“Atatürk’ün ölümünden bir gün sonra-11Kasım 1938’de- ordu TBMM’yi kuşatarak milletvekillerini İsmet İnönü’yü Cumhurbaşkanı seçmeye zorladı.”

Tarihe hakaret sayılacak bu yalanı ortaokulda tarih dersi gören öğrenci bile söyleyemez.Ama yönettiği ülkenin geçmişini ve özellikle siyasi tarihini iyi bilmesi gereken zat,sırf siyasi çıkar uğruna dünyanın gözünün önünde bu mesnetsiz sözleri söyleyebiliyor.İddia mesnetsiz,gülünç.Çünkü;

1-11 Kasım 1938 günü Başbakan Celal Bayar tüm milletvekillerini toplayarak onlardan, kimin Cumhurbaşkanı olmasını istediklerini bir kağıda yazmalarını istiyor.Toplantıda hazır bulunan 323 milletvekilinin 322’si kağıda İnönü’nün adını yazıyor ve daha sonra İnönü mecliste oybirliğiyle Cumhurbaşkanı seçiliyor.

2-O tarihte TBMM’de ikinci bir parti olmadığı için İnönü’ye muhalif bir adayın ortaya çıkması söz konusu değil.Cumhuriyetin ilanına,devrimlere,Atatürk’e ve İnönü’ye muhalif olanlar,1924’te yapılan ikinci milletvekili seçimleriyle;1925’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın;1930’da Serbest Fırka’nın kapatılmasıyla zaten tasfiye edilmişlerdi.Bu nedenlerle İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesi için ordunun meclisi kuşatarak milletvekillerine baskı yapmasının tarihi,siyasi ve konjonktürel bir dayanağı yoktu.

3-İnönü dışında,Cumhurbaşkanı olmayı aklından geçiren iki kişi daha vardı.İçişleri Bakanı Şükrü Kaya,Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak.Şükrü Kaya,eğilimin İnönü’den yana olduğunu görünce geri çekildi.Fevzi Çakmak’ın da İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasını sağlamak için Meclise baskı yapmasına olanak yoktu,gerek de yoktu.Çünkü zaten CHP milletvekillerinin hemen hepsi inönü’nün Cumhurbaşkanı olmasını istiyordu.Dahası,Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak’tı ama İnönü orduya ondan daha yakındı.Çünkü orduyu kuran ve o orduyla Batı Cephesi’nde milletin makus talihini yenen efsane kumandandı İnönü.Atatürk’ün de en yakınındaydı.

İşte bu nedenlerledir ki 11Kasım 1938’de İnönü’yü Cumhurbaşkanı seçtirmek için ordunun TBMM’yi kuşattığı iddiası tam bir yalandır.Bu tarihi olay MÖ’den önce değil yakın geçmişte olmuştur.Olayın anlatıldığı tarih kitapları ortadayken,olayı tarihçilere sormak varken,üstelik Erdoğan işine geldiği yerde,”tarihi olaylar tarihçilere bırakılmalıdır”deyip dururken böylesi hassas bir konuda gerçek dışı beyanda bulunması bühtandır.Tarihe ve tarihi kişiliklere saygısızlıktır.

Bu saygısızlığın tek nedeni siyasi çıkar elde etmek değil,bir zamanlar İmam Hatiplerde müspet ilimlere ve tarihe gerektiği gibi yer verilmemesi,okutulan tarihin de çarpıtılmasıdır.