ÇAPULCU(!)

Taksim’de başlayan toplumsal hareket,Tayyip Erdoğan’ın 11 yıllık baskıcı yönetimine başkaldırıdır.Türk milleti Tayyip Erdoğan’ın kendisini kalıba sokmasını,özel hayatına müdahale etmesini,aşağılamasını  ve nasıl yaşayacağını belirlemesini reddediyor.Onun kibrine,halkı küçük gören tavrına,kendinden olmayanı düşman görmesine karşı çıkıyor.
Halk Tayyip Erdoğan’ı artık görmek,duymak istemiyor.Bu isteğini en demokratik biçimde,en meşru yollarla dile getiriyor.Bunu Kırıp dökmeden,kimseyi incitmeden  yapıyor.Uygarca…
Gençlerimiz,dünyanın gıpta ettiği olgunlukta ve medeni biçimde iktidarı protesto ederken Başbakan onlara ”çapulcular”diyerek,demokrasi kültüründen yoksun olduğunu ve dünya gençlik hareketlerinden de bihaber olduğunu  ortaya koydu.Yalnız demokrasi kültüründen yoksun olduğunu değil sözcük dağarcığının yetersizliğini,çok sınırlı sayıda özcüklerle kendini ifadeye çalıştığını da  gösterdi.
Yasal sınırlar içinde kalarak, kimseye zarar vermeden,çevreyi koruyarak hatta insanlara yardım ederek gösteri hakkını kullanan bu insanlara Başbakan,hiç düşünmeden  ”çapulcu”derken işin nereye varacağını düşünmedi.Başbakan gençlere çapulcu derken ne demek istediğini de şöyle açıkladı: ”Çapulcu yakıp yıkan demektir.”
Çapulcunun anlamı bu olmadığı gibi bu söz direnişçileri tarif etmiyor.Onların eylem biçimini karşılamıyor.Çünkü onlar yakıp yıkmadan,çevreyi koruyarak  hatta ağaçlandırarak yürüyorlar.Polis saldırısında yaralanan köpekleri bile tedavi ediyorlar;kediler,kuşlar için etrafa yiyecek bırakıyorlar.
Çapulcu,Başbakan’ın özlem duyduğu Osmanlı’daki yağmacılara denirdi.Savaşta bu atlı askerler,saldırdıkları topraklarda ne varsa talan ederlerdi.Devletin izniyle yapılan  bu yağma işine çapul,yağmacılara da çapulcu denirdi.Yapılan bu iş insani ve ahlaki olmadığı için çapulcu sözü Osman- lı’dan sonra günlük dilde olumsuz anlamda kullanılır oldu.
Direnişçiler Taksim’e,ellerinde Türk Bayraklarıyla ve “M.Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla yürüdüler.Tarihimizin hiçbir döneminde hiçbir Türk insanı,elinde Türk bayrağıyla çapulculuk yapmadı.”M.Kemal’in askerleri”  hiçbir zaman çapulcu olmadılar.Ellerinde Türk Bayraklarıyla düşman üstüne yürüyen Türk askerlerine,o askerlerin dize getirdikleri bile “çapulcu” diyemedi.
Başbakan, demokrasi ve özgürlük diyerek  dünyayı hayran bırakan bir disiplin içinde Taksim’e yürüyen gençlerimize “çapulcular” dedi.Oysa demokrasi talebiyle ayağa kalkan gençlerimize saygı duyulmalı,gösterdikleri bu demokratik tutumdan dolayı kutlanmalıydılar.Dünyanın hemen her yerinde gençlik hareketleri,anarşizmin tuzağına düşmekten kurtulamazken bizim gençlerimizin bu olgunluğu göstermelerinin değeri bilinmeliydi.
Erdoğan toplumu gererek arkasında olduğunu sandığı % 50’yi kemikleştirme stratejisini izlerken,direniş kitleselleşerek tüm yurda yayıldı.”Baskılara son,adalet ve özgürlük istiyoruz” diyenler iktidarı  sarstı.Hükümet saldırdı.Saldırdıkça direnişçiler çoğaldı.
Bu arada Erdoğan’ın”yakıp yıkma”olarak tanımladığı ve direnişçilere yakıştırdığı “çapulcu”sözcüğü hızla anlam değiştirerek herkesin diline yerleşti,direnişçilere gözdağı veren Erdoğan’ı ti’ye alan gençlerin lakabı  olarak sözlüğe geçti.
  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi