Gezi direnişi Erdoğan’ın ruh sağlığını bozdu.O günden beri mantıklı konuşmuyor,doğru düşünemiyor,sağlıklı kararlar veremiyor.Ortaya attığı iddiaların hiçbirine kanıt gösteremiyor.Meydanlarda Okyanus ötesindeki eski ortağıyla,üçüncü kişiler üzerinden kavga ediyor.12 yıldır kol kola yürüdüğü,birlikte kumpaslar kurduğu ve adını okuyup üfleyerek andığı imamı şimdi hainlikle suçluyor,ona “ulema müsveddesi,sahte Peygamber”diyor.

Çünkü aralarında çıkar çatışması başladı.Dünün “Muhterem Hocaefendi”si birden sahte Peygamber oluverdi.50 yıldır Said Kürdi’nin mirasçısı olarak kutsanan imam,müşrik ilan edildi.Çıkarı bozulduğu için ruh sağlığı da bozulan Erdoğan,Hoca için demedik söz bırakmadı.”İnine gireceğim” bile dedi.

Erdoğan,Nakşiliğin “İskender Paşa Camii”kolundandır.Nurculuk da Nakşiliğe dayanır.O da Sünniliğe.Erdoğan,23 Şubat 2014 günü Afyon’da,Hoca Efendi’nin mürşidi Said Kürdi’ye, İnönü döneminde zulmedildiğini,tutuklanması için çıkarılan hükümet genelgesinde,Cumhurbaşkanı İnönü’nün imzasının bulunduğunu,ne olduğu bilinmeyen bir kağıdı sallayarak haykırdı.Yani Said Nursi müridlerinin bulunduğunu bildiği Afyon’da Saidi Nursi savunuculuğu yaparak,o hareketin son 50 yıllık sürdürücüsü Fethullah Gülen’e kan emici vampir dedi.Erdoğan bu çelişik davranışı,Nurcular’ı Fethullah Gülen’den koparmak,Gülen’i dışlamak için sergiledi.

Erdoğan,2 Mart 2014 günü Saidi Nursi’nin bir süre ikamete mecbur edildiği Isparta’da da bu çelişkili tutumunu sürdürdü.Uzun uzun Said Nursi’nin  Nurculuğunu anlattıktan sonra,aynı yolun günümüzdeki yolcusu Gülen’e ağır sözler etti.Onu İslam dışılıkla,sapkınlıkla,Peygambere  hakaret etmekle suçladı.Isparta’ya özel olarak gönderdiği Valinin, Nurcu yaptığını sandığı Isparta halkına,çocuklarını Gülen’in  dershanelerine göndermemelerini,gazetelerini almamalarını söyledi.Bu tutumunu Erdoğan,Doğu illerinde sürdürdü,sürdürüyor.

Erdoğan,çatırdayan iktidarını ayakta tutabilmek için bir çıkmaz yola girmiştir.Ne dediğini bilmiyor,bir dediği diğerini tutmuyor.Hayali düşmanlar yaratıp onlara saldırıyor.”Olup bitenlerin gerisinde faiz lobisi var” diyor ama faizleri artırma kararını kendisi alıyor.Fetullah tarikatını kasdederek,”Vaiz lobisi”nden söz ediyor,Gülen’i yasa dışı ilan ediyor fakat yargısal düzeyde hiçbir şey yapmıyor.Hakkında piyasaya sürülen ses kayıtlarının kimisini reddediyor,kimilerini kabulleniyor.

Erdoğan zor durumda.”Şüyu-u vukuundan beter” olayların baskısı altında bunalan birinin uzun süre yönetici kalması zor.Bu,kendisi için olduğu kadar,ülkemiz için de riskli.Hem de çok riskli.İçte ve dışta,Erdoğan’ın bu zayıf karnını kullanmaya kalkışacak mihraklar ülkemize tuzaklar kurabilirler.İktidarın kendisi provokasyonlara girişebilir.Artık Erdoğan’ın ülkemiz hayrına bir iş yapması mümkün değildir.Fakat Onun,”çekildik izzet-i ikbal ile bab-ı hükümetten” diyebilecek durumda olmaması da ayrı bir çıkmazdır.