-Ben Hz.İbrahim’im,kardeşim de Hz.Muhammed.

-Bir kimsenin,herhangi bir kamu görevlisine bir şey vermesine  rüşvet değil hediyeleşme denir.

-Allah yakınlarımızı  kayırıp,kollamamızı buyuruyor.

-Hamile kadının sokağa çıkması,denize girmesi,kahkahayla gülmesi,dondurma yemesi günahtır.

-Erkek çocuğun anasının dizkapağının üstünü görmesi haramdır.

-6 yaşındaki kız çocuğu,75’lik erkekle evlenebilir.Rüşvet parasıyla Umre’ye gidilebilir.

-Günah işleme özgürlüğümüz vardır.İşyerinde tedbir günahtır.

-Liderimize dokunmak ibadet sayılır vs…

Bu zamana dek bilinmeyen,duyulmayan bu dinsel gerçekleri(!),”muhafazakarız” diyen malum partinin dinci milletvekilleri açıklayarak toplumumuzu irşat ediyorlar. 21.yy Türkiye’sinde yöneten kadrodan gelen akla aykırı bu ifadeler inancın açıklanmasıysa cehalet,istismar amaçlıysa vahimdir.

Sokrat’ın,Galile’nin susturulmak istendiği,paradigmaya aykırı düşündüğü için Rahip Bruno’nun odun ateşinde yakıldığı Ortaçağ’da Cennet’in anahtarının satılmasından,Endülüjans Mahkemeleri’de dinin kaba istismarından  çok farklı değildir bu çağda ülkemizde bu safsataların dile getirilmesi.Buna artık cehalet değil dinin istismarı ya da Kuran’ın tabiriyle “Allah’la aldatmak”diyoruz.

11.yüzyılda İmam Gazali’yle karanlık döneme giren İslam dünyası,bin yıldır bu karanlıkta debeleniyor.Ayağa kalkamıyor.Ortaçağ zindanından kurtulup bugünkü gelişmişlik düzeyine erişen  Batı’nın oyuncağı olmaktan kurtulamıyor.İslam ülkeleri içinde bir tek Türkiye,Atatürk’ün aydınlanma devrimiyle gerilikten kurtulup uygar uluslar ailesinin  onurlu bir üyesi olma yoluna girdi. Bunu hazmedemeyenler,aydınlıktan korkanlar bugün ülkemizi tekrar Ortaçağ karanlığına çekmeye çalışıyorlar.Her dönemde ve her toplumda gericiler hep dini kullanmışlardır.Bunların Türkiye’yi götürmek istedikleri yer,IŞİD barbarlığıdır.