Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

YEDİĞİMİZ GIDALARDAN ZEHİRLENİYORUZ -2-

YEDİĞİMİZ GIDALARDAN ZEHİRLENİYORUZ -2-

Geçtiğimiz hafta “Yediğimiz Gıdalardan Zehirleniyoruz” adlı yazımda Bakanlık tarafından yapılan denetim ve kontroller sonucu gıdalarımızda bulunan kimyasal maddeler ve zehirlerin bizi nasıl etkilediği ve kansere yol açtığını yazmıştık. Geçtiğimiz Cuma akşamı da ben İTÜ Gümüşsuyu binasında İngiltere’den gelen bir konuşmacının “Organik Tarım” konulu konferansına katıldım.
Oradan edindiğim bilgilerle çözümler için varılan sonuçları size aktaracağım.

Çözüm Önerileri:
1-)
Öncelikle denetim ve kontroller sadece tek bir otorite tarafından yapılmamalıdır. Bilimsel metotlarla doğru yöntemlerle alınan numunelerle, çeşitli sivil toplum kuruluşları da analizler yapmalı; yaptırmalı ve olumsuz çıkan sonuçları Tarım Bakanlığı ve kamuoyu ile paylaşmalılardır. Bu denetimler sadece gıda için değil su için de olmalıdır.
2-) Denetim ve kontrol tüm ülkede yoğun olarak yapılması gereken bir işlemdir. Devlet mutlaka bu denetim mekanizmasının içerisinde olmalıdır. Devlet denetim ve kontrol işlemlerini özel denetim şirketlerine veya sivil toplum kuruluşlarına devretmeli; devlet bu kuruluşları denetlemeli ve bazen habersiz denetim ve kontroller yapmalıdır. Böylece denetim ve kontrol işlemleri çok daha yoğun olur ve takip sağlamlaşır, düzelme hızlanır.
3-) Devletin verdiği "gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten iş yerlerinin çalışma izni, gıda sicili ve üretim izni" gibi izinleri almak için hiç bir eğitim ihtiyacı gerekmemektedir. Oysa firmanın güvenli gıda ürettiğini ve kalitesini belgeleyen diğer uluslararası belgeler için (örneğin ISO 22000, ISO 9001) firmalarda tüm çalışanların uzun eğitimler alması şarttır. Herkes kabul etmektedir ki eğitimsiz, bilinçsiz bir işletmenin günümüz koşullarına uygun ürün üretmesi mümkün değildir. Bu sebeple devletin verdiği gıda üretim izinleri de eğitim ile ilişkilendirilmelidir. İzin verilirken firmaların güvenli gıda üretimi bilgi seviyeleri de ölçülmelidir.
4-) Sorunlu çıkan gıdaların çoğunluğu aslında (büyük ihtimalle) gıda işleme tesisine hiç girmemiş, denetim, kontrol ve izin dışı kaçak gıdalardır. Bu sebeple gıda güvenliğini sorunlarını önlemenin en iyi yolu tüketiciler olarak gıda üretim izni ve çeşitli belgeleri olmayan sokak satıcılarından gıda satın almamaktır. Ayrıca devlet otoritesi, özellikle gıda alanında kaçak üretim ve satış konusunda denetim, takip, kontrol ve cezalandırma işlemlerini en iyi ve sıkı şekilde yapmaya özen göstermelidir.
5-) İthal ettiğimiz gıda ürünleri için IFS belgesi talep edilmelidir. Avrupalı gıda ithalatçıları Türkiye' den gıda ürünü almadan önce firmalardan, gıda güvenliği konusunda en uç noktada bir belge olan IFS (International Food Standard - uluslararası Gıda Standardı) belgesi istemektedirler.
6-) Gıda üretim izni belgesi alma şartlarından biri, ISO 22000 belgesi olma şartı olabilir. Ayrıca ITU belgesi olmayan tarım ürünlerinin satışına izin verilmemelidir.
7-) Okullarda gıda güvenliği ve kalitesi dersleri koyulmalıdır. Gıdanın suyu da kapsamalıdır.
Sonsöz
Ülkemizde haberlerde sürekli besin zehirlenmesinden hastaneleri dolduran insanlar görürüz ve önemsemeyiz. Unutmayalım ki güvenli olmayan gıdaların yol açtığı sorunlar ancak böyle kitlesel olaylarda bize haber olarak sunuluyor. Oysa biz insan tüketimine az veya çok uygun olmayan gıdaları her gün tüketiyoruz. Bu sebeple zaman zaman çeşitli ve sebebini bile tam anlayamadığımız hastalıklara tutulduğumuz gibi, ülkemizde kanser vakaları da artıyor.
Artık kanser vakalarının neden artığını merak etmemize gerek yok. İşte yukarıda yazılı çeşitli kanser yapısı toksin ve benzeri zararlı maddenin gıdalarımızda zaman zaman tespit edildiği ispatlanmış. Büyük ihtimalle yavaş yavaş bu zararlı maddeler vücudumuzda birikiyor ve bir seviyeden sonra hastalıklar başlıyor. Unutmayalım ki güvenli gıda tüketmek bir insan, hatta bir hayvan hakkıdır. Hakkımızı koruyalım, soralım, sorgulayalım. Kendimizin ve gelecek nesillerimizin sağlığı için sorumlu olan herkesin görevini doğru şekilde yapmasını sağlayalım.
Bu amaçla bu konuda bilgi toplamaya, çevremizi bilgilendirmeye, eğitim almaya ve eğitim vermeye çalışalım.
Bir Çin atasözü der ki: "Bir yıllık varlık istersen buğday, on yıllık varlık istersen ağaç,  yüz yıllık varlık istersen insan yetiştir."
  Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi