KARGA ADINI DEĞİŞTİRSE DE SESİNDEN TANINIR

2002 seçimlerine giderken dokunulmazlıkların kaldırılacağını söyleyen Erdoğan,iktidar olduktan sonra bu sözünü unuttu.On iki yıl boyunca dokunulmazlık konusuna hiç dokunmadığı gibi,”güvenmiyorum” dediği yargıyı zaman içinde kendine bağladı.Bunun sonucu olarak adalet yok oldu,baskı arttı,rüşvet ve yolsuzluklar çoğaldı.

OTORİTERLİĞE DOĞRU…

Erdoğan MİT’ten Toki’ye;Tubitak’tan Hsyk’ye;Adli Tıp’tan Kızılay’a hemen tüm kurumları iktidara ram ederek tek adamlığa özendi.Askerleri,yazarları,akademisyenleri zindanlara tıkmak için tertiplenen Ergenekon ve Balyoz davalarının savcılığına soyundu.Cezaya dönüşen uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılması önerilerini hep reddetti. F tipi örgütün Türk Ordusu’na kumpas kurduğu iddialarını duymazdan geldi.”Sahte deliller üretiliyor!” haykırışlarına kulaklarını tıkadı.
Fakat hiç beklemediği anda,hiç beklemediği ortağından,hiç beklemediği  darbeyi yiyince,12 yıldır yok saydığı hukuku hatırlayıverdi.Tarikatın varlığını ve bu örgütün Orduya kumpas kurduğunu,uzun tutukluluğun cezaya dönüştüğünü  itiraf etti.Ama bunun gereğini yapmadı.

ŞERİ HUKUKA SARILIYOR 

Yaşanan bunca olaydan sonra Erdoğan hukuku hatırladı ama çağdaş hukuku değil  şeri hukuku.Oysa Erdoğan bu durumda müspet hukuktan yana olması gerekirken o,mevcut hukuksal düzenin  de gerisine giderek,içine düştüğü bu girdaptan şeri hukukun irşadıyla kurtulmaktan söz etti. ”Oğlum rüşvet almış,beytül mal’e el uzatmışsa onu evlatlıktan reddederim”yollu açıklamalarla işi Allah’a havale etti. Halkla hesaplaşmayı öbür dünyaya bıraktı.Oğlunu evlatlıktan reddetmekle  adaletin tecelli etmeyeceğini,haklının hakkına kavuşmayacağını bildiği halde, hukukun yolunu açıp oğlunu yargıya teslim etmeyi göze alamadı.Bunu söyleyemedi.

KURNAZLIK

Şeri zihniyet,bu dünyada aleyhine olacak  hesaplaşmayı öbür dünyaya havale etmeyi hep kurnazlık saymış;böylece hem cezadan kurtulmuş,hem çıkarını korumuş hem de bu uyanıklığı, mütedeyyin insanlara “dindarlık,dinden yanalık”  olarak yutturmuştur.Arınç’ın,”rüşvet alıp yolsuzluk yapanların Allah belalarını versin” intizarıyla,Erdoğan’ın “reddi evlat” sözleri  bu uyanıklığın ifadesidir.Bu sözlerde yetim hakkını koruma yoktur.Kamu malına uzanan eli kırma kararlılığı da yoktur.Dünya hayatında ticretle uğraşan Hz.Muhammed’in öbür dünyaya bir hırkayla gittiği düşünülürse,dini dillerinden düşürmeyen bugünün Karunlar’ının kimlikleri ve neyin peşinde oldukları daha açık görülür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi