Laik Cumhuriyet ile Elde Ettiğimiz Hak Ve Özgürlüklerimizi Koruyacağız!

Laik Cumhuriyet ile Elde Ettiğimiz Hak Ve Özgürlüklerimizi Koruyacağız!
Son dönemde ülkemizde yaşanan olayları, demokratik ve laik toplum düzenine aykırı gerçekleştirilen eylemleri kaygıyla izliyoruz. Çağdaş demokrasilerin ön koşulu olan laiklik ilkesini, anayasal güvence altında olan insan hak ve özgürlüklerini tehdit eden v

Son dönemde ülkemizde yaşanan olayları, demokratik ve laik toplum düzenine aykırı gerçekleştirilen eylemleri kaygıyla izliyoruz. Çağdaş demokrasilerin ön koşulu olan laiklik ilkesini, anayasal güvence altında olan insan hak ve özgürlüklerini tehdit eden ve basında yer alan bu olayların karşısında bireysel ve toplumsal hakları koruma bilincine sahip yurttaşlar olarak yasaların verdiği haklara, yaşamın her alanında sahip olmak istiyoruz.  

Toplumsal yaşamda kadına yönelik şiddetin sürekli olarak artması, kadın cinayetlerinin önüne geçebilecek caydırıcı cezaların uygulanmaması hatta kadınları ve çocukları koruyan yasal düzenlemelerin, uluslararası sözleşmelerin engellenmeye çalışılması ile birlikte her yeni bir güne cinsiyet temelli bir ayrımcılık, şiddet ya da katliam haberiyle başlıyor; hukukun öldürülmesine, adaletin yok edilmesine tanık oluyoruz. Bu kabul edilemez işleyişte kadınların toplumsal yaşamda var olma mücadelesini desteklemekten, cinsiyet eşitsizliğinin olumsuz sonuçlarını tersine çevirmek ve kız çocuklarının eğitimindeki engelleri ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için çalışmaktan; çocuklarımızın karma, laik, bilimsel ve ücretsiz eğitim hakkını savunmaktan asla vazgeçmiyoruz. Şunu bilmeliyiz ki, çağdaş bir gelecek, bugünün ve geleceğin güçlü kadınları ile mümkün olabilir.

Siyasal ve toplumsal yaşamda Atatürk ilke ve devrimleriyle kazandığımız hak ve özgürlüklerin yok edilmeye çalışıldığını; laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin hiçe sayıldığını hemen her gün yeni örneklerle görüyor ve yaşıyoruz. Kadınların çalışmamasını, sokağa çıkmamasını, kız çocuklarının okula gönderilmemesini savunacak kadar çağdan uzak, akıl ve bilimle bağını kesmiş bir tarikatın şeyhinin cenaze töreni ve törenin neredeyse devlet protokolüne dönüştürülmesi bunun en son ve an acı örneklerinden biridir.

Cumhuriyet'in demokratik bir nitelik kazanması ve yaşatılması, yönetenlerin ve yönetilenlerin sorumlu bireyler olarak görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri ile olanaklıdır.


 

Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Cumhuriyet ile birlikte bireyin üzerindeki her türlü dinî ve toplumsal baskı kırılmış; aklı odağa yerleştiren, araştıran, sorgulayan yurttaşlar yetiştirilerek her türlü gelişimin önü açılmış ve özgür bireyden yola çıkılarak "fikri hür, vicdanı hür" çağdaş nesillerle geleceğe yön verilmesi amaçlanmıştır. Bu ülke topraklarında yaşayan hiçbir yurttaş  dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrımcılığa uğrayamaz, şiddete maruz bırakılamaz, hak ve özgürlükleri kısıtlanamaz! 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak hukukun üstünlüğüne sarsılmaz bir inançla bağlıyız, demokratik haklarımızı ve kamu yararını savunmaya devam edeceğiz! Atatürk devrim ve ilkelerinden, Cumhuriyetin kazanımlarından asla vazgeçmeyeceğiz!

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.