Bazen ettiğiniz bir sözle  kolayca hedefinize  ulaşırsınız; bazen de diliniz yüzünden başınıza bela açarsınız. Yani nerede, ne zaman ve nasıl konuşulacağını bilirseniz bir sorunla karşılaşmaz hatta bazı sorunları çözersiniz; etkili ve doğru konuşamazsanız, haklıyken haksız duruma düşersiniz. Kimi insan vardır, bilip bilmediğine bakmaksızın her konuda konuşur. Böyleleri kulağa hoş gelen sözler etse de yanlış şeyler söylediği için ciddiye alınmaz hatta paylanır. İnsan, retoriğin cazibesine kapılarak süslü fakat içi boş laf edeceğine, bildiği konuda konuşup kendini dinletmelidir. İşte bu nedenle denmiştir; “ Biliyorsan konuş alim sansınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.” Kimi insan, konuşmaktan bir şeyler umarak konuşur. Konuşmak onun için şarttır, elzemdir adeta. Bunlar, konuşmasının içeriğine pek dikkat etmez. Açar ağzını yumar gözünü. Yanlış yaptığını sonunda anlar ama yapacağı pek bir şey yoktur.Söz ağızdan çıkmıştır. Özür dilemek işe yaramaz. Böyleleri için de denir ki: “Bana benden gelir her ne gelirse, başım rahat olur dilim durursa.”  Konuşan, konuştuklarına dikkat ederken dinleyenlerin düşüncelerine, değer yargılarına da dikkat etmeli. Onların tahammülünü, sabrını zorlamamalıdır. Değişik kesimlerden insanların  bulunduğu topluluklarda, grup ya da örgütler adına konuşacak olanlar iyi seçilmeli, bunlar hem üsluba hem de içeriğe çok dikkat etmelidir.

Ne kendisini dinleme durumunda olanları incitmeli ne de adına konuştuğu grubu ya da örgütü güç durumda bırakmalıdır. Yani çam devirmemelidir. Unutmamalıdır ki karşısında, sözlerini çarpıtmaya hazır art niyetliler  de vardır. Prof.Birgül Ayman Güler olayı tam da budur. O, doğru şeyler söylemek istemiş ama kurduğu bir cümle sorunlu olduğu için çarpıtılmıştır. CHP’ye saldırmak için pusuda olanlar bunu fırsat bilerek Millet vekilini linç etmeye, CHP’yi karalamaya kalkışmışlardır. Vekil, ne demek istediğini ayrı bir basın toplantısıyla açıkladıysa da onu anlamak istemeyenler bildiklerini okumayı sürdürmüşlerdir. İşbirlikçilerin tutma kalemşorlerinin , işbirliği içinde Birgül Ayman Güler’e ve CHP’ye saldırmalarının altıda, CHP’nin tarihsel kimliği ve kucaklayıcı milliyetçiliği yatmaktadır.
 
Güler konuşmasında ırkçılık yapmamış,tam tersi şeyler söyleyerek, Kürtçülüğün solculuk olmadığını, milletle milliyetin ayrı şeyler olduğunu ifade etmiş; ”Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak Türk ve Kürt eşittir. Kürt milliyeti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran unsurlardan sadece biridir. Onu öne çıkarıp Kürtçülük yapmak bölücülüktür”demiştir. Kurt dumanlı havayı sever. Bir işaretle harekete geçen satılmış medya, CHP’li vekilin başka şeyler söylediğini var sayarak her zamanki yaptığını yapmış, vekili ve CHP’yi mahkum etmeye  çalışarak  bölücülük faaliyetinin önünde gördüğü en büyük engel CHP’ye  saldırmıştır. Emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin yeni görevi, Hükümetle Apo arasında cereyan eden pazarlıkların altında yatan sinsi amacı Türk milletine açıklamayı vatan görevi bilenleri itibarsızlaştırarak  etkisiz hale getirmektir. Onlara fırsat verilmemelidir.