AKP ŞOKTA

Başbakan,yasaların kendisine tanıdığı yetkilerle yetinmiyor;bunları az buluyor;sık sık yeni yasalar çıkartarak kafasının derinliklerimdeki düşüncelerin ve de ağzından çıkan her sözün kanun olup uygulanmasını istiyor.Meclis çoğunluğu avantajını kullanarak yargıyı buna göre biçimlendiriyor;askeri ve polisi buna göre yapılandırıyor.
Buna rağmen istediği hedefine tam ulaşamayınca kızıp köpürüyor;toplumun bütününe eşit ve adil davranması gereken Başbakan’dan duyulmaması gereken rencide edici,itici,aşağılayıcı sözler ediyor.Bu yolla da tatmin olamayınca tehdide yöneliyor.
Erdoğan İlk tehdit mekanizması olarak Ergenekon ve Balyoz’u üretti.Böylece TSK’yı baskı altına aldı.Hemen akabinde İş dünyasını ve medyayı susturup kendine ram etmek için onları mali denetimle ve para cezalarıyla tehdit etti.Yapısı ve karakteri gereği kaypak ve korkak olan bu kesim sopayı görünce hemen pes  etti.Erdoğan’ın önünde esas duruşa geçti.Kısa süre sonunda sermaye el değiştirdi.Medya,Hükümetin borazanı haline geldi.Yolsuzluklar,haksızlıklar,baskılar,zulümler gizlendi.Toplum sessizliğe mahkum edildi.
Başbakan’a ve despot uygulamalarına karşı çıkan muhalifler,dokunulmazlıklarının kaldırılması tehdidiyle baskı altına alınmak istendi.Bu kaba tehdit önce ana muhalefet liderine yapıldı.Hemen ardından,Silivri’deki kanunsuzluğu protesto etmek için oraya giden CHP Milletvekillerine yapıldı.Sonra,eşkıyayla buluşup kucaklaşan bir kısım BDP Milletvekilleri tehdit edildi.En son olarak da sekiz ilde kitlesel miting yapacağını açıklayan Bahçeli,geçmiş hükümet dönemindeki uygulamaları nedeniyle,dokunulmazlığının kaldırılmasıyla  tehdit edildi.
Başbakan’ın bu tehditleri ,tehdit olmaktan ileri gidemedi.Erdoğan,her tehdit edişinde,”arkadaşlarıma talimatı verdim,gereğini yapacaklar” dediği halde hiçbirini yapamadı.”Yapmazsan namertsin” dendiği halde yapamadı.Hatta tehditleri geri tepti.On yılın birikimiyle halk ayağa kalktı;yığınsal tepki verdi.Her kesimden,her yaştan insan sokağa dökülerek zulmü ve haksızlıkları protesto etti;Erdoğan’ı istifaya çağırdı.
Bu beklenmedik halk hareketi karşısında şoke olup afallayan,şaşkına dönen Erdoğan,ne diyeceğini ve nasıl davranacağını belirleyebilmek için zaman kazanma yoluna gitti.Olayın ilk üç gününde dili tutulan Erdoğan,ondan sonraki üç günde,birbiriyle hiç ilgisi olmayan şu yaklaşımları sergiledi.Önce,”eylemin arkasında CHP var” dedi. Sonra,”üç beş çapulcunun işidir bu”dedi.Daha sonra,tüm yurtta ayağa kalkan halkı,”marjinaller”olarak küçümsedi.En son olarak da,”bize yönelik bu eylemin kökü dışarıdadır”dedi.
Başbakan’ın,zaman kazanmak için ettiği bu sözler toplumda karşılık bulamayınca en son olarak  direnişçileri,kendisine bağlı yüzde elliyi sokağa salmakla tehdit etti.Oysa meşruiyetini koruyan bir Başbakan tehdit etmez, yasaları uygular.Tehdit,yasaları uygulama gücü olmayan birinin baş vuracağı işe yaramaz bir yöntemdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi