Kamuran Akdemir

Kamuran Akdemir

YAŞ OTUZ; NE İLERİ, NE GERİ BAKMA ZAMANI.

YAŞ OTUZ; NE İLERİ, NE GERİ BAKMA ZAMANI.

                Yaşım otuz, ne ileri ne geri bakma zamanı. Orta çizgide aldığım en büyük karar bundan sonra hayatın kendi ellerimle yarattığım küçük mutluluklardan ibaret olmasıdır.
Huzur…
Aldığın gül suyu kokulu bir duşun ardından kremlerini sürmek.
Melisa çayı içmek…
Dışarı çıkmak, papatyaların arasında yürümek…
Altından şelale geçen bir köprünün üzerinde gözlerin kapalı akan suyun sesini dinlemek…
Kafanı gökyüzüne kaldırıp mavi dünyanın resmini çekmek…
Kuşlara gülümsemek, giden uçaklarla sevdiklerine selam göndermek…
Huzur…
Çocuk olmak, yaşın kaç olursa olsun, uçurtma uçurmak, abuk subuk hayaller kurmak.
Gülümsemek herkese ama herkese ve kırmamak kalpleri, incitmemek canlı olan her şeyi...
                Arkadaşım gülüyor bana, “Sen nasıl bir insansın, küçük ve küçücük şeylerle nasıl bu kadar mutlu olmayı başarıyorsun?” diyor. Bende ona “Ben mutlu olmayı seviyorum çünkü, benim tercihim bu,” diyorum.
                Evet, ben mutlu olmayı seviyorum ve kendi mutluluğumu kendim yaratıyorum.  Tıpkı kendi mutsuzluğunu kendileri yaratan insanlar gibi. Bazı insanlar problem sever, sorun arar ve bu gönül isterse çok çabuk bulunur. Ben bir kahve içsem kokladığım kokusuyla tüm bedenime huzura hücum emrini verebilirim. Benim beynim bana bunu hep emreder. Hayat felsefesi bu olmalı insanın. Ben mutluyum… Polyanna mıyım bilmiyorum, ama zannetmiyorum. Benimde mutsuzluklarım oluyor zaman zaman ama ben onları kovmasını başarabiliyorum. Kim başaramaz ki? Abim de, “Gamsızsın Kamuran sen,” diyor. Haklı galiba biraz gamsızlık var. Ayrıca bunun kime ne zararı var?
Çok düşünmemeye çalışıyorum çünkü çok düşünürsem ince düşünüyorum. En ince noktasına kadar ve kendi olduğum yeri bırakıp kendimi başka insanların yerine koyduğumda evet mutsuz oluyorum. Hemen sıyrılıveriyorum bu halden, öyle olmalı. Neden herkes kendini başkalarının yerine koysun ki, neden ben olmadığım halde “ben olsam” diyerek türlü ruh hallerini taşıyayım ki?
Yazım kederinde boğulanlara huzur demetleri saçsın. Hayata bakan gözler, baktıkları karelerden iyi olan şeyleri alsın. Gerisini bırakın çöpçüler süpürsün. Ve sonsuz sevin. Sevin, sevdiğinizi gösterin. Yaşam akıp gidecekse, gençlik bir daha geri gelmeyecekse ben bu hayata zindan etmem kendime.  

                Yaşım otuz, ne ileri ne geri bakma zamanı. Orta çizgide aldığım en büyük karar bundan sonra hayatın kendi ellerimle yarattığım küçük mutluluklardan ibaret olmasıdır.
Annem; yüreği cennet kokan bir çiçek tarlasıydı her zaman. Hayatın asla nakavt edemediği kadın... İşte o kadının kızı Kamuran.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kamuran Akdemir Arşivi