can versin'' diyerek İmamoğlu'na destek verdi.


CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında, Ataşehir'de, önce Ataşehir Trabzonlular Derneği'nde, sonra ilçedeki bir otelde ''Kadınlar Buluşması''nda, ardından da aynı mekanda ''STK temsilcileri ve kanaat önderleri toplantısı''nda vatandaşlarla bir araya geldi.

CHP Ataköy Belediye başkan adayı Battal İlgezdi'nin de eşlik ettiği İmamoğlu'nun her 3 buluşmadaki konuşmalarının satır başları şöyle oldu:


 
ATAŞEHİR TRABZONLU İŞADAMLARI DERNEĞİ
- Bu seçim, Ekrem İmamoğlu meselesi değil. İmamoğlu, 16 milyonun insanın moderatörü olmaya talip. Herkesi görev almaya davet ediyorum. Çıkacağız edeplice, ahlaklıca 16 milyon insanın kazandığın,ı dolayısıyla seçimi kazandığımızı duyuracağız.

Hiç kimsenin sevinç çığlıkları atmasını istemiyoruz. Bu akşam, nispet yapılacak bir akşam değildir. 31 Mart gecesi yeni bir başlangıç diyoruz ya, siyasi ahlak açısından da yeni bir başlangıç olmalı. Bir vatandaşımızın kalbi burkulsa, ben, ertesi gün mutsuz uyanırım.

- İstanbul'da, bazı şehirlerin ismini taşıyan sivil toplum kuruluşları, kendilerini siyasetin bir parçası ilan ederek, siyaseti kullanarak, kendisini sivil toplum kuruluşları içine sokarak, çok yanlış yapmaktadır. En acı örneği, 4 gündür İstanbul'un bütün köprüleri, kavşakları, ''Salı akşamı Sayın Cumhurbaşkanı Trabzonlular'la buluşuyor'' diye afişlerle donatıldı.

Biz, büyük mücadeleyle, eforla afişler asmaya çalışıyoruz. bütçemiz yetmiyor. En az benim kadar afiş astılar İstanbul'da. Ne kadar ettiğini ben biliyorum. İstanbul Trabzonlular Federasyonunu'nun o kadar parası varsa, afiş astırıyorsa, yazık etti. Keşke Trabzonspor'a verseydi o parayı. Takım bir futbolcu alırdı en azından, yazık etmiş. Ha onun üzerinden başka biri bu parayı harcıyorsa, 'Kardeşim sen dur, bu parayı bize ver, biz de bunu Trabzonspor'a paylaşalım' deseydi. Bu da başka bir metottur.

- Benim doğduğum şehrin ismini bu işlere karıştırarak, bir gece yapanları kınıyorum. Benim doğduğum şehrin ismini, benim için bile isteseler, reddederdim. Davet edersiniz, geliriz. İşte bugün ettiler, geldik. Sayın Binali Yıldırım istese, o da gelecektir. Ben, Trabzonlular'a, bu tarzda davranımlarda bulunan sivil toplum kuruluşlarının yanlış yaptığını, o kuruluşlara toplumun itibar etmemesini öneriyorum. O ismi geçen dernekler federasyonun benim doğduğum şehri temsil etmediğini ve hayatım boyunca o kuruluşa itibar etmeyeceğimi buradan duyuruyorum. diye konuştu.

KADINLAR BULUŞMASI
- Belki de en güzel sabah buluşmasını burada yapıyorum. Sizlerle bir arada olmanın keyfi büyük. Aday olduğum ilk gün, İstanbul'daki değişimi, çocuk ve kadın üzerinden tanımladım. Bir kent, sağlıklı bir şehir olacaksa, önce çocukları sonra da kadınları mutlu etmek zorunda. Eğer bu konuda eksikseniz, o şehir mutlu bir kent değildir. Geliştirdiğimiz tüm politikalar, vaatler ve hizmetler kadına ve çocuğa dönüktür.

- Bu seçimde, özellikle kadınların hassasiyetine, annelerin vicdanına çok güveniyorum. Size bir soru sormak istiyorum. Son dönemde, özellikle gelenek haline gelmiş olan, bağırıp, çağırarak konuşan politikacıları seviyor musunuz? (Salondan 'Hayır' sesleri) Burada, bir gönül birliği yaptık. Ben de sevmiyorum. Kim sever ki. TV'yi açıyorsunuz. Birileri, ona buna hakaret ediyor. Hakaret ederken, bağırıp çağırırken sizin de çocuğunuz izliyor. Çocuğunuz da rahatsız oluyordur. En titiz olduğum şey. Meydanlarda konuşurken, şehir yaşamına dair mesajlarımı verirken, çocuklara ve kadınlara dair politikalarımı anlatırken, sanki beni TV başında, eşim ve 7 yaşındaki kızım izliyormuş gibi konuşuyorum. Böyle düşünürseniz, insanın ağzından kötü bir söz çıkmaz.

- Kadınlara ve çocuklara yönelik projelerini anlattı. Tüm bu çalışmaların odağında kadın var. Kadın, İstanbul'u yaşarsa, gezerse, İstanbul'un bütün imkanlarından faydalanırsa, İstanbul'un her güzelliği ona hizmet ederse, işte o zaman İstanbul, mutlu ve huzurlu bir şehir olur. Allah şahit, siz de şahit olun. Bu kardeşinizden, tek bir gün, sizin huzurunuzu kaçıracak, yüzünüzü kızartacak tek bir tavrı görmeyeceksiniz.


 
- Bizim sıcaklığımızı, yakınlığımızı, ilgimizi bence diğer adaylar yakalayamaz. Doğru mu? (Salondan, 'Doğru' yanıtı.) Ben de buna layık olacağım. Benim hayatımda 4 kadın var. Kızıma güzel bir gelecek hazırlamak için, eşime mahcup olmamak için, kız kardeşimin geleceğiyle ilgili umutlarını büyütmek için ve anneme layık olmak için çalışacağım. Hayatımdaki 4 kadının temsilcisi olarak, size de o yakınlığı, o sıcaklığı, o ilgiyi göstermek vazifemdir, aynı zamanda zorunluluğumdur.

- Ben, sizin desteğinizi almaya geldim. Almadan da salondan çıkmak yok. Alamazsam, akşama kadar tutarım sizi burada. Destek veriyor musunuz? (Salondan 'Evet' sesleri.) Tamam, harika. O zaman ben de size layık olacağım. Seçimden sonra da geleceğiz ve burada kutlama yapacağız. Kutlamamızın perçinleşmesi için, bizi bildiğiniz gibi anlatın. 31 Mart'ta seçim var. Hali vakti, sağlığı yerinde olanlardan oy kullandığı sandıklarda görev almasını istiyorum. Bize oy veren herkesten isteğimiz, biz, başkaları gibi sokakta kutlama yaptırmayacağız. Çünkü, seçimin kaybedeni yok. 'Kazandık, kutlayalım' yok. Bir kişinin bile kalbinin kırılmasını bu kardeşiniz, kabul edemez. Herkes bizim. 1 Nisan'da 16 milyon İstanbullu'yla, 'gönül mitingi' yapacağız. 16 milyonluk doğal miting istiyorum. O mitingde buluşmak üzere.

STK'LAR VE KANAAT ÖNDERLERİ
- 25 yıldır, bir siyasi dönem yaşıyor İstanbul. İyisi kötüsü, eksiği fazlası var. İyiyi alkışlar, kötünün karşısında dururuz. Özellikle son yıllarda İstanbul'un yönetim anlayışı diye bir kavram kalmamıştır. 16 milyonluk bir kenti yönetmek demek, dünyada ilk 50 sıraya giren bir devleti yönetmek gerek. İrade özgürlüğü ister bu kenti yönetmek. Atatürk, 'Fikri hür, vicdanı hür nesiller' der. Biz, fikri hür, vicdanı hür bir belediye başkanlığını yaşatmaya geliyoruz. Başkalarından talimat alanların şehri yönetme şansları yoktur. Bazen anlık kararlar almak gerekir şehir için.

- Başkalarından talimat alma ihtimali olan insanların şehri yönetme şansı yoktur. Bunun partisi yok, inancı yok, kökeni yok, hiçbir şeyi yok. Burada özgür irade lazım. Biz, İstanbul'a fikri ve vicdanı hür, iradesi 16 milyona bağlı, başka hiç kimseden talimat almayan bir belediye başkanlığı dönemini yaşatmaya geliyoruz. Basireti olmayan, iradesi kendisini temsil etmeyen, insanlarından değil, başkalarından talimat alma ihtimali olan insanların şehri yönetme şansı yoktur. Şehirde bazı hamleler, mutlak anlık müdahaleler, anlık kararlar gerektirir. Dönüp, 'O, ne diyor' diye bakan, tereddütlü insanlar bu şehri yönetemezler. Günü geldiğinde şunu da yaşatırlar, doğruya 'Hayır' derler, ne yazık ki yanlışa 'Evet' derler. Böyle de can acıtıcı tecrübeleri ne yazık ki bizler yaşadık.

- Büyükşehir belediye başkanı olduğumda, beni nasıl karşılıyorsanız, diğerlerini de öyle karşılayın. Biz milletçe korkmayız, korku yoktur bizde saygı vardır, saygı da herkese gösterilir. Korku nedir ya? Biz sadece saygı gösteririz, korku kadar tehlikeli bir şey yok. Bu iş bir koltuk işi değil ki, siz seçersiniz, seçilir görevini yapar. Seçmezsiniz, bir günde güle güle. Bu meslek değil, bu görev talibiz. Bu koltuk meselesi değildir. Sivil Toplum Kuruluşları, derneği, vakfı, kurumu herkese söylüyorum. Ben herkese eşit olacağım. Ben hayatım boyunca size parmak göstermeyeceğim. Buyurun gelin. Ortak masa, ortak akıl, ortak çaba göstererek vallahi çözemeyeceğimiz sorun yok.

- İstanbullular'la birlikte kazanarak, en büyük faydayı, Türkiye'yi yönetenlere vereceğim. Yüklerini sırtından almaya geliyorum. Onlara bir fırsat daha vereceğiz. Bu millet size, 2023'ün Haziran'ına kadar yetki verdi. Bu yetkiyi doğru kullanın. Ülkenin gerçek meseleleriyle uğraşın. Lafla ne döviz iner, ne de döviz çıkar. Ülkenin ekonomisini düzeltin. Türkiye'nin ulusal ve uluslararası sorunları var, bunlarla uğraşın. Herkes işini gücünü bıraktı İstanbul'a uğraşıyorlar. Projeleri o sunsun. Niye yoruluyorsunuz. İşlerini kolaylaştırmaya geliyorum" şeklinde konuştu.

İmamoğlu, bu 3 etkinliğin ardından YEDPA Ticaret Merkezi'ne giderek yönetimle görüştü ve esnaf ziyaretleri yaptı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.