Kamuran Akdemir

Kamuran Akdemir

AĞACI İÇİNDE Kİ KURT KURUTUR

AĞACI İÇİNDE Kİ KURT KURUTUR

  Üşüyorum ama kardan değil,  gelecek düşüncelerinden. Sokakta belediyenin buldozerleri geçen yıl itinayla dizdikleri kilit taşlarını kırmakla meşguller. Ben beşinci katta sallanıyorum resmen. Deprem olacak gibi kelime-i şahadet getirten bu buldozerlerle rakkas yapacağım evin içinde, öyle sallanıyorum. Her yol çalışması karşımıza çıktığında “Bu sizin suçunuz!” diyor eşim. Yüzümüze vurmaktan bıkmıyor verdiğimiz oyları. Yalnız devlet değil, eşimde her gün pişman ediyor. Günah çıkartmak için yazıyorum bende.  
                Ben tepkisiz kalamam, sen tepkisiz kalmamalısın. Madem içinde yaşıyoruz, madem ben bu ülkenin vatandaşıyım o zaman ben de konuşacağım, sen de dinleyeceksin arkadaş!
                Ben her zaman neye “HAYIR” dediğimi bildim, ama sen neye “EVET” dediğini bilemedin. Bilenlere kulak asmadın. Sen buna gelişmek dedin, ben buna cahiliyet dedim.  Ne için EVET dediğini bilmeden evet diyen bir cahiliyetti bu. EVET DİYENLER SİZ BOŞ KAĞIDA İMZA ATTINIZ. şimdi görün.
                Şimdi dehşete kapılsak da elimize ne geçecek bilmiyoruz.
Hizbullahçılar serbest.
                 Merak ediyorum Anayasanın 102. Maddesi bunca zamandır neredeydi? Sadece Hizbullah değil, 1200 suçlu da tahliye olacak. Ben kanı dökülenlerin intikam ateşiyle yanmıyorum. Zira amaç intikam almak olsa, dökülen şehit kanlarının almakla bitmeyecek intikamları var. Ben suçluların aramızda gezeceğinin dehşetine kapılıyorum. Çocuğumun yanından yürüyüp gidecek olan insanlardan korkuyorum. Onu böyle bir ülkeye nasıl salıvereceğimi düşünüyorum. Kendi canım bu kadar güvendeyken onun canı ileride ne olacak endişeleniyorum.
                Ben bu ülke için endişeleniyorum. Bakanlarımızdan biri, bir demeçin de çatır çatır, “Kürt çocuklara andımız okutuluyor, iyi de onlar Türk değil canım” diyebilmek cesaretini gösterebiliyor. Türk ya da Kürt ben bilmem, hepsi bu ülkenin çatısı altında yaşayan insan topluluğu. Kurallar varsa uyulacak. Uyulacak kural kalırsa tabi ki.
                Türkiye’yi dış ülkelerin bitirmesine gerek kalmadı. Benim ülkem sağolsun kendi içinde hallediyor bu  işi. E ne demişler, -Ağacı kendi içindeki kurt kuruturmuş-
Eski memur ikramiyeleri riske girmiş.
PKK açılımdan serbest kalmış.
Hizbullah davası zaman aşımına uğramış.
Benzine zam gelmiş.
TRT6’da yeni yeni programlar başlıyormuş. “Sen şarkını Kürtçe söyle” Jüri üyesi Nihat Doğanmış.
Bu devlete hizmet veren memur, canını veren asker; her şey boşuna mıydı?
Çatır çatır, “Ben evet diyeceğim arkadaş!” diyen insanlar şimdi neredesiniz? Nereye kayboldunuz? Vicdanınız hiç mi sızlamıyor?
 
                İstiyorlar ki hep susmak düşsün payımıza, trene bakar gibi bakalım bön bön. Ben bu ülkenin insanıysam benim ne söylediğimi dinleyeceksin ve çekeceksin kardeşim. Ben kendi görüşlerimi söyleyebileceğim. Yok öyle at oyunu, hadi yallah! Sus ondan sonra ses çıkarma. Dizi izler gibi izle olanları. Hatta evinde otur sucuklu yumurta ye, yumurtanı heba etme. Kıymetini bil, zira bu gidişle gelecekte sofraya kıracak bir yumurtayı arar olacaksın.
                Yumurtanı ye, ister kafana, ister midene, ister rafadan, ister tavadan. Payına düşen budur.
Bu sözlerime kimse alınmasın ve kusura bakmasın. 4 yanlış 1 doğruyu götürür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kamuran Akdemir Arşivi