Dilek Altınkeser

Dilek Altınkeser

BALGAM STYLE…

 Sabah sabah önümde yürüyen adam yere tükürdü..Sanki içindeki öfkeyi kustu mübarek,o ne tükürüş öyle..İşte dedim be “yurdum insanı”..Yollarda,kaldırımlarda benden de bir iz olsun diyen o insan,attı imzasını sokağın ortasına…Uyku mahmurluğunu halen atamamış ben,kahvemi içmemiş olmama rağmen o adamın balgamıyla kendime geldim…Öğüre öğüre tamamladım yolun geri kalanını…Elinde tespih,kukuletası başında,sararmış bıyıklarınla dudağı arasında sıkışmış sarma cıgarası ile bir rüzgar gibi geçti yanımdan…Ardında tütünle ter kokusunun karışımından oluşan nefti bir bunalım bıraktı..O da bana kısmetmiş sanki ,geldi yapıştı burnuma…

Temizlik anlayışını hala kavrayamamış kültürler o kadar çoğunlukta ki,ben bunu bilmem kaç bin kişiyle birlikte yaşamış olduğum sitede daha iyi anladım…Banyomdaki havalandırmadan evime mecburi sızan yemek kokularındaki menüyü hayal ettiğim olmuştur bazen..Bu ailelerin evlerinin bir köşesinde kedi-fare falan mı öldü de,kaç zamandır cesetlerine ulaşamadılar diye paraladım kendimi..Bazen de asansörde rastladıklarım çileden çıkarıyor..O ne kokudur Allah’ım diyor,inene kadar nefes almamaya gayret gösteriyorum..Bu konuda hele de hemcinslerimi hiç affetmiyorum…Bir kadının pis kokmasını düşünemiyor ve onun temizlikten yoksun olma sebebini hiçbir mazerete bağlayamıyorum..Ama dedim ya,kültürler ve aile yaşantısı çok farklılıklar gösteriyor,onlarla iç içe yaşamayı çile haline dönüştürebiliyorlar…İnsan dediğin her akşam evine geldiğinde,daha yemeğe oturmadan almalı duşunu,miss ev kıyafetlerini giymeli,gün içinde giymiş olduğu kıyafetleri yeniden gar dolap yerine makineye atmalı…Temizlik özgüvenin ilk şartıdır unutulmamalı…

Yaz aylarında minibüs eziyetini es geçmeyelim… O ter kokularına katlanabilmekle, fordçunun tacizlerine maruz kalmak eşit yemin ederim.Nefes alsan kusacaksın,almasan öleceksin..Bu iki git-gel arasında kalmak,en kısa mesafeleri bile ulaşılmaz yapıyor kimi zaman…Benim hayatımda olan her şey ve herkes temiz temiz kokmalı…Uykuya daldığım çarşaflar,yüzümü sildiğim havlular,giydiğim pijamalar,tüller,yastıklar vs…Koku ruh halimle çok ilintili,hatta birbirine kenetli…Bu sebeple hiç anlayışlı olamıyorum pis insanlara karşı… “Sen pissin işte piiis pisss”diye haykırasım geliyor arkalarından, nanik yaparak…

Eskliden (çoook geriye gitmeyelim,80’li yıllarda) merdaneli makineler vardı,çamaşırı sıkarken saçını ve elini kaptırmaman gerekiyordu,bir de gömlek düğmeleri ezerek kırıyordu ki çok sinir olurdum..Tüller falan leğenlerde yıkanırdı,beyazlasınlar diye de çivit koyardı suyuna rahmetli anam.Çivit miktarı tam ayarlanmalıydı,yoksa bütün tüller kurudukça gece mavisi bir renge dönüşüyordu.Banyoda odunlu kazanlar,oda ortasında yıkanmak için leğenler ve beyaz sabun vardı..Kısacası eskiden temizlik zordu be! Odadaki kırıntıları almak için için demir saplı kocaman gırgır lar,yerlerin parlaması için yoğun kokulu arap sabunları..Paspasa bastığında düşmek kaçınılmazdı.Ama o zamanlar bile mis gibiydi her şey,bembeyazdı kaynatılan çamaşırlar,kolalıydı yakalar,kağıttan değildi mendiller…

Pis olan insanın aklı da pistir..Pis insan üşengeçtir,kalpazandır..İş başvurularında “ani ev ziyaretleri”maddesi olmalı ..Aslan yattığı yerden belli olur
dememiş boşuna atalarımız…Ben ne kokoşlar gördüm,bok içinde yaşayan..Bu sebeple biten evlilikler bile var..Çok aşırı titizlerin hasta olduğunu düşünürken,pasaklıları da bu hastalarla aynı kefeye koyuyorum..Ayarsız hayatlar yaşayanlar her daim dışlanmış ve tutunamamış insanlardır…Son olarak dostlar “insanın yüreği de,teni de miss kokmalı”...Yanlış mıyım?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dilek Altınkeser Arşivi