1990’da Soğuk Savaş Dönemi sona erince TSK,ABD denetiminden çıkış yolları aramaya koyuldu.İlk etapta, 1950’lerde ABD’nin denetiminde  TSK bünyesinde kurulan ”Seferberlik Tetkik Dairesi”,”Özel Kuvvetler Komutanlığı” na dönüştürülerek Gladyo’nun etki alanı dışına çıkartıldı.

Ortadoğu’yu kendi çıkarına göre yeniden şekillendirecek olan BOP’u,Türk Ordusu eliyle gerçekleştirmeyi tasarlamış olan ABD,denetimi dışına çıkmaya kalkışan TSK’yi yeniden denetimine almak için önce TSK içindeki ABD karşıtı millici subayları tasfiye etmeyi,ardından da orduyu teslim almayı planladı.

Bu amaçla yoğun bir psikolojik harekata girişildi.İleride komutanların suçlanmasında kullanılacak bir sürü  faili meçhul cinayet, PKK ve Hizbullah eliyle bu dönemde işlendi.Jandarma Gen.Komutanı Org.Eşref Bitlis,Cumhurbaşkanı Turgut Özal,yazar Uğur Mumcu,eski Bakan Adnan Kahveci, Org.Bahtiyar Aydın peş peşe öldürüldüler.Sıvas olayları, Başbağlar katliamı ve Gazi olayları  tezgahlandı.Kuzey Irak’ta görev yapan  “Özel Kuvvetler”e bağlı askerlerimizin  başına çuval geçirildi.B.Arınç’a suikast düzenledikleri bahanesiyle Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın kozmik odasına girilerek Genel Kurmay’ın gizli belgelerine ulaşıldı.Ergenekon ve Balyoz tertibiyle 400 General,Amiral tutuklandı.13 500 subay emekli olmaya zorlandı.TSK teslim alındı.

Türk Ordusu üzerinde oynanan bu oyunu protesto etmek için Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları da istifa ettiler.Komployu gözler önüne sermek için çırpınan komutanlar,aydınlar,yazarlar hiçbir kuruma,kişiye seslerini duyuramadılar.Delil olarak ortaya konan belgelerin uydurma olduğunu anlatamadılar.

Amaç, ABD denetimi dışına çıkmaya yeltenen;Kuzey Irak’ta,Doğu Akdeniz’de,Karadeniz’de milli duruş sergileyen TSK’yi hizaya getirmek,millici komutanlara hadlerini bildirmek ve en önemlisi,ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendiren askeri projeleri durdurmaktı.

Bu projelerden Deniz Kuvvetleri’nin yürütmekte olduğu Milli Gemi(Milgem)Projesi,Genesis Projesi,Uzun Ufuk Projesi gibi projelerin durdurulması için Komutanlara Suikast,Türkiye Aleyhine Casusluk Yapma,Fuhuş Çetesi Kurma gibi iğrenç ve akıl almaz suçlar icat edilerek, Deniz Kuvvetleri’nin tüm Amiralleri tutuklandı.

Daha da vahimi yaşandı.Milli güvenliğimizi çok yakından ilgilendiren ve askeri alanda dışa bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltacak olan;Uçak Tanıma Sistemlerinin Millileştirilmesi Projesi,Milli Tank Projesi,İnsansız Uçak Projesi ve ABD’den alınan savaş uçaklarının şifrelerinin çözülmesi Projeleri durduruldu,bu hayati projeler üzerinde çalışan mühendislerimizin altısı,kuşkulu biçimde birer birer öldüler.

Projelerin en tepesindeki sivil isim olan Havelsan Genel Müdürü’nün de darbecilikle suçlanarak,projenin başından alınıp hapse atılması,bu alanda  canla başla çalışan mühendislerin ölümlerinin kuşkulu olduğunu düşündürdüğü gibi,Türk Ordusu üzerinde yürütülen operasyonun orduyu tasfiye etmek ve ulus devleti yıkmak amaçlı olduğunu da düşündürmüyor mu? İmralı pazarlığı,amacı daha da netleştirmiyor mu?