Askeri vesayete son verme teranesiyle,”terör örgütü üyesi”diyerek  yüzlerce TSK mensubu Generali Silivri zindanına tıkanlar,72 yıl önce yıkılan “Taksim Kışlası”nı yeniden yapmak için neden direnmektedirler? Çünkü bu kışla çağdaşlaşmaya karşı dinci-gerici başkaldırının harekete geçtiği yerdir.Bu kışla şeriatçılar için simgesel değerdedir.

33 yıl süren baskıcı Abdülhamit zulmüne 1908’de son verildi.Bunun üzerine şeriatçılar,Derviş Vahdet öncülüğünde ayaklandılar.Bunlar yanlarına Topçu Kışlası’ndaki alaylı-şeriatçı subayları da alarak İstanbul’a saldırdılar.İngiliz destekli bu kaytaklar günlerce İstanbul’da terör estirdiler.Birçok askeri,aydını ,yazarı katlettiler.

M.Kemal’in Kurmay Başkanı olduğu Selanik’teki Harekat Ordusu İstanbul’a gelerek,”31 Mart gerici ayaklanması”olarak tarihe geçen bu isyanı bastırdı;elebaşlarını tepeledi;isyanın asıl tertipçisi 2.Abdülhamit’i sürgüne gönderi.Yeni hükümet kurularak düzen sağlandı.

İşte şeriatçıların,31 Mart gerici ayaklanmasını başlattıkları kışladır Erdoğan’ın 72 yıl sonra yeniden diriltmek istediği kışla.Topçu Kışlası olarak 1806’da yapılan bu kışla,1940 yılında yıkılarak arsası bugünkü Taksim Gezi Parkı olmuştur.

Erdoğan bu kışlayı bugün Taksim’e yeniden yapmak için diretiyor.Çünkü dinci kesimin gözünde bu kışla bir mabet,simgesel değeri olan bir yapıdır.Cumhuriyete ve çağdaşlığa karşı olanların kutsadığı bir yerdir.Buraya bu kışlanın yapılmasını ne askeriye  istiyor ne de Türkiye’nin böyle  bir kışlaya gereksinimi var.Geçmişi kanlı ve kirli olan Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmak istenmesinin altında,laik Cumhuriyete ve Cumhuriyetçi Orduya tavır var;TSK’nın komuta kademesinde 31 Mart geleneğinin günümüz uzantılarının da olmasının istendiği mesajının verilme çabası var;Osmanlı’dan beri süren ve Cumhuriyetle baskılanan şeriatçı geleneğin ölmediği,ölmeyeceği mesajının verilmek istenmesi var;nasıl bir Türkiye kurulmak istendiğinin anlatılması çabası var.Cumhuriyetçilerin sindirilme,ötekileştirilme isteği var.     

Erdoğan Topçu Kışlası’nın Taksime mutlaka yapılacağını,yanına cami de yaptırılacağını söylüyor.Öyle bir tonla ve vurguyla söylüyor ki bunu,amacının politik olduğunu,bir sanat eserini yeniden ihya etmek olmadığını,tepkisel davrandığını herkes anlıyor.Çünkü Erdoğan’ın sanata,sanatçıya  ve sanat eserine soğuk olduğu uygulamalarından biliniyor.Cezaya çarptırdığı sanatçı,yıktırdığı heykel,yıkmak istediği AKM,yok etmek istediği Devlet Opera ve Balesi,gündeme getirdiği sanat-sanatçı yasa taslağı ortada.

Erdoğan her alanı,laik Cumhuriyete ve onun kurumlarına meydan okunacak yerler olarak görüyor.Bunu hayata geçirmek için en küçük bir fırsatı bile değerlendiriyor.Uygar uluslar ailesinin onurlu bir üyesi olma yoluna sokulmuş olan Türkiye’nin yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirmeye çalışıyor.Çağdaş Türkiye’nin 60 yıllık ideali olan AB’ye cephe alıyor.Cumhuriyetin tüm kurumlarına,gençliğe,aydına,bilim insanlarına,yazara-çizere ve bütünüyle çağdaşlığa savaş ilan ediyor.Hem de bu savaşı kimin kaybedeceğini bile bile…