TUTARSIZLIK

Çifte standartlı insanlar devlet yöneticisiyse bütün ülkeye zarar verirler. Bu yüzden siyasetçinin dürüst,tutarlı olması gerekir.Çifte standartlı insanların yönetici konumunda olması halkın yanıldığını değil yanıltıldığını gösterir.Yanar-döner insanların,ikiyüzlülerin   halkı aldatması kolaydır.Bunlar dini de kullanırlarsa, çok tehlikeli olurlar.

Çifte standartlı politikacılar Makyavelisttir,kaypaktır,fırsatçıdır,kurnazdır,tutarsızdır. Konjonktüre göre hareket ederler. Dün çıkarları öyle gerektirdiği için söylediklerini, başka bir gün çıkarlarına aykırı görürlerse, gözlerini kırpmadan değiştirirler.Yalan söylerler. Bunlara göre halk  unutkandır, balık beyinlidir,saftır. Bu yüzden bunlar,dünle bugün söyledikleri arasında tutarlılık gözetmezler.

Bizden birkaç örnek:

Ülkesinde Ermeni soykırımını yadsıyana cezai yaptırım öngören Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi; “bu iş siyasetçilerin değil,tarihçilerin işidir” diyerek eleştiren Erdoğan,kendi ülkesinde yaşanmış tarihsel olayların kahramanı olmuş devlet adamlarını kolayca suçlayarak  Sarkozy’ye dediğinin tersine davrandı.

İskilipli Atıf Molla’nın emperyalistlerle bir olup Kuvayı Milliye aleyhinde fetvalar verdiği için cezalandırılması olayını tarihçilere  bırakmadı.O haini cezalandıran yurtseverleri suçladı.Dersim olayının yargıçlığına soyunarak,Şeyh Sait İsyanının bastırılışında gösterilen dirayeti  karalayarak Atatürk’ü yargılamaya yeltendi.

Genç Cumhuriyeti sırtından hançerlemeye kalkışan kimi  hainlerin heykellerini dikerek, bazılarının adını devlet kuruluşlarına vererek bunları cezalandıran tarihi kişileri mahkum etmek istedi.Türkiye’de Türk halkına laik olmadığını söylerken Mısır’da Mısır halkına laikliği önerdi.

 3 Nisan 2012 günü parti grubunda milletvekillerine, 1939 yılında yayınlanan gazeteleri göstererek İsmet  İnönü’nün  faşist olduğunu kanıtlamaya kalkıştı.Oysa kendisi, partisi hakkında kapatma davası açan yüksek mahkeme üyelerini, gazete haberlerini esas almakla eleştirmiş; gazete haberlerine dayanılarak  hüküm verilemeyeceğini iddia etmişti.Bu kez kendisi aynı şeyi yapmış,gazete kupürlerinden yola çıkarak  İnönü’yü faşistlikle suçlamıştı.

Bunu da İnönü’nün Atatürk’le birlikte kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlık koltuğundan yapmıştı.
Partili Cumhurbaşkanı olmak istemesini, “Cumhurbaşkanı siyaset dışı olmalıdır”diye eleştiren  muhalefete,“siyasetten neden korkuyorsunuz? Siyaset kötü bir şey mi? Kötüyse neden siyaset yapıyorsunuz?”diyerek siyaseti olumlayan ve her konuda siyaset yapılabileceğini söyleyen Hazret,IŞİD teröristlerinin Musul Başkonsolosu’muzu ve 38 çalışanını rehin alması ile ilgili haberlere yasak koyarak bu konuda siyaset yapılmamasını istedi.Kendisiyle çelişti.

Hani siyaset kötü,zararlı ve korkulacak bir şey değildi? Öyle idiyse eğer,neden IŞİD teröristlerinin haydutluğunun eleştirisine yasak koyuyorsun?
                                                                                                  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi