ÇARESİZLİK

Erdoğan da,müdahale ettiği dizinin başoyuncusu gibi tükenmişlik sendromu yaşıyor.Bu nedenle ne,”yapacağım” dediklerini yapabiliyor ne de yaptıklarını doğru dürüst yapıyor.
Erdoğan,Silivri’ye giderek oradaki hukuksuzluğu protesto eden CHP Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılacak dedi,yapamadı.PKK’lı eşkıyalarla dağda kucaklaşan BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılacağını söyledi,yapamadı.Bölgesel mitingler yapacağını açıklayan Bahçeli’nin,geçmiş hükümet dönemindeki uygulamalarından dolayı dokunulmazlığının kaldırılacağını söyledi,yapamadı.”Reyhanlı saldırısında CHP’nin rolü olduğuna dair elimde kanıtlar var,gereği yapılacak” dedi,hiçbir şey yapamadı.Bu zamana dek yaptıklarını da dış güçler,çıkar çevreleri ve İmralı istediği için yaptı.
Erdoğan 11 yıldır halka  doğruları söylemiyor.Söylediklerinin doğruluğunu kanıtlamaya çalışırken bile doğru söylemiyor.Diktatörlük özentisiyle kitleleri aşağılıyor,kendisine oy vermeyenleri düşman görüp ötekileştiriyor,halkı bölüyor.
Sabrın sonuna gelen halk isyan etti.Milyonlar sokağa döküldü.İsyan tüm yurda yayıldı.Şimdi Erdoğan yaktığı ateşi söndüremiyor.Türlü atraksiyonlarla durumu kurtarmaya çalışıyor.Hülya Avşar’dan bile medet umuyor.Onun aracılığıyla kitlelere ulaştırdığı tehdit para etmiyor.
Erdoğan yolun sonuna gelmiştir.Ülke sorunlarını  kavrama yeteneğini tamamen yitirmiştir. Tükenmişlik yaşamaktadır.Buna dair  birkaç örnek:
Erdoğan,İstanbul’da patlak veren isyanın 3.gününde,olayın arkasında CHP’nin olduğunu söyledi.4.gün olayın “çapulcular”ın işi  olduğunu,5.gün de olayın arkasında dış güçlerin bulunduğunu,failin,on yıldır sarmaş dolaş olduğu  faiz lobisi olduğunu   söyledi.Bu arada bürokratları ve Bakanları da çok farklı teşhislerde bulundular.
Tüm ülkeyi derinden sarsan Taksim Direnişi karşısında dağınık,yetersiz ve şaşkın görüntü arz eden Erdoğan,”şecaat arz ederken sirkatin söyler”misali şunu da dedi :”İstanbul olaylarının olacağını üç ay önceden biliyorduk.”Bu bir çaresizlik ve yetersizlik değilse  sorumsuzluk değil midir?Önüne konan istihbari bilgiyi değerlendirememek değil midir? Acizlik değil midir?
 Üç ay öncesinden bu direnişin olacağı bilgisini alan bir hükümet böyle mi davranır?”İlk gün sert müdahale etmekle yanlış yaptık” mı der? Ondan sonraki süreçte de yanlış üstüne yanlışlar yaparak işi,içinden çıkılmaz hale mi getirir? Yangına körükle giderek,ateşe benzin dökerek,kitleleri tahrik ederek 4 insanın ölümüne,12 gencin kör olmasına,binlerce insanın yaralanmasına yol açar mı?
Erdoğan o denli çaresizdir ki,ilk günkü sert müdahalenin yanlışlığını defaatle söylerken,sert müdahalelerine devam etmiştir.Bu çelişik tutumun nedeni yetersizliktir,tükenmişliktir.Kendinden olmayanı düşman görmektir.
Erdoğan,olaylar karşısında yetersiz kalarak ülkeyi yönetemediğini,Taksim direnişi dışında,Reyhanlı faciasını önceden haber aldığını söyleyerek de itiraf etti.Yani Başbakan  Erdoğan ülkede olup bitecekleri önceden öğreniyor fakat hiçbir şey yapamıyor.Ya yapamıyor ya da kendisine gelen bilgileri değerlendiremiyor.İşte bu tükenmişliktir.Bütün sorunları tek elden çözme tutkusundan,tek adamlık saplantısından kurtulamayan Erdoğan’ın tükenmişliğidir.  
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi