Mehmet Mert

Mehmet Mert

Ramazan davulu ve geleneklerimiz

Ramazan davulu ve geleneklerimiz

 Yazımın hemen başında ülkemizce onca sorun varken iş sahurda davula mı geldi diyenlere dip not.
Senede ortalama 200 gün yazı yazarım. Bu yazıların yüzde 90’ından fazlası öncelikli arz eden konularımızdır. Ancak yılda bir ay yaşadığımız Ramazan ayında bir veya iki sefer de bu konulara değinmek şart oluyor. Bağışlayın. Hoşgörünüze sığınıyorum.

***
Önceki gün 'Ramazan ve iftarlarımız' başlıklı köşe yazımda iftar sofralarının suistimal edildiğinden, körler ve sağırlar birbirini ağırlar türünden iftarlar yapıldığından bu durumdan acilen vazgeçilmesi gerektiğinden ve ayrıca sahurda çalınan davulların da iptal edilmesi gerektiğinden bahsetmiştim.
Belki inanmayacaksınız ama Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yazımın yayınlandığı Cuma günü beni arayarak; “Harika bir yazı yazmışsınız, içimden geçenleri kaleme almışsınız, sizi tebrik ediyorum” dedi.

***
“Sayın Başkan iyi misiniz? İroni yapmıyorsunuz değil mi? Çünkü yazımda sizin özellikle her sene TÜYAP'ta 'iftarımıza şu kadar kişi katıldı' türünden verdiğiniz durumu da eleştiriyorum” dediğimde ise şu cevapları aldım;
Eskiden Ramazan'da 28 iftar verirdim. Gittikçe azalttım. Bu sene 13-14 iftar vereceğiz. Seneye daha da azaltarak gittikçe tamamen kaldırmayı düşünüyoruz. Bakın bizim iftarlara bir katılsanız bir önceki iftarda bulunanı bir sonraki sofraya davet etmediğimiz görürsünüz. Bahsettiğiniz Tüyap iftar sofrasında tamamen belediye personeli hizmet verir. Eşini dostunu alıp o sofraya getirir ve servis yapar. Yine de bu etkinliğimizi de ileride iptal edebiliriz. Çünkü gerçekten iftar sofraları çok suistimal ediliyor.

***
“Peki ilçenizde sahurda davul çalınmasına ne diyeceksiniz?” dediğimde ise Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün cevabı; “Bu konuda yetki kaymakamlıklarda. Bizde olsa hemen yasaklarız” oldu.
Öncelikle Akgün'ün bu telefonu hem şaşırttı beni hem de bir defa daha hatta bir çok defa daha bu konuyu yazmam gerektiğini hatırlattı.
Hatta ve hatta bu konudaki yazılarım ile ileride Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yılın gazetecileri yarışmasına adaylık başvurusunda bulunacağıma buradan söz veriyorum.

***
Akgün'ün telefonunun kapattıktan hemen sonra Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulisi Arat'ı arayarak “Kaymakam bey yetki sizde ve valiliklerdeymiş. Lütfen sahurda davulu yasaklayınız” dedim.
Kaymakam Arat ise; “Ne münasebet. Ben de yetkisi olsa inanın bir saniye düşünmem.Hemen yasaklarım. Yetki madem bende. Belediye neden bölge gösteriyor o zaman. Hatta ben Çankaya kaymakamı iken Çankaya Belediyesi sahurda davulu yasakladı. Hiçbir şey yapamadım. İtiraf ediyorum, ben de sahurda davul çalınmasını bı çağda doğru bulmuyorum. Bu durumun gelenekle de alakası yok. Hele bizim buralar iyi. Kamyonetin üzerine çıkarılıp bir de hoparlör ile bangır bangır bağrılan yerler var ülkemizde” diye serzenişte bulundu.

***
Tam bu görüşmeler kulağımda çınlarken, o da ne? Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medyada bir paylaşımını gördüm. İmamoğlu paylaştığı afiş ve duyuruda; 'LYS sınavına katılacak öğrencilerimizin rahatsız olmamaları için bu gece ve yarın gece Ramazan davulcularını susturuyoruz...' diyordu.
Hemen telefona sarıldım Başkan İmamoğlu'na ulaştım. Fransa'da o 3-0 dağıldığımız İspanya-Türkiye maçını izlemekteydi başkan ona rağmen telefonumu açtı ve bu soruyu sordum. Aldığım cevap yine ilginçti; haklısın ama elimizden bir şey gelmiyor.

***
Gördüğünüz ve duyduğunuz gibi.
Sahurda çalınan Ramazan davuluna herkes karşı.
Rahatsız edici olduğu herkesçe hemfikir.
Geleneklerimiz ile alakası olmadığı aşikar.
Peki gelelim neden yasaklanmadığına.
Öncelikle ülke genelinde son yıllarda; Konya, Giresun, Adana gibi illerde, Çankaya, Alanya gibi ilçelerde yasaklandı.

***
Kimi yerde 'valilik' kararı deniyor, kimi yerde 'belediye' kararı.
Sonuçta bu karar alınıyor ve uygulanıyor.
Bakın şayet belediyelerimiz yılda bir defa çaldıkları davul sayesinde az da olsa ekmek edinen davulcularımızı düşünüyorlarsa bunun başka yollarını arayıp bulmalılar.
Mesela sahurda değil ama Ramazan Bayramı boyunca 3-4 gün gündüz ellerinde davul yanlarında manici evlerimizi tek tek dolaşsınlar. Emin olun daha fazla bahşiş toplayacaklardır.
İnanın çevremden ve bu konuda iletişim kurduğum insanlardan biliyorum. Sırf gece rahatsız oldukları için bahşiş vermeyenler var. Şayet o rahatsız edici olay ortadan kalksa bizim insanımız daha bankördür merak etmeyin.

***
Hele hele o sanki davul sayesinde sahura kalkıyormuşcasına 'geleneklerimize dokunmayın' türünden gazel okuyanlar var ya. İnanın onların on katı davulun sahurda çalınmasına karşı olanların bahşişvereceğine imzamı atarım.
Gelelim dokunulmazlarımızdan olan dinimize ters gelici özelliğe.
Arkadaşlar sahurda davul çalınma ile İslam'ın hiçbir alakası yoktur.
Bakın İzmir Müftüsü İbrahim Acar bu konuda ne demiş; “İnsanları uyandırma amacıyla Ramazan’da geceleri çalınan davul artık bu iş-levini yitirmiştir, gürültü kirliliği yaratmaktadır. Artık insanlar teknolojik aletlerle uyanma yoluna gidiyor. Ramazan davuluyla sahura kalkmak saat kullanımı çok yaygın olmadığı dönemlerden kalan bir alışkanlıktan başka birşey değildir.”

***
Görüldüğü ve bilindiği üzere Ramazan bizler için kutsal, özel, önemli, özellikli bir aydır. Ama bu güzelliği bozmaya değer gereksiz şeylerin ilahlaştırılmaya çalışılması en çok Ramazanımıza zarar verir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi