Siz bizimle maytap mı geçiyorsunuz kuzum?
Geçenlerde hatırlarsınız biri bizi şakaladı demiştim. Kaynağı Abdullah Yıldırım olan bir haberde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Silivri'ye geleceği ve Kipa olayları ile ilgili duruşmaya katılacağı, ardından da Silivri Belediyesini ziyaret edeceği duyurulmuştu.
Peki sonra ne oldu? Haber balon çıktı. Yani fos... Meğer ne duruşma varmış, ne de Silivri'ye geleceğinden Kılıçdaroğlu'nun haberi...
Üzerinde durmadık ve ‘biri bizi şakaladı’ diyerek konuyu geçiştirdik. Gerçekten de şaka gibiydi...
Şaka gibi olaylar devam ediyor Silivri'de... Şaka gibi açıklamalar, şaka gibi gelişmeler... Aktörümüz yine Abdullah Yıldırım. Nedense şaşıramadım. İnsan gazeteci olunca, haber kaynağı bir belediye başkan yardımcısı ise bilgiye itibar ediyor ister istemez. Yani bilgi bizzat belediye başkan yardımcısından gelince, güvenilir olduğu değerlendiriliyor ve yayına alınabiliyor. Belki de duyulmaması gereken bir güven. Nitekim aynı başkan yardımcısı geçtiğimiz hafta içerisinde basın mensuplarının karşısına geçip istifa edeceğini duyurdu, birçok basın kuruluşu da gerek köşe yazıları ile gerek haberlerle olayı gündeme taşıdı. Peki bu başkan yardımcısı kamuoyu ile ya da basın mensupları ile maytap mı geçiyor dersiniz?
Galiba öyle yapıyor... Ya da ne dediğini hatırlamayacak kadar şuurunu yitirdi, ne söylediğini unutuyor ve ilk sözlerini çıkıp ikinci gün yalanlayabiliyor.
Nitekim yayına alınan haberlerin ardından Yıldırım yerel bir haber sitesine açıklamada bulunarak istifa haberlerinin maksatlı ve kasıtlı olduğunu söylüyor ve haberleri yalanlıyor. Kaynağı olduğu haberleri hem de... Sizce Abdullah Yıldırım ne yapmaya çalışıyor?
Mesela yarın bir açıklama gelirse ve “aslında Yıldırım istifa da etmedi, belediyenin şemasından da adı çıkartılmadı, sitede ki şemada adı vardı ama teknik bir arızadan dolayı siz görememişsiniz onun adını” gibi bir şey söylenirse ben ona da şaşırmayacağım.
Vakti evvel Yıldırım ilçe başkanı iken yine bir takım açıklamalar yapmıştı, sonra bunları yalanlamıştı. Tabii kendisinin bu huylarına alışık olan ben, internet haber sitemde açıklamalarının ses kayıtlarını yayına almıştım da kendisi bana küsmüştü. Hatta arayıp "Bu kayıtları yayınladığın için seni mahkemeye vereceğim" demişti, bende "Hiç durma nöbetçi mahkemeye koş" deyivermiştim. Sonra ne mahkeme, ne yalanlama... Sus pus olmuştu Yıldırım.
Yine bu huylarına alışkın olan ben, şimdi tutup istifa edeceğini duyurduğu açıklamalarının kayıtlarını yayına alsam açık açık ve sansürlemeden, kendisi de bilir ayıp olacak. O konuşmasında, Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile ilgili söyledikleri aslında esas haber olacak olan kısmı da, etik olmayacağından yayınlamıyorum. Daha da mahcup olsun istemiyorum…
Aynı Yıldırım, nasıl oluyor da Perşembe günü istifa edeceğini duyurup, Cumartesi günü tüm bu söylediklerini unutarak ve nasıl da inanarak 180 derece çark ederek “haberler maksatlı ve kasıtlı” diyebiliyor merak ediyorum. Dahası Abdullah Yıldırım’ın bu hareketi ile ne yapmaya çalıştığını, ne amaçladığını hakikaten anlayamıyorum. Ya istifa etmişsinizdir ya da etmemişsinizdir. Ya görevdesinizdir ya da değilsinizdir? Peki siz neredesiniz sayın Yıldırım? Hangi âlemlerdesiniz? Kafanız mı güzeldi istifa haberlerini duyururken ya da yalanlarken?
Peki ya Işıklar?
“Hakkımızdaki iddiaları yayına almadan önce tarafı olarak en doğru bilgiye ulaşmak için lütfen bizi arayın” diye bas bas bağıran, ortalığı ayağa kaldıran, her fırsatta bundan dert yanan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar nerede? Kendisinin de dediği gibi haberin en doğru kaynağı iken bu durumda, kendisini arayan basın mensuplarının neden cevap vermez telefonlarına? Kaçmak mıdır en doğru çözümü kendisinin? Şeffaf yöneticilikten bunu mu anlıyor kendileri? Silivri’nin Silivrilinin göreve getirdiği bu arkadaşlar, Silivri kamuoyunun merakla beklediği iki kelimelik açıklamayı yapmamak için neden kırk takla atıyor? İki satırlık açıklama yapmak ya da basın müdürlüğünden bir basın duyurusu geçmek çok mu zor? Yoksa bütün Silivri’nin duyduğu, konuştuğu, gazetelerin, haber sitelerinin, köşe yazarlarının ve muhabirlerin günlerdir davul zurna ile duyurduğu bu haberi duymadı mı kendileri? Yıldırım’ın son olarak “Beni görevden alan Özcan Işıklar açıklayacak her şeyi” sözleri ne anlama geliyor? Eş zamanlı olarak, Yıldırım’a bağlı olan Zabıta Müdürlüğünden de müdür ve komiserin görevden alınmasının nedenleri nedir? Bilmediğimiz, bilmememiz gereken bir şeyler mi oluyor? Bu sessizliğin perde arkasında kurcalanmasını istemedikleri bir şeyler mi var yoksa?