12 Eylül de halkoyuna sunulacak yirmi altı maddelik Anayasa değişiklik paketi üzerine çok şey yazılıp çiziliyor. İki kişi bir araya gelse biri diğerinin oy rengini öğrenmeye çalışıyor.”12 Eylüldeki referandumda ne yapmalı acaba?” gibisinden sorular sorulurken değişiklik paketinde ne var, ne yok, 13 Eylülde ne olacaktan çok, düzen partilerinin söz düelloları ile Anayasa paket tartışmalarının geri plana itildiğini izliyoruz.

Bu yeni bir durum değil, egemenler her zaman bunu yapıyor. Bilgi kirliliği ve bulanıklaştırılan zihinlerle halkın bir tarafa oy vermesini istiyorlar.

O kazanıyor, bu kaybediyor. Ama sistem kazanıyor. Sistemden nemalananlar kazanıyor.

Kaybeden ise geniş halk yığınlarıdır. Ellisine merdiven dayamış bir adamım. Burjuva siyaset arenasındaki kavgalardan emekçi halk yığınlarının karlı çıktığını hiç görmedim. Gören bilen biri varsa beri gelsin.

Uzun aradan sonra mütevazi yazılarıma Haberdar Gazetesi’nde yeniden başlarken AKP- CHP – MHP ve diğer irili ufaklı düzen partilerinin temsil ettiği rejimin bekası ve pastanın en büyüğüne sahip olma kavgalarını anlıyorum. Bu hep böyle süregeldi.

Bugüne kadar T.C. Anayasasında 80 küsür maddeyi bir şekilde değiştirdiler de ne oldu? 12 Eylül faşist cuntasının Anayasasını ortadan mı kaldırdılar siz söyleyin. AKP’nin 26 maddelik paketi kabul görürse 12 Eylül 1980 Anayasası bertaraf mı edilecek? CHP’nin “HAYIR”ında hayır mı var? Hayır vardı da 12 Eylül kanlı deli gömleğini niçin hala çıkaracak sırtımızda? Kısaca her gelen burjuva siyası güç kendi ve işbirlikcilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemeler yapıyor o kadar.

Birçok çok soru sorulup bir çok cevap verilebilinir. Asıl benim canımı yakanın genelde Türkiye solunun, özelde sosyalist solun içine düştüğü acıklı durumdur.

Kendi burjuvalarının sınırlarının dışına çıkamayan, onların yasa yönetmelik ve Anayasa taslak ve önermelerinin iyiliğini ve kötülüğünün kenarında peşrev çeken, demokratik, çağdaş, insan ve tüm canlı haklarına dayalı hukukun üstünlüğü temelinde “Sivil bir Anayasa”yı hep egemenler den talep ettiler.( şöyle olmalıdır böyle olmalıdır) Yada egemenlerin taslaklarını tartışmaya soyundular. Sonuç, kimi evet cephesinde, kimi hayır, kimi de Kürtlerin tavrından esinlenerek boykot kampanyalarına soyundular . (Kürtlerin ne dediğini anlayamadık ya)

Oysa anayasalar bir idelojinin, siyasetin ve ekonomik madeli savunanların bir ülkeyi nasıl yöneceklerine dair temel bir belgedir. Türkiyede sosyalıstlere sorsalar siz nasıl bir anayasa öneriyorsunuz? Ne çevap verilirdi . İşte ben tam bu noktada duruyorum.

Moda olduğu üzere mail gruplarında yoğun tartışmalar var. Benim bu Anayasa oylamasıyla ilgili ilk tepkim 19.07.2010 da mail grubumda yaptığım teklifi kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Bizim bu konuda ne düşündüğümüz anlaşılsın diye…

“tartışmaları ilgiyle izlemeye çalişıyorum. Sosyalist solun  bir ANAYASA taslağı olsaydı da biz onu referanduma götürseydik.(HAYAL ETMEK GÜZELDİR)
Nasıl bir anayasa taslağımız olurdu? Burjuvazinin anayasasına yasalarına karşı "ömrümüzü verdik".  "Hep eleştiriyorsunuz bedel ödüyorsunuz”
çıkarın ANAYASNIZI da görelim" deseler ne deriz? Sosyalistlerin askari müştereklerde  oluşmuş, uğrunda mücadele edilecek ,halk kitlelerine buda bizim anayasamız,
anayasa böyle olmalıdır diyeceğimiz bir  belge varmı? Yoksa evetlerin- hayırların -boykotların arasında boğulup gidecekmiyiz? Yoksa onca birikime rağmen Türkiye ye bir anayasa yazamayacakmıyız? Yoksa  dayatma anayasalara karşı öylemi yapalım, şöylemi yapalım mealinden tartışmalarla kendimizi avutmaya devam mı edeceğiz? Kendi burjuvalarımızın kuyrukculuğunu yapmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?
 
VARMISINIZ KENDİ ANAYASMIZI YAZMAYA? ANAYASA ASIL OLURMUŞ GÖSTERELİM DOSTA DÜŞMANA!
 
Belki sosyalistlerin ,devrimcilerin,solcu ve demokratik güçlerin birliğine bir kanal açılır.”

 

 

 

SELAM MEHMET YÜCEL ARKADAŞ
UZUN YILLARIN HASRETİYLE SELAMLIYORUM.

ARADAN GEÇEN UZUN ZOR YILLAR BOYUNCA "NEDEN BOYKOT" YAZISINDAN KESİP ALDIĞIM CÜMLENİN İÇİNDE SAKLI OLAN TEMEL FELSE İLE YAŞADIM.