Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

12 EYLÜL’ÜN SİYASİ VE SOSYAL SONUÇLARI HALEN GEÇERLİDİR!

12 Eylül dönemidir, Müjdat Gezen, Oktay Akbal, Ali Sirmen, kadınlar koğuşunda 7 lik dediğimiz “akşam 7 sabah 7” arası yatan Nazlı Ilıcak gibi ünlülerinde uğrak yeri olan Barış davası, PEN yazarlar davası ve DİSK gibi sendika yöneticilerinin sorgusuz sualsiz tıkıldığı Bayrampaşa cezaevindeyiz; hiç unutmam bir muhabir gazeteci (tutuklu) “ölümüm diri olmamdan daha tehlikelidir demişti. Aslında bu söz çok önemliydi ve birileride bunu çok iyi biliyor ve o günden bu günü görebiliyorlardı ki o gün susmayan aydınlar bugün halen konuşuyorlar!

12 Eylülü yapan, yaptıran, kutsayan, öven, hatta hatırlatan adı konulmamış her şey ortadan kaldırılmalı ve başta cunta başı Kenan Evren olmak üzere bütün 12 Eylülcüler muhakkak mahkeme önüne çıkartılmalıdır!
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 30 yıldan fazla bir süre geçti, ülkenin tank sesleriyle ve marşlarla uyanmasıyla başlayan baskı zulüm günleri Türkiye’yi siyasal, sosyal, ekonomik, hukuksal, kültürel ve bilimsel alanlarda büyük tahribata uğrattı. Hak, hukuk, adalet, bilim, emek ve çalışma hayatı yok edildi. Emekçilerin kazanılmış bütün hakları zorla ellerinden alınarak bu günkü taşeron işçiliğin önü açıldı. Sınıf sendikacılığı yolunda ilerleyen sendikalizm hareketi önce uzlaşmacı sonra ise teslimiyetçi bir çizgiye çekilerek sarı sendikadan da beter olan güce hizmet eden kara sendika oldu…
Kim ne derse desin her şeye ve tüm tepkilere rağmen 12 Eylül hala güncelliğini koruyor ve 12 Eylül hukuku veya hukuksuzluğu halen geçerliliğini sürdürüyor.

12 Eylül askeri yönetimi tarafından hazırlanan Anayasa ne yazık ki halen yürürlüktedir.

Bu Anayasa, geçici 15. maddesiyle, 12 Eylül sürecinin yargılanmasını engellemiş olup son yapılan referandumla beraber değiştirilen bu maddeye rağmen “zaman aşımı” ve “yaşlılıktan dolayı” yargılanmama süreçleri devam etmektedir. Kısacası yasada rakamlar maddeler değişe bile 12 Eylül yöneticileri tarafından çıkarılan yasalar yürürlüktedir.

Bunun en bariz örneği, bizzat darbeciler tarafından hazırlanan çalışma yasalarının 31 yıldır geçerliliğini korumasıdır.
12 Eylül, Türkiye’nin siyasi demokratik gelişimini engellemiştir. 12 Eylül’ün siyasi ve sosyal sonuçları hala geçerlidir.
12 Eylül nasıl faşistse,  12 Eylülden sonra iktidar olanlar ve bu günkü iktidar aynen bu sürecin tamamlayıcısıdır. Sadece tarzları değişikti.12 Eylül de askeri mahkemelerde hukuk yoktu. Tek şans Yargıtay da idi. Erdal Eren"e savunma için şansı verilmedi.17 yaşında asıldı. Aslında cezaevinde o kadar işkence gördü ki, asılarak kurtuldu aslında. Mahkeme başkanı Hâkim Hamdi Sevinç Necdet Adalı’nın suçsuz olduğunu savundu. Ona rağmen Necdet asıldı. Üstüne Hamdi Sevinç bu şerhinden dolayı ceza aldı ve ordudan ayrıldı. Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu içinde benzer şeyler söylemek mümkündür. İdam kararını veren Sıkıyönetim Mahkemesi Hâkimi Ali Fahir Kayacan daha sonra anlattığı anılarında, Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilen solcu Necdet Adalı'ya denge olsun diye idam edildiğini belirtti. Bu itiraftan sonra anlaşılıyor ki denge adına asıldığından kuşku yok.

12 Eylül sürecinde, yıllarca süren davalarda tutuklulukların devam ettiğini de unutmayalım. AKP’yi eleştirirken,12 Eylül faşizmini hafifletecek şekilde davranırsak 12 Eylül mağdurlarına, 24 Ocak kararları ile Türkiye"nin uğratıldığı zararlara, Türkiye”nin getirildiği ılımlı İslam(!)çizgisine yaptığı hizmetlerden dolayı 12 Eylülcülere haksızlık etmiş oluruz.

Kısacası şu; 12 Eylül süreci farklı renklere boyanarak 33 yıldır varlığını sürdürmektedir. Aynen dünden, yani o günden daha tehlikeli bugün olduğu gibi!

Arşiv

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi