“Kader” Tanrı’nın doğaya,doğanın işleyişine koyduğu değişmez yasalardır.Benzer yasalar insana da dayatılmış değildir.Allah insana akıl bahşederek kendini yönetme,kendi kaderini tayin yetisi vermiştir.İnsanın başına gelen felaketler kaderi değil akılsızlığının,ihmalkarlığının eseridir.Salt doğa yasalarına bağlı olarak doğada cereyan eden olaylardır kader.Suyun akması,ateşin yakması,gülün açması,tohumun yeşermesi… gibi.

Tanrı,akıl verdiği insana kendi takdirini dayatmıyor.Yani insanın kaderine hükmetmiyor.Aklımızla düşünüp kaderimizi biz belirliyoruz.Yaşadığımız güzellikler de,felaketler de bizim kendi eserimizdir.Tanrı’nın yasalarını koyduğu,işleyişini belirlediği alan doğadır.Doğanın kaderi yani işleyiş biçimi Tanrı’nın elindedir.Doğa yasalarında  değişim,Tanrı isterse olur.İnsanın doğaya müdahalesi mutlak değil  geçicidir.Bu müdahalenin bedelini Tanrı insana ödetir.

İktidar mevkiinde olanlar,insanların yaşadığı felaketlere “takdiri İlahi” yani”kader”diyerek suçu Tanrı’ya yükleyip sorumluluklarından kurtulmak istemişlerdir hep.Kaderin var olduğunu fakat bunun doğa için geçerli olduğunu görmek istememişler;Tanrı’nın insana verdiği akılla,insanın kendi kaderini kendisinin belirleyebileceğini söylediğini gizlemişlerdir hep.Bu,yönetenlerin işine gelmiş,çıkarları için bu yalanı söylemişlerdir.

İnsan,aklını ve aklın ürünü teknolojiyi kullandığı yani önlem aldığı halde bir felaket yaşarsa bunun adı kader değil kazadır.Tanrı Kuran’da çok kez insanlara “akledin,aklınızı kullanın” yani kaderinizi siz belirleyin diyor. “Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağacak” diyerek insanları uyarıyor.Sefalet içinde kıvranan toplumların varlığı da bunu gösteriyor.

Tedbir ve tevekkül,kaza ve kader konularında dinin söylediği bilimle çelişmiyor.

Bu bağlamda bakarsak Soma’da yaşanan felaket, kader değil cinayettir.Buna kader demek,”bu tür ölümler madenciliği fıtratında var” demek dine de,akla da,bilime de aykırıdır.Ülkeyi yönetenler dinsel ve bilimsel gerçekleri örterek sorumluluklarından kurtulamazlar.”Yaşanan bu felaket kaderdir” diyerek acıları dindiremezler,acılı insanları susturamazlar.