Dilek Altınkeser

Dilek Altınkeser

Toz oldunuz..

Toz oldunuz..
Göz gözü,gönül gönülü  görmez oldu...
 
 Ne zaman içimde muhalif rüzgarlar esmeye başlasa,elime kalem almamaya ve etrafımda canlı bulundurmamaya dikkat ederim...Kendi içimdeki sürgün yolculuğum da kanı bozuk hiçbir mülteciye sığınma hakkı vermemeye çalışırken,kendi payıma düşen yalnızlığı sevme çabasına giriştim şu bir yıl boyunca...
 
 Çıkarlar üzerine kurulan sahte bir köprüden geçmişim bunca zamandır...Benim bildiğim insan ölünce ,başının ucundaki mezar taşını bile haketmeli,olmayan da toprağına pisleyen kuşların boklarını sahiplenmeli (karakterimdendir) diye...Verilen hak,helal aşamasına geldiğinde hesaplaşacağım çoğu kişiyle...Öylesine yıpranmışım ki,boşuna yüzmüşüm onlarla bu hayal havuzunda..O havuz suyundaki klor gibiymiş hepsi,cildimi yıprattılar,yüreğime leke bıraktılar..Şimdi bomboş o havuz..Yani boğulma olasılığımı ortadan kaldırmış oldum..Şimdi serinlemek için başka sular lazım bana,uçsuz bucaksız denizler...Havuzdaki köpek balıklarına  insan taklidi yapmayı öğretmek size kalsın,beni yoldaşım yunuslar şimdi...Çoğu balık büyüktür ama  hafızası küçüktür işte..
 
  Neden o sahte kalabalıkların için de değilim,neden göz boyayan eğlencelerde yokum..Çünküüüü;onlara "Ceket değil, kafa tutuyorum"Ahmet'in dediği gibi...Kim kime para verdiyse ardından söyledi,kim kime iyilik yaptıysa kapı kapı anlattı,kim kimi beğenir gibi yaptıysa "kim alır lan bunu"söylevleri fırlattı...Küfürler,sövgüler vs...Şimdi hepsi dost-düşman düğününde halayda...Ne olduğu belirsiz bir  ritmin,omuz omuza olasılıklarında,terleri birbirine karışmış,inatla hepsi zoraki yapışmış...Masadaki benim şimdi "oynayın şıkıdım şıkıdım"...Dökülen kurtlarınız yerlerde,ben den arta kalanları yemekte.
 
 Yazılanlar,çizilenler,
yorumlar,sorunlar,onlar,bunlar...Herkes kendi  manşetini satın aldı ,ahir günlerde herkes gökyüzünden inmesi beklenen İsa sandı kendini...Çoğu iş-güç sahibi insanlar, gece düşünce sokaklarına hep yalnız ağladılar..Bu sahte kalabalıklar,yağlı kafadaki bitler gibi,sadece kaşındırır adamı...
 
Toz-toprak kardeşliğisiniz..Göz gözü,gönül gönülü görmez  oldu kurak diyarlarınızda..Gönül çeşmenizden susayana su akmaz sizin..Boşuna akar akar akar yalaktan, bir dört ayaklının kısmeti  olursunuz...
 
  Çok boş vaadler duydum loş beyinlerden..Ama bakın,bir kez olsun kapılarında yoktur ayak izim...Haksız(hakkı olmayan) çorbalar var şimdilerde gönül tasımda..Her yudumunda "terbiye"tadını duyumsamak ne hoş bir bilseniz.Cadı kazanlarında kaynayan yal kıvamı yerine,baba ocağında demlenen tavşan kanı çayım ..
 
   Hayvanlar alemi klasiği seyrindeydim,"yaşamak için öldür"sloganlarını duydu hep  kulaklarım.Aslan Kral'lar şimdilerde komedi,çakallar da Dede Korkut Hikayeleri"n de sanal kahraman be gülüm.Hepsinin iç dünyalarını,tezgah arkalarını bilmek ne büyük erdemdir bilmiyorum...Dışı camlı yapıların aynasına kanıp da,saçını-bıyığını düzeltmeye çalışanlarsınız gözümde..Camın ardından izliyorum sizi,ölüyorum,gülüyorum...Değmeyin keyfime.
 
   Tek zorunluluğum aynı  gökyüzünü ve aynı havayı paylaşmak sizinle..Gündüzleri cennet kuşları taklidi yapıp,geceleri cehennem zebanisi olan suretlerinize tahammül  hakkı tanımıyorum kendime...Kiminize bir,kiminize on sayfa ayırdım  yazmakta olduğum kitabımda..Kiminiz sadece önsöz,kiminiz son söz..Haaa siz mi? Telaşlanmayın; "içindekiler"kısmında bile yoksunuz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dilek Altınkeser Arşivi