Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Sevgili Okuyucularım,  “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” konusunda bir şeyler yazmak için arşiv dosyalarımı karıştırmaya başladım. Engin Ardıç’ın bir yazısını buldum. Bana hoş gelmeyen bazı yerleri çıkarttım. Konu enteresan geldi size sunmaya karar verdim. Şöyle yazıyor. Profesör Bernard Lewis bir kitabında Ortadoğu İslam Uygarlığının niçin geri kaldığını kendince incelerken, iki sonuca varır.

Bu geri kalmışlığın nedenlerinden biri kölelik kurumunun varlığı, diğeri de kadının ikinci sınıf insan sayılmasıdır diyor. Evet İslamda kölelik vardır. Bizde de, bugün otopark olan Çemberlitaş Meydanı, taşın arkasından camiye kadar olan arazi parçası, avrat pazarıydı. Girit’in fethinden sonra İstanbul avrat pazarına dökülen Rum kızı sayısı o kadar çokmuş ki, “karı fiyatı” bir ara altmış kuruşa, evet, altmış kuruşa kadar düşmüş…

Ancak,  İslam köleyi üretimde kullanmadı. Hizmet sektöründe kullandı. Batı, köleliği Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile bırakmış, daha ileri bir üretim ve uygarlık aşaması olan “serf”, yani “toprağa bağlı köylü” aşamasına geçmiş. Ancak sömürgelerinde, tarım üretiminde kullanılan köleliği sürdürdü. Fransa bundan ancak devrimle vazgeçti. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu düzeye gelebilmesi için iç savaşın sonu ve 1865 yılını beklemek gerekti. Oysa epey geriden gelen Rusya bile 1861yılında bu işi bitirmişti. Çünkü batı “yekpare” bir bütün değildi. Bu bir, ikincisi de ikiyüzlüydü. Bu gün de öyledir.

Şimdi sanki kendileri hiç kölecilik yapmamışlar gibi, bizi suçluyorlar. Aynı tutum, kadın meselesi için de geçerlidir. Kadını ezen, onu ikinci sınıf durumuna düşüren, Katolik Kilisesinin kendisidir. Kurucusu Ermiş Petros kadınlardan, özellikle de Mecdelli Meryem’den nefret ederdi. Bu gün Suudi Arabistan’ı “kadınlara sürücü ehliyeti vermediği” için aşağılayan batı da kadınlar kocalarından izinsiz banka hesabı bile açtıramıyorlardı. Daha yüz sene evvel ve biz kadına oy hakkını hepsinden önce verdik. Prof. Lewis de bizi ayrı tutuyor, asıl bulaşmak istediği Arap ülkeleri.

Fakat gerek bizim ülke, gerekse bizim uzun süre yönetimimiz altında bulunan Ortadoğu, İslam nedeniyle değil, bilim yapmadığımız ve bilimin bulgularını teknolojiye uygulayamadığımız için geri kaldı. Bilimdeki gelişmeleri izleyememek bir yana, onu hiç sevmedik ve reddettik. Ve tren kaçtı. On altıncı yüzyıldan beri o trenin gerisinden geliyoruz. Treni yakalamak mümkündür, ama “Amerika’yı yeniden keşfetmek” mümkün değildir. Avrupa Birliği’ne girebilme çabamız da, hızlı giden trenin hiç olmazsa son vagonuna ayak atıp tutunma isteğidir.

Fizik kanunlarını reddedip işi nazara bağladığımız sürece de vagona bile dokunamayız. Avrupalı olmayanın Avrupa’ya girme girişimi de ancak bir komedi filmi düzeyinde kalır. Orada çakallık, kertenkelelik yoktur. Kurnazlık geçmez. Burada devreye gireyim. Yanlış hatırlamıyorsam yıl 1990 o tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınlar Sivil Toplum Kuruluşlarına üye olamıyorlardı. İlk Liones’i (kadın Lion) o yıllarda başkanlığını yaptığım Etiler Lionsa üye yaptık. Amerika 1990 da kadınlara bu hakkı verdi. Büyük insan Mustafa Kemal Atatürk bunu 1920 lerde vermişti. Bizi karnında taşıyan, büyüten, doyuran analarımız Kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.       

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi