CHP günlerdir seçim sonuçlarını,daha doğrusu seçim yenilgisini görüşüyor.Aslında görüşmüyor.Görüşüyor gibi yapıyor.CHP bunu hep yapıyor.Her seçim sonrası toplanıp,tabanın sorduğu ”neden yenildik?” sorusuna sudan sebepler üreterek asıl nedenlerin üstünü örtüyorlar.

 Çünkü seçim yenilgisinin gerçek nedenlerini,sosyo-politik sebeplerini bulup ortaya çıkarmak,CHP’nin rotasını,siyaset anlayışını,yönetim kadrosunu değiştirmeyi gerektirecek de ondan…CHP kadrosundan bunu beklemek,yani onların kendilerini feda ederek ülke çıkarlarını öne almalarını düşünmek,kaf dağından kar beklemektir.Bu,insan doğasına da aykırıdır.

Hemen her insan,“önce ben” der.”Önce vatan”diyenler, tarihe geçen kahramanlardır.Sıradan insanlardan kahramanlık beklemek boşunadır.

CHP bu seçimde fahiş,eski genel başkanın deyişiyle” korkunç” hatalar yaptı.Bu hatalar içinde CHP’nin yapısal sorunları,topluma bakışındaki yanlışlıkları,Türkiye’yi okumadaki miyopluğu falan yok.Yani asıl yanlışlıklar yok.Bunlara değinilmek istenmiyor.Sadece buzdağının görünen kısmına dikkat çekiliyor.derindeki alt üst oluşlar görmezden geliniyor.Bu nedenle geçen yıllar, CHP’nin ve CHP’lilerin hanesine kayıp yıllar  olarak yazılıyor hep.

CHP  yönetimi bu seçim sürecinde Erdoğan’ın anaforuna kapıldı.Onun girdabına çekildi.Onun istediği alanda onunla güreşe tutuştu.Ya da buna itildi.Yerel seçimi genel seçim havasına sokan Erdoğan’ın tuzağına düştü.Oysa Erdoğan’ın kişisel kredibilitesi yada becerisi Kılıçdaroğlu’nda yok.Erdoğan gerçek dışı sözler etse de kendisine koşulsuz biat eden bir kesim insanı etkileyebiliyor.

Kılıçdaroğlu anlattığı doğrularla,ses tonundaki yumuşaklık ve cümlelerindeki vurgu hatalarıyla zayıf kalıyor.Erdoğan kamuoyu araştırma şirketleriyle,propagandistlerle,ajidatörlerle,algı yneticileriyle çalışıyor.CHP bunlardan uzak.

Seçim süresi boyunca Kılıçdaroğlu,en başta girdiği yanlış yoldan hiç dönmedi.Dinlettiği ses kayıtlarının,Türkiye düşmanı olarak lanse edilen  paralel yapı tarafından CHP’ye  gönderildiği,CHP’nin paralel yapıyla  işbirliğine içine girdiği algısını kıramadı.

Böylece Kılıçdaroğlu’nun çevresinde onu yönlendirecek,onu yanlış yapmaktan alıkoyacak insanların olmadığı da anlaşıldı.CHP en azından iki  parçalı olduğu için,her iki kesim de Kılıçdaroğlu’nun yanlış yapmasını seyretti.Onun yanlış yapmasından kişisel ya da grupsal menfaat umdu.

Bu seçimde, Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki heyetle pek fazla yol alamayacağı,alacak gibi olursa engelleneceği açıkça görüldü.Kılıçdaroğlu bunun farkına vardığı için MYK’yı değiştirdi.