Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

2015’te Kılıçdaroğlu Ve Bahçeli’den Bir Şey Beklemeyin!..

BÜTÜN esnaf ve sanatkârlar Yeni Yılın girmesiyle şansı yakalamanın rüyasına girmiş durumda. Bu rüya nereye kadar gider pek bilinmez ama, bilinen tek şey; Türkiye’nin nereye gittiğidir.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti, ulusunun da aynı adı taşımasıyla yeni bir devlet olmuş ve filizlerini gençlerle birlikte adını tarihe kazımış bir ulus. Bu ulusun bütün beklentisi her zaman bağımsızlığın ve demokrasinin Anadolu topraklarında yeşermesi için olağanüstü çalışmasıydı. Hatta savaşlarda canlarını seve seve veren bir ulusun torunları olarak aynı duyguları taşıyoruz.
Fakat nedense son günlerdeki gelişmeler ve Anadolu insanımızın girdiği zor günler birkaç televizyona yansıyordu. Bu yansımanın bedelini bağımsız bir Türk ulusunun ödeyeceği gerçeği olduğu kadar... Getirisinin de ise hiç olmamasıydı.

– “Bedel nedir?” denilirse... Elbette ki topraklarımızın tehlike çanları çalmasıdır. Bu tehlikeyi yaratan emperyalist düşünceler, maalesef Anadolu topraklarımızda cirit atıyor. Yani işin içinde, BOP denilen Amerikan’vari bir sinsi planın topraklarımızı rahatsız etmesi yatıyor.

– “Peki bu planları yok etmenin derecesi ve zarureti nedir?” diye sorarsanız... Elbette ki bağımsızlık savaşı ve ulusun cumhuriyet karakterine sahip çıkmasıdır. Ama nedense bugünlerde bu yapılamıyor. Yapılamadığı gibi, gün geçmiyor ki Doğu Anadolu’da olaysız bir gün dahi geçsin. Anadolu topraklarımızda çok tehlikeli gelişmeler yaşandığı halde ulusumuzun ekonomik olumsuzluk içinde hapsedilmesi, Türk insanının önünü görememesini oluşturuyor. Bu da haliyle ekonominin ve tehlikeli siyasi oyunların görülmesini engelliyor. Zaten kime sorsanız, herkes bu konuda şu düşünceye sahip olmakta:

– “Önümüzdeki Yeni Yıl bize inşallah hayırlı ve uğurlu gelir. Devletim ve milletim eski eziyetleri çekmez inşallah.” Evet, Türkiye toprakları üzerinde yaşayan insanların beklentisi hep bu yönde. Çünkü ekonomik alanda durum gittikçe zorlaşmakta.

1– İşsizlik had safhayı bulmakta.
2– Emeklilikteki beklentiler ve her yıl değişen kanun hükmündeki kararnameler insanlarımızın dayanma gücünü ve direncini kırmakta.
3– Ev alabilmenin hayali gittikçe yerini derin bir ummutsuzluk boşluğuna bırakmakta.
4– Bankalara olan borçlanmalar katlanarak her yıl devasa boyutlara ulaşmakta.
5– Çarşı - pazar ekonomisi pahalılık zirvesini kimseye bırakmamakta.
6– Emekli dul ve yetimlerin alım gücü her gün eriyerek umutlarını söndürmekte.
7– Dövizin ateşi bir türlü söndürülememekte.
8– İhracat gittikçe zorlaşmakta.
9– Yanlış politikaların ülkemizi ithal ürünlerin zengini haline getirmekte...
10– Anadolu insanımızın her gün korku ve gerginlik içinde yaşamasıyla kepenklerini kaplı tutması... İşte tüm bunları yaşayan Türk insanı, topraklarında yaşanan olumsuzlukların bedelini “Nasıl ödeyeceğim?” düşüncesiyle yaşamakta.

KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ’NİN YAPTIĞI SİYASETTEN VATANDAŞLAR ASLA MEMNUN DEĞİL VE ONLARDAN BİR ŞEY DE BEKLEMİYOR!..

Ama gelin görün ki ne CHP’li Kılıçdaroğlu, ne de MHP’li Bahçeli bu durumları halka yansıtamıyor ve olumlu bir planlarının dahi olmayışı onları miting alanlarına sürükleyemiyor. Neden?..
Çünkü doğru dürüst bir muhalefet etme tarzları dahi yok. Nasıl olsun ki!.. Her zaman Meclis grup toplantısını gerçekleştirdikleri salı gününe hapsedilmiş durumdalar. Ve yazılı ve görsel basının sayesinde televizyonlara demeç vererek muhalefet yaptıklarını sanıyorlar. Oysa durum hiç de öyle değil. Bu iki lider hiçbir zaman Türk halkının istediği doğrultuda bir miting ve politika üretemedi. Düşünün, cumhurbakanlığı seçiminin üzerinden aylar geçtiği halde ne Kılıçdaroğlu ve ne de Bahçeli, büyük mitingler düzenleyerek halka ulaşmayı hiç düşünmediler. Hatta yapamıyorlar.

Sürekli kaçak dövüşerek halkın beklentilerine karşılık vermeye çalışıyorlar. Halâ da bu inatlarından vazgeçmiş değiller. Siz bırakın halka ulaşmadıklarını, olumsuz sözleri söyleyenlere karşı doyurucu ifadelerle milletin karşısına dahi çıkmıyorlar.

Örneğin, kimileri “Artık zamanı geldi, Türk bayrağının adı da değişsin” diyor.

Kimisi, “Türklük bana bir şey vermedi” diyor.

Kimisi, “Laiklik dindir” diyor.

Kimisi, “Cumhuriyet Türkiye’yi daha da geriye itti” diyor.

Kimisi de, “Kurtuluş Savaşı olmadı” diyor.

Düşünebiliyor musunuz, Türklüğün gurur duyduğu ne kadar kutsal savaşlar ve yazılar varsa, hepsine karşı adeta savaş açılıyor.

– “Peki bunlar olmalı mı?” derseniz eğer... Evet, bu tür konuşmalar maalesef oluyor. Neden biliyor musunuz?.. nAtatürk’ün ölümünden sonra ne yazık ki Anadolu insanımız unutuldu.

a) Ne ekonomileri düzeltildi.
b) Ne yaşam koşulları düşünüldü.
c) Ne tarım arazilerinin zenginleştirilmesi için zirai çalışmalar yapıldı.
d) Ne aile planlamalarına destek programlar üretildi.
e) Ne deprem ve fay hattı tehlikelerine karşı bilimsel çalışmalar gerçekleştirildi.
f) Ne de cemaat türü zihniyetlerin, ülkenin tüm tersanelerine girmeleri engellendi.

Türk halkı sürekli unutuldu.
Hem de inatla unutuldu.
Hep kaderine terk edildi.

ANADOLU’DAKİ TEHLİKELİ GELİŞMELER YENİ YIL UMUTLARINI SÖNDÜRECEK CİNSTTEN...

Bunlar olduğu kadar bir de bugün (ve yarın) Cizre başta olmak üzere Anadolumuzun üstünde oynanan çok tehlikeli gelişmeler ulusumuzun Yeni Yıl beklentisini hepten yok edecek cinstendir.

1– Bu bölgemizde yol kesmeler...
2– Devletin araçlarını yakmalar...
3– Zavallı Türk halkının evlerine ateş atmalar...
4– Esnafın dükkanlarını bir türlü açamaması ve korkması. Bunların hepsinin insanda düşündürdüğü bir soru oluyor:

– “Türkiye nereye gidiyor?..” Ülke, zor günlere doğru gidiyor. Düşünün, Türk Bayrağı’na saldıran terörist gruplar, kendi başlarına hareket ederek ulusumuzun kimliğini silmeye çalışıyor. Oysa herkes
biliyor ki bu terör gruplarını yönetenler var.

– “Kimdir onlar?..” derseniz. Elbette ki iki yüzlü, karaktersiz ve onursuz Amerika’dır. Öyle ki bu Amerika, oldum olası Türkiye’nin başına beladır. Ne zaman ki Türkiye bağımsızlığın verdiği güçle kendi başına hem ülke içinde - ve hem de ülke dışında güzel şeyler yapmak isteyince, bu Amerika denen sinsi ülke, Ankara’nın önüne sürekli set kurmuştur. Neden?..

Kendi çıkarlarını düşünüyor da ondan. Peki biz neden çıkarlarımızı düşünmüyoruz?.. Biz neden bu tür oyunlara gelerek Türk ekonomisini daha da batağa sürüklüyoruz?.. Meclis’teki muhalefet grupları, neden biraraya gelip de Türkiye’nin önündeki bu tehlikelere karşı doğru dürüst bir plan üretmiyor?.. Yani ne yaparsa yapsınlar... Ne ederse etsinler... Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Tük halkının karşısına asla iyi bir plan ve porgramla çıkamıyor. Televizyonlara ve gazetelere “2015 Yeni Yıl” mesajlarını yine kaçamak ifadelerle sunacaklar.

Saatler sonra gireceğimiz “2015 Yeni Yıl” Türkiye için çok zor geçecek. Çünkü iğneden ipliğe her şeye zam beklentisi var. Bunu biz demiyoruz, bunu Maliye zaten açıkladı. Maliye Bakanlığı’nın Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete’de yayınlanarak yeniden belirlenmişti. Şimdi kimse karşımıza çıkıp da, “Zam yok. Vatandaşlar bu yılı çok iyi geçirecek” diyemez. Çünkü hükümetin uyguladığı sıcak para ekonomi politikası yavaş yavaş değişmekte. Vatandaşlar da bu gelişmelere karşı şu ifadeye kullanmakta:

– “Yahu her senenin sonunda, her yıl başı bütün ürünlere zam yapmak zorunluluk mudur? Neden ben rahat bir ekonomi politikasıyla yaşayamıyorum?.. Neden petrol ve ürünlerine bu kadar zam yapılmakta?.. Neden çarşı pazar ekonomisi bir türlü rayına oturtulamıyor?..” Biz söyleyelim?..:

– “Hükümet(ler)in İthalat girdisi, ihracatın karşısında eritirilse... Tarım arazileri yeniden canlandırılarsa... Köylümüz mevsimlik işçi statüsünden kurtarılırsa... Türkiye Cumhuriyeti toprakları bağımsızlığını ispatlayarak emperyalistlerin baskısı altında kullandırılmazsa... Köylümüzün ekonomisi düzeltilerek ürünlerini vatandaşların alım gücüne göre desteklenerek kuvvetlendirirse... Emperyalistlerin tehlikeli ve sinsi planlarını hissederek derhal milli duruşla cevapları verilirse... İşte o zaman bu ülke kurtulur.” Yok eğer “Ben Birleşmiş Milletler’le kötü olmayayım...” Yok, “NATO ile ters  düşmeyeyim...” Yok, “Avrupa Birliği ile ilişkilerim düzelsin...” Ve “Amerika ile ilişkilerim bozulmasın” diye içişlerinizde ve dışişlerinizde politikanızı sürekli değiştirirseniz, gün gelir kendi ürettiğiniz politikaların esiri olursunuz. Tıpkı bugünkü gibi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi