Bu Başlık altında yayınlanacak olan bir dizi yazı,”tarih tekerrürdür” ya da “değildir” diyenlere,  veyahut da tarihi gerçeklerden habersiz olanlara  ithaf olunur.

İŞGAL YILLARI…

Birinci Dünya Savaşı’nda bütün cephelerde yenilen Osmanlı’ya 30 Ekim 1918’de imzalattırılan Mondoros Mütarekesi’ne dayanarak  13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri  İstanbul’u işgal ettiler.Her köşeye asker yerleştiren işgalciler,kentte yurtsever avına başladılar.Rum ve Ermeniler’den aldıkları istihbarata,işbirlikçi Padişah Hükümeti’nin verdiği listeye  göre tutukladıkları yurtseverler;Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler’le çarpışmış komutanlar,Bakanlar,Valiler,mebuslar,gazeteciler,işbirlikçi Hürriyet ve İtilaf Partisi’ne muhalif aydınlardı.

BEKİRAĞA BÖLÜĞÜ

İstanbul’u işgal eden müstevlilerin amacı Türkler’i yıldırmak,Anadolu’yu ele geçirip Türklüğü tarihten silmekti.Gece baskınlarıyla tutuklananlar,önce Bekirağa Bölüğü olarak ünlenmiş hapisaneye tıkılıyor,sonra başına Kürt Mustafa lakaplı işbirlikçinin getirildiği mahkemede usulen yargılanarak ya sürgün ediliyorlardı ya da idam…

Kürt Mustafa Divanı’nda adalet yok,adil yargılama yoktu.Suçumuz ne diyenlere, ”sizi burada tutmak isteyenler böyle istiyor” deniyordu.

Bekirağa Bölüğü Beyazıt’ta iki katlı,harap bir binaydı.İkinci Abdülhamit zamanında hapishaneye dönüştürülmüştü.Alt katında adi suçlular,ikinci katta siyasi suçlu olarak görülen Paşalar,mebuslar,gazeteciler,aydınlar tutuluyordu.Burada görüşme yasaktı.Tutuklulara er öğünü veriliyordu.Soğuk taşlarda yatırılıyorlardı.Her taraf kir pas içindeydi.Yerler ıslaktı.Buraya düşenler buradan,ya hastalanıp ölerek,ya idam edilerek ya da uzak diyarlara sürgüne gönderilerek  kurtulabiliyorlardı.

TUTUKLANANLARIN SUÇLARI…

Bekirağa Bölüğü’ne hapsedilenler,Ermeniler’i göçe zorlamak,göç esnasında onları toplu kırıma tabi tutmakla suçlanıyorlardı.Vatnseverlerin yüzlerine söylenmeyen suçlarıysa İttihat Terakki Partisi’nin üyesi olmak,İstanbul’un işgaline karşı çıkmak ve  cephelerde İngiliz askerleriyle savaşmış olmalarıydı.

Mondoros Mütarekesi’nin şartlarını istedikleri gibi yorumlayarak İstanbul’un üstüne bir karabasan gibi çöken İtilaf güçleri,tutukladıkları subaylara,aydınlara akıl almaz işkenceler ediyor,çoğunu zindanlarda öldürüyordu.Mezalimin yaşandığı bu İstanbul’u,çok dramatik bir biçimde “Sis” şiirinde  anlatan Tevfik Fikret, işgal güçlerinin yurtseverlere yaptıkları mezalim yanında,işbirlikçi Padişah Hükümeti’nin alçaklıklarını da sergilemektedir.

Sis,kanun diye kanunu tepeleyenleri anlatan bir şiirdir.