BOŞ İNANÇLAR CILIZ AKLIN DİNİDİR

Halk arasında kimi hurafelerin dinle karıştırılması normaldir. İslamlık öncesi inanışların kalıntılarıdır bunlar. Eğitimden geçmemiş, aydınlanmamış insandan tam doğruları bilmesi beklenemez. Gelenekle dinin karışımından ortaya çıkan inanç ve gelenekleri birbirinden ayıklayarak, insanlara Kuran dinini öğretmek için Cumhuriyeti kuranların kurduğu Diyanet, ne yazık ki bugün görevini yapmamıştır.
Batı, hurafelerden aydınlanma devrimiyle sıyrılırken, Atatürk’ün başlattığı Türk aydınlanması ne yazık ki kesintiye uğratılmıştır. Gerçek İslam’ın ortaya çıkması, dini çıkar aracı olarak kullanan din bezirganının işine gelmemiş, aydınlanma hareketi dine saldırı olarak lanse edilmiş; aydınlanmacılar da bu sahtekarlarca dinsiz ilan edilmişlerdir.

Atatürk’ten sonra İlahi emirlerin Türkçe’ye çevrilmesi engellendiği için yüzyıllardan beri süregelen boşinançlar dinden ayıklanamamıştır. Yatır ve türbelere tapınma; gün ve aylara dini anlamlar yükleme; fala, büyüye, muskaya, üfürüğe inanma,totem üretme gibi Allah’a şirk koşmaya kadar varan batıl inançlar dinin yerini alırken, kerametleri kendilerinden menkul alimler-ulemalar, bu yanlışlar karşısında susanın şeytan olduğunu vaaz eden akıl dininin mensuplarıoldukları halde bunlara seyirci kalmışlardır. Bunun sonunda meydan sahte dinciye, din tacirine, cahile, şarlatana kalmıştır. Aydınların aydınlatmadığıtoplumu, şarlatanlar aldatmıştır.
“Takva sahibi erkeğe ödül olarak cennette güzel kızlar bahşedilecek”diyebilen meczuba, ne siyasi sorumlular ne de Diyanet,”haddini bil” diyebilmiştir.
Bir gazetede bir şarlatanın din adına yaptığı densizliği görünce, hem Türk aydınlanma hareketini akamete uğratanların hem de bu bezirganlara ses çıkarmayan siyasi sorumluların İslamiyet’e ne büyük zararlar verdiklerine bir kez daha tanık olduk.

Halkın vergileriyle varlığınısürdüren TRT’de, sözde haber programlarıyaptırılan bir adam konuk olarak özel bir TV’ye çağrılıyor. Kerameti kendinden menkul bu zat orada,nerede hangi duaların okunacağını, dini çayın nasıl demleneceğini,şarlatanlığın sınırlarını zorlayarak anlatıyor. Sade Müslümanlar’ın tahammül sınırlarını zorlayan bu programa tepkiler yağıyor ama adam tınmıyor.
En basit dini bilgilerden dahi bihaber olduğu her sözünden belli olan bu TRT programcısı, çağrıldığı malum TV’de o denli gülünç, cahilce şeyler söylüyor ki, söylediklerinin dinde yeri olmayan uydurmalar olduğunun dinleyicilerce bilinmediğini sanarak anlattıkça anlatıyor; gülünç oluyor.

Şarlatan suçlu değil tabi ki.Şarlatandan şarlatanlık beklenir. Asıl suçlu, devlet televizyonunda bu kafadaki bir adamın, haber programı adı altındaşarlatanlık yapmasına olanak sağlayandır; ve de ona özel televizyonda hurafeler anlattırandır. Adam din diye hurafe anlatıyor. Dayanamadım; “Kuranı Kerim”i açtım; ayetlerin konularının yazılı olduğu bölümü taradım. Ardından Diyanetişleri Başkanlığı’nın yayınladığı “Seçme Hadisler” kitabını açtım; Hadisleri inceledim. “Dualar” kitabındaki dualara baktım. Bu şarlatanın din diye anlattığı şeylerin hiçbirine rastlamadım.
Bu ülkede yıllardır din ticareti yapılıyor yıllardır. Sorun dinde değil tabi ki, dini meta aracı olarak kullananşarlatanlardadır. Onların yüzlerindeki maskeyi indirme göreviyse,on bakanlığın bütçesinden daha fazla kaynak ayırarak irşad beklediğimiz Diyanet’indir; diyanetten sorumlu siyasetindir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi