7-8 haftadır mühendislik bilgilerini içeren, “Asansörler ve Yürüyen Merdivenler”, sonra da “Gelecekte Hayat Nasıl Olacak” derken, uzaklaştığımız ekolojiye geri dönelim. Ekoloji deyince de TEMA’da bir konferansta tanıştığım, sonra (Şubat-Temmuz 2002) tarihlerinde T.C. Çevre Bakanlığı’nın Johannesbourg’da yapılacak “Rio+10 Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi”nde sunulacak ulusal rapor hazırlık sürecindeki çalışmalarda beraber olduğum ama Türkiye’yi temsilen gidecekler listesinde ismim akredite olmasına rağmen malum sebeplerden katılamadığım bu toplantıdan sonra, 4-5 yıl önce de Mimarsinan Kolejinde bir konferansa gelen, tamamen ekolojik beslenen, sonra da yediği mantardan zehirlenerek ölen güzel insan Victor Ananias kardeşimi hatırlayıp anıyorum. O tarihlerde bence bir ilki başaran “Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği” başkanlığını yapan pazarlarda ilk Ekolojik ürünler standını açan bu arkadaşım memleketim Çanakkale, Küçükkuyu Dedetepe’de bir yer yaptı ve orada ekolojik yaşamı uygulamalı öğretmeye başladı.


Kamplarda her milletten her yaşta insanlar ücretsiz kalıyor, yiyeceklerini topluyor pişiriyor tarımsal çalışmalara katılıyorlardı. Bu pek bana göre değil ben çevreci olmama rağmen insanlarla iç içe olmayı seviyorum. Bu hafta oturdum orayı araştırırken 3 Km. yakınında bir çiftlik olduğunu öğrendim. Okudum o da bana enteresan geldi. Şimdi onu paylaşalım sizinle. Belki Merak edip gitmek isteyen olur. Benim manevi kızım Necla Dabağoğlu her yaz oralarda ama tepelerde değil sahilde yaşar.


Başlarken yine bana enteresan gelen çiftliğin kurucusu Erkan Alemdar beyin öz geçmişi. Erkan Alemdar aslında bir kentli. Saint Joseph lisesinden mezun olduktan sonra üniversite eğitimi için ABD’ye gitmiş ve bilgisayar eğitimi almış. ABD’de ithalat-ihracat yapan firmalarda çalıştıktan sonra dönmüş kendi şirketini kurmuş. Bir zaman sonra sıkılmış şirketin hisselerini ortağına devretmiş doğduğu toprakları keşfetmeye çıkmış. Bir yıl süren Anadolu macerasının ardından kendi deyimiyle kendini keşfetmek için Hindistan’a gitmiş. Bir yoga kampında Tamahine ile karşılaşmışlar. Birbirine aşık olup evlenmişler. Düşünce yapıları birbirine çok uygun çift ekolojik yaşam fikrinde birleşmişler.


Bir gün İstanbul Boğazını seyrederlerken Tamahine eşine, kırsalda bir arazi almalarının çok hoş olacağını söyler. Bir hafta sonra yola çıkarlar İstikamet Kaz dağlarının kuzeyindeki anneannesinin köyü. Oradan güneye Edremit Körfezine doğru ilerlemişler Küçükkuyu’dan 4 Km. içeride Adatepebaşı köyü sınırındaki araziyi almışlar.


Alemdar çifti, ilk üç yıl karavanda, çadırda ve getirdikleri bir konteynırda sade bir yaşantı sürmüşler. Yoga dersleri verip zeytincilik ve sabun yapımını öğrenmişler. 2005’te kızları Nehir dünyaya gelince çocuk büyütmek için daha elverişli olan düz bir arazi satın almışlar ve böylece Dedetepe Çiftliği’nin ilk temeli atılmış. 2009’da aileye küçük kızları Rüya katılmış. Son birkaç yıldır bahçede, doğa dostu inşaat ve enerji sistemleriyle ilgili işlerde çalışmak üzere gelen gönüllülere ev sahipliği yapan Erkan ve Tamahine Alemdar çifti, 2010 yılından bu yana tatil amacıyla gelen ziyaretçilerini de Dedetepe çiftliğinde keyifle ağırlıyorlar.


Sevgili okuyucularımız, yıllar önce de Saroz Körfezinde Güneyli köyü için böyle bir yazı yazmıştım. Kaldığımız motelin sahibi Elektrik Mühendisi Orhan Bey ertesi sene Büyükçekmece’den çok misafir ağırladıklarını söylediydi. Biz de Belediye Başkanımızın eşi, Em. Emniyet Md. Özyurt Van ve eşi gittik çocukluğumun ilk yıllarının geçtiği Güneyli’ye. Adatepe’de hoşunuza gidebilir. Adatepe Çiftliğinin tanıtımına haftaya devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.