Mehmet Mert

Mehmet Mert

Yerel siyasilerimizin keyfine diyecek yok!

Yerel siyasilerimizin keyfine diyecek yok!

 Ülke kaos içerisinde.
Geçici hükümet tam verimli çalışmıyor.
AKP tek başına iktidarı koruma telaşında.
HDP yeniden barajı geçerek Türkiye partisi olma noktasında ispat peşinde.
CHP ve MHP oylarını ve milletvekillerini artırma telaşında.
Halk tedirgin.
İşçi çiftçi perişan.
Yatırımcılar sıkıntıda.
Ekonomi durma noktasında.
*
Peki ülke yangın yerine dönmüşken yerel siyasilerimizin durumunu merak edeniniz var mı?
Belediye başkanlarımız bu günlerde bu kaos ortamından dolayı bir köşede seçim sonuçlarını beklerken diğer taraftan ülke gündeminden dolayı yerel halkın falza üzerlerine gelmediğinden dolayı hallerinden memnunlar.
CHP'li ilçe başkanları ertelenen kongreler sayesinde koltuklarını kaybetmediklerinden dolayı hallerinden pek şikayetçi sayılmazlar.
AKP ilçe başkanlarının elleri koltuklarında gözleri sandık sonuçlarında.
MHP ilçe başkanlarını yazmayayım diyeceğim ama hadi yazalım bakalım.
Zira tek meclis üyesi bile olmayan ilçe başkanlarını yazsan ne olur diye siz okurlarımıza soruyorum.
Kusura bakmayın ama galiba bir tek HDP'li yerel yöneticilerin yerel ile ilgili bir kaygısı olmadan genel seçim sonuçlarını düşündüklerini söylersek fazla yanıldığımız söylenemez.
*
Herkes tutturmuş 1 Kasım sonrası görüşürüz.
Aksayan hizmetleri soruyorsunuz aldığınızı cevap; 1 Kasım sonrası görüşürüz.
Kapanan yolları, tıkanan dereleri, yıkılan köprüleri, kokan caddeleri sokakları soruyorsunuz, aldığınızı cevap; 1 Kasım sonrası görüşürüz.
Tamamlanmayan binaları, yarım kalan hizmetleri, yapılan kanunsuzluları, tutarsızlıkları, soruyorsunuz, aldığınızı cevap; 1 Kasım sonrası görüşürüz.
Mensubu bulunduğu siyasi partideki hataları hatırlatalım diyorsunuz.
Bakın böyle olunca böyle oluyor işte, şöyle olunca şöyle oluyor işte diyorsunuz.
Aldığınızı cevap; 1 Kasım sonrası görüşürüz.
*
Sanki 1 Kasım sonrası bir mucize olacak da bir anda sihirli deynek ile her şey düzelecek.
Kusura bakmayın ama fazla hayalperest içerisinde olmanıza gerek yok.
1 Kasım'da aşırı beklenti içerisine girmeniz doğru değil.
1 Kasım sonrası da yine kalacağız başbaşa.
Yine çalacağız birbirimizin kapılarını.
Yine çaldıracağız birbirimizin telefonlarını.
Yine birbirimizden beklentilerimizi sıralayacağız.
*
1 Kasım'dan beklentisi olanlar korkarım o beklentilerini ve hayallerini biraz daha ertelemek zorunda kalacaklar.
Ortaya nasıl bir hükümet çıkarsa çıksın işin yerel boyutunun fazla değişeceğini sanmıyorum.
Bakın aktarmaya çalışıyım.
Biliyorsunuz bölgemizde CHP'li belediye başkanları ağırlıkta.
Şimdilerde duyuyoruz bazı söylentileri.
Neymiş efendim ben aday yapılmaz isem CHP kazanamaz, dolayısıyla CHP'nin eli mahkum beni aday yapmaya.
Hatta her seçim öncesi olduğu gibi AKP'ye geçmek ile tehdit edenleri bile duyuyoruz.
İnanın bana.
Neymiş CHP'nin adayı olamaz isem giderim AKP'den aday olurum.
Oh canıma minnet.
Hem ben koltuğu kaybetmem, hem de AKP İstanbul'da sayemde bir ilçe kazanmış olur.
*
Ne kadar basit değil mi?
Diğer yerel siyasilerin elleri armut topluyor ya.
Adam veya adamlar istedikleri gibi at oynatacaklarını zannediyorlar.
Bakın arkadaşlar; Türkiye artık eski Türkiye değil.
Türkiye'de artık hiçbir siyasi parti lideri her istediğini kolayca istediği yerden aday yapmaz, yapamaz.
Hele hele bu yerler İstanbul ilçeleri ise şayet o zaman çok daha zor ihtimal olur.
Hop şu partiye geçiverdim, hop şuradan aday oluverdim.
Ne o tahtaravelli mi oynuyorsun!
*
Bir; CHP zaten güçlü olduğu ilçelerde partinin her yönü ile kabulleneceği adayları gösterir ve dünkü gibi parti yöneticilerini bile tehdit etmeye kalkanlara prim tanımaz.
İki; AKP'de aynı mantıkla seçim alabileceği ilçelerde kendi adamları varken kontrol edemeyeceği isimleri neden aday gösterip başına bela eder ki!
Üç; hadi dün MHP bölgemiz ilçelerinde önemli faktördü, seçim kazanamayacağı yerlerde başka bir partinin adayını destekleyebiliyordu. Şimdi HDP'de artık güçlü bir parti ve HDP'de artık bölgemiz ilçelerinde önemli rol oynayacaktır.
Dört; seçmen eski seçmen değil artık. Özellikle İstanbul seçmeni çok farklı bir seçmen haline geldi. Sosyal medya sayesinde çok hızlı ve etkin organize olan seçmen isterse her an her şey yapabilir. Yani her an çok favori bir partiyi o ilçede (şayet adayını beğenmez ise) yerle bir edebilir.
*
Siz asıl 1 Kasım sonrası yazılacakları ve söylenecekleri de düşünün.
Mesela; 2014 yerel seçimlerinden sonra 7 Haziran'da inanılmaz oy kaybı yaşayan ilçeler 1 Kasım'da da aynı kayıpları yaşarlarsa ne olacak? Düşünün.
Bu kayıpların faturası kimlere kesilecek?
Yerel siyasilerimize kesilmeyecek de bana mı kesilecek!
Aradan geçen sürede gözle görülür belirgin hatalar yapan yerel siyasilerimiz kimler?
Yaptıkları hatalar.
Yurttaşın bu siyasiler ile ilgili düşünceleri...
*
Yazımızın başlığı yerel siyasilerimizin keyfine diyecek yok da!
Bu cümleyi şimdilik yerel siyasilerimizin keyfine diyecek yok diye düzeltsek iyi olacak.
Zira 1 Kasım sonrası ben de çok şey de değişiklik bekleyenlerdenim.
Hadi bakalım, bekleyip görelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi