Silivri Belediyesi Mart ayı meclis toplantısının ikinci oturumunda seviye dibe vurdu.

Bir tarafta mahalle halkının çıkarlarını koruyan ve mahallesine hizmet gelmesi için mücadele eden CHP Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu, diğer tarafta göreve geldiği ilk günden itibaren arazi satışına başlayan CHP’li Belediye Başkanı Özcan Işıklar.

Bu iki CHP’li isim önceki gün arazi satışı yüzünden değim yerindeyse birbirine girdi.

Aynı siyasi partide görev yapan iki ismin karşı karşıya gelmesi siyaseten etik mi?

Hayır!

Ancak birilerine hakaret ederek, sesinizi yükselterek bağırıp çağırmakta insanı haklı göstermez, aksine daha çok rezil duruma düşürür.

Tıpkı Başkan Işıklar’ın, kendi partisinden olan Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu’na bağırıp, hakaret ederek kendisini rezil duruma düşürmesi gibi.

Çeşmecioğlu; “ Siz seçimlerde yollara döşeyeceğimiz taşların rengini bile birlikte seçeceğiz sözünü verdiniz Ortaköy halkına. Ama şimdi Ortaköy halkının 7 trilyonluk arazisini satıyorsunuz onlara sormadan” diye Başkan Işıklar’ı uyarıyor.

Ama bizim başkan, halk dalkavukluğundan bir giriyor, ben sana göstereceğim gibi tehditvari kelimelere karşısındakini sindirmeye çalışıyor.

Kime diyor halk dalkavuğu?

Kendi partisinden olan CHP Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu’na.

Başkan Işıklar, sanırım etrafında ki dalkavuklarla karıştırdı Çeşmecioğlu’nu.

Halkın seçtiği bir belediye meclis üyesine “halk dalkavuğu” yakıştırması yapmakta neyin nesi Sayın Başkan?

Ayrıca diyorsunuz ki; “ Ben o arazinin parasıyla ne uçak alacağım, nede saray yaptıracağım.

Keşke uçak alsan, saray yaptırsan be Başkan.  En azından bu paranın nereye harcandığını görmüş olurduk.

Ama maalesef ki, ağzından çıkanı kulağı duymayan bir belediye başkanına sahibiz.

Sinirlenince halkın çıkarlarını kendi çıkarlarından önde tutan bir meclis üyesine “ Halk Dalkavuğu” diyecek kadar gözü dönen bir belediye başkanımız var maalesef.

Halkın çıkarlarını koruduğu için halkın seçtiği bir meclis üyesi “ Halk Dalkavuğu” oluyorsa, yine halkın seçtiği bir Belediye Başkanı bu durumda ne oluyor merak ettik  doğrusu?!

Bu arada AK Parti Meclis Üyelerinden Lütfü Vardar ve Yusuf Köroğlu neden yoktu mecliste?

Özellikle arazi satışı konusunun karara bağlanacağı meclis toplantısına katılmayan bu iki AK Parti Meclis Üyesinin meclise katılmamak için nasıl bir mazereti vardı merak ediyorum doğrusu?

CHP Gurubundan 4 meclis üyesi arazi satışına ret oyu verme cesareti gösterirken, AK Partinin 2 meclis üyesi meclise katılmayarak kimin ekmeğine yağ sürdü?

Yoksa meclis öncesi Belediye Başkanı Özcan Işıklar telefonla arayarak gelmeyin, gelirseniz arazi satışı meclisten geçmeyecek diye kendilerinden ricada mı bulundu?!

Malum daha önce AK Parti Gurup Başkanını araması geren Başkan Işıklar, Lütfü Vardar’ı aramıştı da.  

AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı bu iki meclis üyesine gerekeni yapardır herhalde.

Gelelim CHP Meclis Üyesi Arzu Yalçınkaya’nın da neden meclise katılmadığına.

Daha birkaç gün önce arazi satışına ret oyu kullanacağını duyduğumuz Arzu Yalçıntaş’ın meclise katılmaması da manidar bana göre.

Hangi baskı Yalçıntaş’ı kararından caydırdı, buda kamuoyu tarafından merak ediliyor doğrusu.

Arazi satışı meselesinde halkın çıkarlarını düşünenlerle, kendi çıkarlarını düşünenler daha net belli oldu bu meclis toplantısında.

Belli ki bu arkadaşlar kendi menfaatleri için oturdular o koltuklara.

Ama tarih bunları yazacak ve bu halk kendi çıkarı için halkın çıkarlarına sırtını dönen bu meclis üyelerini asla unutmayacak.

Bu arada peşin peşin söyleyeyim; toplantıya katılmayan meclis üyeleri sakın ola hastaydık, yan yattık, çamura battık bahanelerine sığınmasınlar.

Yemezler!

Ve son söz: Halkın çıkarlarını korumak için her türlü hakarete maruz kalan, ama dik ve onurlu duruşundan taviz vermeyen CHP Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu’nu kutluyorum.

Ayrıca Çeşmecioğlu bu onurlu duruşuyla Ortaköy’de alnı ak, başı dik gezerken, Ortaköy halkına söz veren ama verdiği sözleri yerine getirmeyen Belediye Başkanımız da, o insanların yüzüne nasıl bakacağını şimdiden oturup düşünsün....