Dizinin bu 3.yazısı da “tarih tekerrürden ibaret  değildir” diyenlere ya da tarihsel gerçeklerden bihaber olanlara ihtar olunur.

İstanbul’un işgalinin ardından ilk furyada tutuklanan millicilerden bir diğeri de,savaş yıllarında Diyarbakır Valiliği yapmış olan Dr.Reşit Bey’di.İstanbul Hükümetine göre bu yurtseverin de suçu,devrin hükümetinin emrini uygulayarak savaş yıllarında Türkler’i arkadan vuran Ermeniler’i Diyarbakır yöresinden uzaklara,Suriye içlerine  göç ettirmekti.

DR.REŞT BEY’İN ASIL SUÇU

Reşit Bey görünüşte bu suçtan dolayı tutuklanmıştı ama onun asıl suçu,diğer yurtseverler gibi İstanbul’un işgaline karşı çıkması ve İttihat-Terakkici olmasıydı.Bu nedenle Reşit Bey Ocak 1919’da İngiliz Yüksek Komiserliği’nce  tutuklanarak ünlü hapishane Bekirağa Bölüğü’ne tıkıldı.Reşit Bey’in zindanda çürümesi için yeterli suçu vardı.Ermeniler’i göçe zorlamış,ölmelerine neden olmuştu.İtibarsızlaştırılması için de suç yaratıldı.Onun,Ermeni kadınlarından harem kurduğu yalanı,satılmış matbuata  servis edildi.

Reşit Bey Bekirağa Bölüğü’nde yazdığı hatıratına,”Edepsizlik artıyor.Namusla oynamaya başladılar.”notunu düşmüştü.Giderek artan zulme ve iftiralara dayanamaz hale gelen Vali,bu zindandan kaçmaya karar verdi.İttihat Terakki Partisi’nin gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın da yardımıyla Bekirağa Bölüğü’nden kaçtı.Amacı Anadolu’ya geçip Kuvayı Milliye’ye katılmaktı.Vatan savunmasına M.Kemal’in yanında devam etmekti.

REŞİT BEY İNTİHAR EDİYOR

Hükümetin adamları ve İngiliz askerleri peşine düştü.Her tarafta aranıyordu.Güç durumdaydı.Baskıdan korkan dostları ona yardım edemiyordu.En çok güvendiğinin yanında bile bir geceden fazla kalamıyordu.Sürekli adres değiştiriyordu.

Beşiktaş’ta kaldığı bir evde bir gece hiç uyumadan vatanın geleceğini,eşini ve çocuklarını düşündü.Onlara bir veda mektubu yazarak cebine koydu,sabah erkenden evden çıktı.Onu fark eden İttihatçı karşıtı  biri polise ihbar etti.Takip edildiğini anladı.Adımlarını hızlandırdı.Dar bir sokakta kıstırıldı.Bu kapandan kurtulamayacağını anlayınca,yeniden Bekirağa Bölüğü’ne dönmemek,  işgal kuvvetlerinin eline geçmemek için tabancasını çıkarıp şakağına dayadı.Kendisini takip edenlerin daha fazla yaklaşmasına fırsat vermeden   tetiği çekti,orada yaşamına son verdi.

İşgal altıdaki İstanbul’da ne ilk ölümdü Dr.Reşit Bey’in ölümü ne de son.M.Kemal’in üç ay sonra işgal altıdaki İstanbul’dan Anadolu’ya geçerek başlatacağı Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanana kadar acılar,zulümler,ölümler sürecekti.