UEFA İtalya formülünü uygulayacak mı

UEFA İtalya formülünü uygulayacak mı
Türk futbolunda deprem etkisi yaratan şike soruşturması akıllara İtalya'da yaşanan Calciopoli skandalını getirdi. Avrupa kupası maçları yaklaşırken, şimdi UEFA'nın İtalya'ya tanıdığı ek süreyi Türkiye'ye verip vermeyeceği merak ediliyor.

İtalya'da 2006 yılında patlak veren Calciopoli (Futbol Şehri) skandalı sonucunda, başta Juventus olmak üzere birçok takım yöneticisinin hakem atamaları üzerinde rol oynayarak, maç sonuçlarını etkilediği ortaya çıktı.   

İtalya tarihinin en büyük spor skandalını belgeleyen soruşturma neticesinde Torino temsilcisi küme düşürülürken, bazı takımların puanları silindi, birçok kulüp yöneticisi ise yıllarca futboldan men edildi. 

 İtalyan mahkemelerinin aldığı kararlar, takımların 2006-2007 sezonundaki Avrupa kupalarına katılım haklarını da etkiledi. UEFA, İtalya'daki soruşturmadan ötürü liste teslim tarihini yaklaşık 50 gün ileri atarak, ülkelere 26 Temmuz'a kadar süre tanıdı.

 İtalyan yargısı da bu süreyi iyi değerlendirdi.

 3 HAFTADA NİHAİ KARAR AÇIKLANDI
Savcılar, 4 Mayıs 2006'da patlak veren skandalın ardından başlatılan soruşturmaya ilişkin iddianamelerini 4 Temmuz 2006'da mahkemeye sundu. Mahkeme 14 Temmuz'da kararını açıkladı. Temyiz sürecinin de tamamlanmasının ardından 25 Temmuz'da nihai karara ulaşıldı, böylece UEFA'ya bildirimler zamanında yapılabildi.

 26 Temmuz'da İtalya Futbol Federasyonu tarafından Serie A şampiyonu ilan edilen Inter ile Roma, Chievo ve AC Milan Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanırken, UEFA Kupası için Palermo, Livorno ve Parma'nın isimleri verildi. Juventus, Fiorentina ve Lazio'nun Avrupa kupalarına katılma hakkı ise iptal edildi. Avrupa'ya gidip gidemeyeceği son ana kadar belirsizliğini koruyan Milan o yıl İtalya'ya Şampiyonlar Ligi kupasını getirdi.

 15 TEMMUZ KRİTİK TARİH
Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi karşılaşmalarının yaklaştığı göz önüne alındığında, Türk futbolunu da benzer bir sorunun beklediğini söylemek mümkün.

 Türk yargısının 15 Temmuz'daki Şampiyonlar Ligi kura çekimlerine kadar soruşturma sürecini tamamlaması zor gözüküyor.

 Ancak UEFA'nın 2006 yılında İtalya konusunda gösterdiği esnekliği Türkiye'ye de gösterebileceği ve 26-27 Temmuz'daki Şampiyonlar Ligi üçüncü ön eleme turu maçlarına kadar ek süre verebileceği konuşuluyor.

UEFA bu yönde bir adım atmazsa, konunun araştırılması için bir komisyon kurması beklenen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), önümüzdeki yıl ülkemizi Şampiyonlar Ligi'nde hangi takımların temsil edeceğine dair kararını en geç 15 Temmuz tarihine kadar vermek zorunda kalacak.

 İKİ SKANDAL ARASINDAKİ BENZERLİK VE FARKLILIKLAR
Türkiye ve İtalya'daki soruşturmalar bazı benzerlikler gösterse de, soruşturma kapsamına giren isimlerin görevleri açısından iki skandal birbirinden ayrılıyor.

 Türkiye'deki şike skandalı soruşturmasında kulüp yöneticisi, teknik adam ve futbolcular gözaltına alınırken, adını İtalyan siyasetinin 1980'li ve 90'lı yıllarına damga vuran Tangentopoli (Rüşvet Şehri) isimli skandaldan alan Calciapoli'de federasyon yetkilisi, hakem ve yöneticiler başroldeydi.

 Başlıca kanıtların telefon kayıtları olması ve skandalın göbeğinde Fenerbahçe ve Juventus gibi dönemlerinin en başarılı futbol takımlarının bulunması ise en önemli ortak noktalar olarak göze çarpıyor.

 TELEFON GÖRÜŞMELERİ ELE VERDİ
İtalya'yı kasıp kavuran Calciopoli skandalı, Napoli savcılarının Mayıs 2006'da, Juventus'un o dönemki genel direktörü Luciano Moggi'nin oğluna ait olan menajerlik şirketi GEA World üzerine yaptığı bir dizi incelemeler sonucunda ortaya çıktı.

 Soruşturma kapsamında yapılan telefon dinlemelerinde Luciano Moggi'nin 2004-2005 sezonunda hakem atamalarını etkilemek için birçok federasyon yetkilisiyle görüştüğü, aynı zamanda söz konusu menajerlik şirketi aracılığıyla transfer piyasasını manipüle ettiği belirlendi.

 Moggi'nin, İtalyan merkez hakem kurulunun eş başkanı ve UEFA hakem komisyonunun başkan yardımcısı olan Pierluigi Pairetto ile sürekli yaptığı telefon görüşmelerinde, Juventus'un Şampiyonlar Ligi ve Serie A'daki maçlarına atanacak hakemler konusunda bilgi aldığı ve istemediği hakemlerin değiştirilmesi için baskı yaptığı kanıtlandı.

 Görüşmelerin basına yansımasından dört gün sonra, yani 8 Mayıs 2006'da ilk istifa geldi: İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Franco Carraro görevinden ayrıldığını açıkladı. Bunu topluca istifa eden Juventus yönetim kurulu izledi.

 JUVE ŞAMPİYON OLDU
İtalya şike söylentileriyle çalkalanırken, Juventus Serie A'da şampiyonluğa ulaştı. Moggi, kupa törenini beklemeden istifasını açıkladı.

 Soruşturma kapsamı gün geçtikçe genişletildi. Ele geçirilen yeni deliller neticesinde, aralarında yasa dışı bahis oynamakla suçlanan İtalyan milli takımının kalecisi Gianluigi Buffon gibi üst düzey futbolcuların da bulunduğu birçok kişi ve takım da soruşturma kapsamına alındı.

5 KULÜBÜN KÜME DÜŞÜRÜLMESİ İSTENDİ
Serie A'da 2004-2005 sezonunda oynanan 19 maçı inceleyen İtalyan Futbol Federasyonu savcısı, 4 Temmuz 2006'da skandalın merkezindeki Juventus, Milan, Lazio, Fiorentina ve Reggina’nın küme düşürülmesini ve bu takımların önemli miktarda puanlarının silinmesini talep etti.

 Juventus yöneticisi Moggi, Fiorentina başkanı ve sahibi Diego-Andrea Della Valle kardeşler ile Lazio Başkanı Claudio Lotito hakkında 5 yıl futboldan men cezası isteyen savcı, Juventus'un 2005-2006 ve 2006-2007 sezonlarındaki şampiyonluklarının da geri alınması talebinde bulundu.

 Yargı süreci devam ederken, görevinden ayrılmak üzere olan dönemin Başbakanı ve Milan'ın sahibi Silvio Berlusconi bu konudaki fikrini sundu. Berlusconi, “söz konusu sezonlarda Juventus'un elde ettiği şampiyonlukların, ligi 2'nci sırada tamamlayan kırmızı-siyahlı ekibe verilmesi gerektiğini” ifade etti.

 EN BÜYÜK CEZALAR JUVENTUS’A
Mahkeme 14 Temmuz 2006'da kararını açıkladı. Juventus, Lazio ve Fiorentina'nın küme düşürülmesine, Milan'ın ise Serie A'da kalmasına karar verildi. Son iki şampiyonluğu elinden alınan Juventus'un ayrıca 2006-2007 sezonuna eksi 30 puanla başlayacağı belirtildi. Mahkeme, bir sonraki sezon için Milan'ın ve Reggina'nın 15'er, Fiorentina'nın 12, Lazio'nun da 7 puanını sildi.

 Yapılan itirazları değerlendiren Federal Mahkeme, cezalarda indirime gitti. Lazio ve Fiorentina'nın küme düşme cezaları kaldırıldı. Juventus'un 9, Milan'ın 8, Fiorentina'nın 15, Reggina'nın 11, Lazio'nun ise sadece 3 puanın silineceği açıklandı.

 Mahkemeden hapis cezaları da çıktı. Transfer anlaşmalarıyla ilgili belgelerde sahtecilik ve vergi kaçakçılığıyla suçlanan Juventus CEO'su Antonio Giraudo 3 yıl, hakemler Paolo Dondarini ve Tullio Lanese de 2’şer yıl hapse mahkum edildi.

 

Mahkeme ayrıca Juventus’lu yöneticiler Giraudo ve Moggi için 5 yıl, Lazio Başkanı Lotito için 2.5 yıl, Fiorentina'nın sahibi Della Valle kardeşler için en az 3'er yıl, Milan Asbaşkanı Adriano Galliani için ise 5 ay futboldan men cezası çıktı. Giraudo ve Moggi’nin cezaları Haziran 2011’de ömür boyu men cezasına çevrildi.

 İTALYAN FUTBOL TARİHİ DEĞİŞTİ
Alınan kararlar İtalyan futbolundaki tüm dengeleri değiştirdi. Otomotiv devi Fiat'ın patronu Agnelli ailesinin sahibi olduğu Juventus, ilk senesinde Serie B'den Serie A'ya çıkmayı başarsa da bu tarihten sonra belini doğrultamadı. Calciopoli'nin patlak verdiği dönem İtalya'nın en güçlü futbol takımına sahip olan Juventus, bir daha şampiyonluk yüzü görmedi. İkinci lige düştüğü sene teknik direktörü Fabio Capello'yu Real Madrid'e kaptıran ve Fabio Cannavaro, Lilian Thuram, Zlatan Ibrahimovic gibi yıldızlarını kaybeden Juventus, Serie A'da son iki sezonu 7'nci sırada bitirdi.

 Siyah-beyazlıların elinden alınan şampiyonlukların teslim edildiği Inter ise Juventus'un düşüşüyle birlikte yükselişe geçerek, 4 yıl üst üste Serie A'da mutlu sona ulaştı. Calciopoli'den nispeten az hasarla kurtulan Milan, 7 senedir hasretini çektiği şampiyonluğu ancak geçtiğimiz yıl yakalayabildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.